Seksenli yılların başından itibaren düzenlediği milli birlik konferanslarıyla, "Dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzdür" vurgusunu yaparak Türk milletinin dini üzerinden oynanan oyunlara karşı uyarmaya bıkmadan usanmadan devam eden Prof. Dr. Haydar Baş yazmış olduğu "Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler", "Din Tahripçilerine Kur'an-ı Kerim'in Cevabı", "Niçin Türkiye" ve sayısı elliye yaklaşan kitaplarıyla ve yapmış olduğu televizyon programlarıyla Türk milletini her fırsatta uyarmaya devam etti.
Yine doksanlı yılların başında Irak'a Amerikan askerleri tarafından harekatlar düzenlenirken, başımızdaki siyasiler olup bitene sevinip, topraklarımızın Amerika tarafından üs olarak kullanılmasına izin verip "Bir koyup üç alacağız" deyip neticesinde avuçlarını yaladıkları, onlara tâbi olan halkın ise, Amerika'nın Müslüman Irak halkını bombalamasını adeta bir havai fişek gösterisini izleme havasında televizyon karşına geçip çaylarını yudumladıkları zaman yine Sayın Baş "Asıl hedef Türkiye" diyerek uyarmıştı.
Şu an 2016'dayız. 35 yılı aşkın bir zamandır bu millet üzerinde oynanan oyunlara dikkat çeken Sayın Baş bıkmadan usanmadan bu milleti uyarmaya devam ediyor.
22 İslam ülkesini Amerika ve İsrail'in Arz-ı Mev'ud çıkarları doğrultusunda sömürgeleştirme, ele geçirme politikası olan "BOP"un neticesinde, Afganistan, Irak, Libya, Mısır, Suriye, Tunus gibi zengin yeraltı ve yerüstü kaynaklara sahip olan ülkelerde Müslüman halkın durumu içler acısı.
Libya'da, Mısır'da, Tunus'ta darbeler oldu; Suriye'de Esad'a karşı muhalifler kışkırtıldı, desteklendi. Şiilerin katline fetvalar verildi. Suudi Arabistan ortada kesin bir sebep yokken Şii din adamı Şeyh Nemr'in de aralarında yer aldığı 47 kişiyi idam etti.
El Kaide, Taliban, Müslüman Kardeşler, Boko Haram, IŞİD gibi radikal İslamcı örgütler ABD'nin finansmanı ile Ortadoğu'da kan kusturuyorlar.
Uygulanan politikalar sonucu yapılmak istenen, Amerika'nın kendi askerlerini savaş sahnesinden çekip, müttefiki olan Müslüman nüfuslu ülkelere ve İslami görünümlü örgütlere Müslümanı Müslümana kırdırmak.
Cenabı Hakk ayet-i kerimede, "Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz" (Hucurat: 49/10) buyuruyorken, bir başka ayet-i kerimede, "Yanlışlıkla olması dışında bir müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz. Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir. Meğer ki ölünün ailesi o diyeti bağışlamış ola. (Bu takdirde diyet vermez). Eğer öldürülen mümin olduğu halde, size düşman olan bir toplumdan ise mümin bir köle azat etmek lâzımdır. Eğer kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir mümin köleyi azat etmek gerekir. Bunları bulamayan kimsenin, Allah tarafından tevbesinin kabulü için iki ay peşpeşe oruç tutması lâzımdır. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir" buyurdu. (Nisa: 4/92).
Peygamber Efendimiz hadis-i şeriflerinde de buyurduğu üzere, "La ilahe illallah Muhammedu'r-Resulullah diyen herkes Müslümandır."
"Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden selâmette olduğu kişidir. Mü'min ise kanları ve malları konusunda diğer insanları güvende kılan kişidir" buyurdu. (Tirmizî no. 2627 ve Nesâî, iman 8, VIII, 104-5).
"Allah her günahı bağışlayabilir. Ancak müşrik olarak ölen veya taammüden bir mü'min öldüreni bağışlamaz." (Ebû Dâvud, no. 4270).
"Kim bir mü'mini gönülden isteyerek öldürürse Allah onun tevbesini kabul etmez." (Ebû Dâvud, no. 4270).
Cenab-ı Hakk'ın bir başka ayet-i kerimede buyurduğu üzere: "Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azîzdir, hikmet sahibidir." (Tevbe: 9/71).
Cenabı Hakk ayet-i kerimede buyurduğu gibi, müminler ancak kardeştirler ve mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar ve Peygamber Efendimiz'in (s.a.a.) buyurduğu gibi mü'min ise kanları ve malları konusunda diğer insanları güvende kılan kişidir.
Müslüman Müslümanın canını malını namusunu inancını korumakla mükelleftir.
