Hisseleri alan mutlu olur
Türk Telekom CEO'su Paul Doany, Türk Telekom'un değerini artırmaya odaklandıklarını dile getirerek, "Hisse satış sürecini biz yönetmiyoruz. Bu hisseleri her kim alırsa çok mutlu olacaktır zira yüksek gelir elde edecektir" dedi
06.12.2017 00:00:00
RECEP BAHAR/İSTANBUL
Türk Telekom CEO'su Paul Doany, Türk Telekom'daki Eylül 2016'da başlayan ikinci döneminin ilk yılının faaliyetlerini anlatmak üzere İstanbul'da bir basın toplantısı düzenledi. Türk Telekom'u 2006-2011 döneminde de yöneten Doany, 2017'nin 9 aylık finansal sonuçlarını ve şirketin 5 yıllık stratejik plan çerçevesinde belirlenen gelecek vizyonunu da paylaştı.
Türk Telekom'un Türkiye'de 9 yıldır sektöründe lider konumda olduğuna işaret eden Doany, şunları söyledi: "Türk Telekom, 2017'nin ilk 9 ayında hedeflerinin de üzerinde yıllık bazda yüzde 12 büyüdü. Özellikle internet, mobil ve TV pazarından gelen büyüme ile Eylül 2016-Eylül 2017 arasındaki 12 aylık süreçte 2 milyon net abone kazandı. Bu 2008'deki halka arzdan bu yana elde ettiğimiz en büyük 12 aylık net abone kazanımı ve en yüksek büyüme oranı. Kârlılıkta da ciddi bir artış yakaladığımız 2017'nin 9 aylık döneminde 1.25 milyar TL net kâr elde ettik. 40.5 milyonu aşkın abonemiz bulunuyor. Bunların yüzde 47'sini mobil, yüzde 23'ünü sabit hat, yüzde 23'ünü internet ve yüzde 6'sını ödemeli TV (Tivibu) aboneleri oluşturuyor." Doany, 2005 yılındaki özelleştirmeden bu yana Türkiye'ye 81 milyar liralık katkı sağladıklarını kaydetti.
Türk Telekom'un 5 yıllık hedefleri
Pek çok telekom şirketinin üçer yıllık stratejik planlar hazırladığı bir dönemde Türk Telekom olarak 5 yıllık bir stratejik plan hazırladıklarına işaret eden Doany, "5 yıllık stratejik plan kapsamında şirketimiz, iki önemli alana odaklanacak. Bir yandan ülkemizdeki her bireyin günlük hayatına dokunan yeni ürün ve hizmetlerimizle kitlesel pazarda karlı büyümemizi sürdüreceğiz. Bir yandan da AR-GE'ye daha fazla odaklanacağız. Akıllı şehirler ve geleceğin teknolojilerine daha fazla yatırım yapacağız. Yeni dönemde sağlık, mobil uygulamalar ve uzak noktalara internet getirmek için elektrik dağıtım şirketleri ile işbirliği alanlarına odaklanacağız" şeklinde konuştu.
Paul Doany, ortak olmak için 5 şirket belirlediklerini, bunlarla görüşmelerin devam ettiğini kaydetti. Türk Telekom verimli bir şekilde borçlanan bir şirket olduğunu dile getiren Doany, "Net borç/FAVÖK (Faiz, Amortisman ve Vegi Öncesi Kâr) oranımız 1.96 oldu. Türk Telekom fazla borçlanan bir şirket değil. Net borç/FAVÖK oranının 2'nin altında olması bunu gösteriyor. Dünyada bu hususta iy noktadayız. En büyük zorluğumuz döviz kurları. Dahası analistlerin Türk Telekom hisseleri için yatırımcılara alım önerisi geçen yıl yüzde 45 iken, bu yıl yüzde 65'e çıktı. Bunu çok önemli görüyoruz" dedi.
Türkiye internette geri
Türkiye'nin hedeflediği kalkınma atağını gerçekleştirebilmesinde internetin kilit rolü bulunduğuna işaret eden Doany, şöyle devam etti: "Bu kapsamda kitlesel pazarda sabit internette büyümeye daha fazla odaklanacağız. Gelecek internette ve Türkiye'nin yüzde 98'ini kapsayan altyapı yatırımları ile Türk Telekom bu konuda oldukça avantajlı bir konumda. Avrupa'da internet erişimi yüzde 72 iken, bu oran Türkiye'de yüzde 48... Biz bu oranı yüzde 70'ler seviyesine yükseltilmesine katkı sağlamayı amaçlıyoruz. İnternet penetrasyonunda 25 puanlık büyüme, 2023'e kadar ülke milli gelirinde 130 milyar dolar artışa yol açacak.
Türkiye'nin dijital haritasında özellikle batıdaki illerin internet kullanımının Türkiye ortalamasının üstünde, doğudaki illerin ise ülke ortalamasının altında olduğu görülüyor. Türkiye'nin hedeflediği gibi dünyanın en gelişmiş ülkelerinin yer aldığı G20 içinde ilk sıralara yükselebilmesi için iller arasında dijital ahenk yakalanması önemli. Görevimiz ülkemizdeki dijital uçurumu azaltmak." Türk Telekom'un gayrimenkullarini sattığına dair iddialara da cevap veren Doany, "Özelleştirmeden bu yana 423 milyon TL'lik gayrimenkul satarken 1.5 milyar TL'lik gayrimenkul alımı ve iyileştirmesi yaptık. PTT ile ortak gayrimenkulleri daha verimli değerlendirmek için iş birliğine gittik. Yaptığımız yatırımın çoğunu Türkiye'nin dijital dönüşümü için yapıyoruz" şeklinde konuştu.
Türk Telekom'un geleceğine dair önemli açıklama
Toplantıda Türk Telekom'un bankalara olan borçları ve hisse satışına ilişkin detaylar da veren Türk Telekom CEO'su Paul Doany, şunları söyledi: "Daha önce yatırımcılara açıkladığım gibi benim bu şirkete geri dönme nedenim tamamen yönetim ile hissedarlar arasında bir izolasyon (yalıtım) sağlamayarak, şirketin operasyonlarına devam edebilmesiydi. Türk Telekom'un borçları, bütün operasyonlarından bağımsızdır ve izole edilmiştir. Türk Telekom, hissedarları arzuladığı için değil ihtiyaç duyduğu için yatırım yapar çünkü bazı noktalarda bir takım çıkar çatışmaları ortaya çıkabilir.
Özellikle hissedarın riski gibi bir durum söz konusu ise... Türk Telekom için değişen bir şey yok. Herhangi bir satış sürecini biz yönetmiyoruz. Biz, hisseyi her kim alırsa onlara yardım etmeye çalışıyoruz. Bunun için gelirleri artırmaya çalışıyoruz. Sonuçta hisseleri kim alırsa iyi bir karşılığı olabilsin diye uğraşıyoruz. Bu hisseleri her kim alırsa çok mutlu olacaktır zira yüksek gelir elde edecektir. Alan kişi her kim olursa çok mutlu olacaktır. Bu süreç şirkete borç veren bankalar tarafından yönetilmektedir. Kredi veren bankaların yüzde 80'ı Türk bankaları olduğu için onların ihtiyaç duyduğu bilgilerin paylaşımı için elimizden geldiğince yardımcı oluyoruz. Kredi veren bankaların danışmanları tarafından son yapılan değerlendirmeye göre bu kredilerle ilgili onların herhangi bir zarar yazmaması gerekiyor. Bu hisseleri her kim alırsa bir iki yıla kalmadan çok yüksek geri dönüş elde edecektir. Geri kalanlar bizim işimiz değil. Bu yalıtım iki şekilde çalışıyor: Hissedarların da şirketin işlerine karışmasına müsaade etmiyoruz."
Türk Telekom CEO'su Paul Doany, Türk Telekom'daki Eylül 2016'da başlayan ikinci döneminin ilk yılının faaliyetlerini anlatmak üzere İstanbul'da bir basın toplantısı düzenledi. Türk Telekom'u 2006-2011 döneminde de yöneten Doany, 2017'nin 9 aylık finansal sonuçlarını ve şirketin 5 yıllık stratejik plan çerçevesinde belirlenen gelecek vizyonunu da paylaştı.