Bugün mezhep ayrılıkları bahane edilerek, Müslümanı kafir ilan edip onunla savaşmak, kan dökmek topraklarını işgal etmek, kaynaklarını ele geçirmek gibi büyük bir oyun İslam alemi üzerinde oynanıyor. Ve ne yazık ki, Müslümanların büyük çoğunluğu, Amerika'nın, İsrail'in ve AB'nin maşası olan liderlerine tâbi olarak bu oyuna geliyor.
İslam alemi üzerinde bu oyunlar oynanırken "Tevbe: 9/71" ayetinde vasfedilen özellikleri taşıyan Sayın Baş tarafından eskilerin deyimiyle "efradını cami ağyarını mani" herkesin okuyup uyanması gereken bir eser ortaya konuyor: "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt."
Bu eserde, Sünnilerin ve Şiilerin arasında imamet mevzu dışında bir ayırımın olmadığı, aslında Gadir-i Hum hadisi olarak bilinen hadis-i şerifi Sünni dünyanın da 222 eserde beyan ederek kabul ettiğini fakat İslam dünyasında oynanan oyunlar neticesinde bazı hadis-i şeriflerin Sünni dünyadan gizlendiği gibi bu hadis-i şerifinde gizlendiği, yine Sünni ve Şiileri birbirine düşürmek için Abdullah ibn Sebe gibi hayali kahramanlar üretilerek Şiiliğe iftiralar atıldığını, İngiliz ajanı Sirhindi gibiler tarafından Şiiliği küfürle tekfir ederek katilleri için fetvalar verdirildiği? Gerçek olanın ise Şia ve Sünni aleminin İslam'ın şartları ve inanç esasları üzerinde ittifak üzere oldukları? Her iki mezhebin de ayetlerle beyan edildiği üzere Ehl-i Beyt'i sevmek zorunda olduğu, onların yolundan gitmelerinin farz olduğu ve Ehl-i Beyt'in ortak paydamız olduğu ayet ve hadislerle açıklanırken Türklerin Ehl-i Beyt vasıtasıyla Müslüman oldukları efradını cami ağyarını mani şekilde anlatılıyor.
Şüphesiz bu eserin tamamını bir gazete makalesinde anlatmamız mümkün değil. Ancak İslam alemi üzerinde oynanan oyunlara karşı uyanık olmak isteyenlerin Sayın Baş'ın diğer eserleriyle birlikte mutlaka okunması gereken eserlerinden biri olduğunu herkese hatırlatıyoruz ve okunmasını tavsiye ediyoruz.
Yine doksanlı yılların başında Irak'a Amerikan askerleri tarafından harekatlar düzenlenirken, başımızdaki siyasiler olup bitene sevinip, topraklarımızın Amerika tarafından üs olarak kullanılmasına izin verip "Bir koyup üç alacağız" deyip neticesinde avuçlarını yaladıkları, onlara tâbi olan halkın ise, Amerika'nın Müslüman Irak halkını bombalamasını adeta bir havai fişek gösterisini izleme havasında televizyon karşına geçip çaylarını yudumladıkları zaman yine Sayın Baş "Asıl hedef Türkiye" diyerek uyarmıştı.
Şu an 2016'dayız. 35 yılı aşkın bir zamandır bu millet üzerinde oynanan oyunlara dikkat çeken Sayın Baş bıkmadan usanmadan bu milleti uyarmaya devam ediyor.
22 İslam ülkesini Amerika ve İsrail'in Arz-ı Mev'ud çıkarları doğrultusunda sömürgeleştirme, ele geçirme politikası olan "BOP"un neticesinde, Afganistan, Irak, Libya, Mısır, Suriye, Tunus gibi zengin yeraltı ve yerüstü kaynaklara sahip olan ülkelerde Müslüman halkın durumu içler acısı.
Libya'da, Mısır'da, Tunus'ta darbeler oldu; Suriye'de Esad'a karşı muhalifler kışkırtıldı, desteklendi. Şiilerin katline fetvalar verildi. Suudi Arabistan ortada kesin bir sebep yokken Şii din adamı Şeyh Nemr'in de aralarında yer aldığı 47 kişiyi idam etti.
El Kaide, Taliban, Müslüman Kardeşler, Boko Haram, IŞİD gibi radikal İslamcı örgütler ABD'nin finansmanı ile Ortadoğu'da kan kusturuyorlar.
Uygulanan politikalar sonucu yapılmak istenen, Amerika'nın kendi askerlerini savaş sahnesinden çekip, müttefiki olan Müslüman nüfuslu ülkelere ve İslami görünümlü örgütlere Müslümanı Müslümana kırdırmak.
Cenabı Hakk ayet-i kerimede, "Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz" (Hucurat: 49/10) buyuruyorken, bir başka ayet-i kerimede, "Yanlışlıkla olması dışında bir müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz. Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir. Meğer ki ölünün ailesi o diyeti bağışlamış ola. (Bu takdirde diyet vermez). Eğer öldürülen mümin olduğu halde, size düşman olan bir toplumdan ise mümin bir köle azat etmek lâzımdır. Eğer kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir mümin köleyi azat etmek gerekir. Bunları bulamayan kimsenin, Allah tarafından tevbesinin kabulü için iki ay peşpeşe oruç tutması lâzımdır. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir" buyurdu. (Nisa: 4/92).
Peygamber Efendimiz hadis-i şeriflerinde de buyurduğu üzere, "La ilahe illallah Muhammedu'r-Resulullah diyen herkes Müslümandır."
"Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden selâmette olduğu kişidir. Mü'min ise kanları ve malları konusunda diğer insanları güvende kılan kişidir" buyurdu. (Tirmizî no. 2627 ve Nesâî, iman 8, VIII, 104-5).
"Allah her günahı bağışlayabilir. Ancak müşrik olarak ölen veya taammüden bir mü'min öldüreni bağışlamaz." (Ebû Dâvud, no. 4270).
"Kim bir mü'mini gönülden isteyerek öldürürse Allah onun tevbesini kabul etmez." (Ebû Dâvud, no. 4270).
Cenab-ı Hakk'ın bir başka ayet-i kerimede buyurduğu üzere: "Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azîzdir, hikmet sahibidir." (Tevbe: 9/71).
Cenabı Hakk ayet-i kerimede buyurduğu gibi, müminler ancak kardeştirler ve mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar ve Peygamber Efendimiz'in (s.a.a.) buyurduğu gibi mü'min ise kanları ve malları konusunda diğer insanları güvende kılan kişidir.
Müslüman Müslümanın canını malını namusunu inancını korumakla mükelleftir.
Bugün mezhep ayrılıkları bahane edilerek, Müslümanı kafir ilan edip onunla savaşmak, kan dökmek topraklarını işgal etmek, kaynaklarını ele geçirmek gibi büyük bir oyun İslam alemi üzerinde oynanıyor. Ve ne yazık ki, Müslümanların büyük çoğunluğu, Amerika'nın, İsrail'in ve AB'nin maşası olan liderlerine tâbi olarak bu oyuna geliyor.
İslam alemi üzerinde bu oyunlar oynanırken "Tevbe: 9/71" ayetinde vasfedilen özellikleri taşıyan Sayın Baş tarafından eskilerin deyimiyle "efradını cami ağyarını mani" herkesin okuyup uyanması gereken bir eser ortaya konuyor: "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt."
Bu eserde, Sünnilerin ve Şiilerin arasında imamet mevzu dışında bir ayırımın olmadığı, aslında Gadir-i Hum hadisi olarak bilinen hadis-i şerifi Sünni dünyanın da 222 eserde beyan ederek kabul ettiğini fakat İslam dünyasında oynanan oyunlar neticesinde bazı hadis-i şeriflerin Sünni dünyadan gizlendiği gibi bu hadis-i şerifinde gizlendiği, yine Sünni ve Şiileri birbirine düşürmek için Abdullah ibn Sebe gibi hayali kahramanlar üretilerek Şiiliğe iftiralar atıldığını, İngiliz ajanı Sirhindi gibiler tarafından Şiiliği küfürle tekfir ederek katilleri için fetvalar verdirildiği? Gerçek olanın ise Şia ve Sünni aleminin İslam'ın şartları ve inanç esasları üzerinde ittifak üzere oldukları? Her iki mezhebin de ayetlerle beyan edildiği üzere Ehl-i Beyt'i sevmek zorunda olduğu, onların yolundan gitmelerinin farz olduğu ve Ehl-i Beyt'in ortak paydamız olduğu ayet ve hadislerle açıklanırken Türklerin Ehl-i Beyt vasıtasıyla Müslüman oldukları efradını cami ağyarını mani şekilde anlatılıyor.
Şüphesiz bu eserin tamamını bir gazete makalesinde anlatmamız mümkün değil. Ancak İslam alemi üzerinde oynanan oyunlara karşı uyanık olmak isteyenlerin Sayın Baş'ın diğer eserleriyle birlikte mutlaka okunması gereken eserlerinden biri olduğunu herkese hatırlatıyoruz ve okunmasını tavsiye ediyoruz.
Yeliz Yücel / diğer yazıları
- Üç aylar iklimi-4 / 20.03.2017
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016
- Üç aylar iklimi-3 / 19.03.2017
- Üç aylar iklimi-2 / 18.03.2017
- Üç aylar iklimi-1 / 17.03.2017
- Muharrem'in onuncu günü: Aşura / 11.10.2016
- Bayram namazı ve kılınışı / 11.09.2016
- Haccın tamam olmasının şartları / 10.09.2016
- 'Hac Arafat'tır' / 09.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?III / 08.09.2016
- Zilhicce ayında ibadet?II / 07.09.2016