Türk Telekom'un Türkiye'de 9 yıldır sektöründe lider konumda olduğuna işaret eden Doany, şunları söyledi: "Türk Telekom, 2017'nin ilk 9 ayında hedeflerinin de üzerinde yıllık bazda yüzde 12 büyüdü. Özellikle internet, mobil ve TV pazarından gelen büyüme ile Eylül 2016-Eylül 2017 arasındaki 12 aylık süreçte 2 milyon net abone kazandı. Bu 2008'deki halka arzdan bu yana elde ettiğimiz en büyük 12 aylık net abone kazanımı ve en yüksek büyüme oranı. Kârlılıkta da ciddi bir artış yakaladığımız 2017'nin 9 aylık döneminde 1.25 milyar TL net kâr elde ettik. 40.5 milyonu aşkın abonemiz bulunuyor. Bunların yüzde 47'sini mobil, yüzde 23'ünü sabit hat, yüzde 23'ünü internet ve yüzde 6'sını ödemeli TV (Tivibu) aboneleri oluşturuyor." Doany, 2005 yılındaki özelleştirmeden bu yana Türkiye'ye 81 milyar liralık katkı sağladıklarını kaydetti.
Türk Telekom'un 5 yıllık hedefleri
Pek çok telekom şirketinin üçer yıllık stratejik planlar hazırladığı bir dönemde Türk Telekom olarak 5 yıllık bir stratejik plan hazırladıklarına işaret eden Doany, "5 yıllık stratejik plan kapsamında şirketimiz, iki önemli alana odaklanacak. Bir yandan ülkemizdeki her bireyin günlük hayatına dokunan yeni ürün ve hizmetlerimizle kitlesel pazarda karlı büyümemizi sürdüreceğiz. Bir yandan da AR-GE'ye daha fazla odaklanacağız. Akıllı şehirler ve geleceğin teknolojilerine daha fazla yatırım yapacağız. Yeni dönemde sağlık, mobil uygulamalar ve uzak noktalara internet getirmek için elektrik dağıtım şirketleri ile işbirliği alanlarına odaklanacağız" şeklinde konuştu.
Paul Doany, ortak olmak için 5 şirket belirlediklerini, bunlarla görüşmelerin devam ettiğini kaydetti. Türk Telekom verimli bir şekilde borçlanan bir şirket olduğunu dile getiren Doany, "Net borç/FAVÖK (Faiz, Amortisman ve Vegi Öncesi Kâr) oranımız 1.96 oldu. Türk Telekom fazla borçlanan bir şirket değil. Net borç/FAVÖK oranının 2'nin altında olması bunu gösteriyor. Dünyada bu hususta iy noktadayız. En büyük zorluğumuz döviz kurları. Dahası analistlerin Türk Telekom hisseleri için yatırımcılara alım önerisi geçen yıl yüzde 45 iken, bu yıl yüzde 65'e çıktı. Bunu çok önemli görüyoruz" dedi.
Türkiye internette geri
Türkiye'nin hedeflediği kalkınma atağını gerçekleştirebilmesinde internetin kilit rolü bulunduğuna işaret eden Doany, şöyle devam etti: "Bu kapsamda kitlesel pazarda sabit internette büyümeye daha fazla odaklanacağız. Gelecek internette ve Türkiye'nin yüzde 98'ini kapsayan altyapı yatırımları ile Türk Telekom bu konuda oldukça avantajlı bir konumda. Avrupa'da internet erişimi yüzde 72 iken, bu oran Türkiye'de yüzde 48... Biz bu oranı yüzde 70'ler seviyesine yükseltilmesine katkı sağlamayı amaçlıyoruz. İnternet penetrasyonunda 25 puanlık büyüme, 2023'e kadar ülke milli gelirinde 130 milyar dolar artışa yol açacak.
Türkiye'nin dijital haritasında özellikle batıdaki illerin internet kullanımının Türkiye ortalamasının üstünde, doğudaki illerin ise ülke ortalamasının altında olduğu görülüyor. Türkiye'nin hedeflediği gibi dünyanın en gelişmiş ülkelerinin yer aldığı G20 içinde ilk sıralara yükselebilmesi için iller arasında dijital ahenk yakalanması önemli. Görevimiz ülkemizdeki dijital uçurumu azaltmak." Türk Telekom'un gayrimenkullarini sattığına dair iddialara da cevap veren Doany, "Özelleştirmeden bu yana 423 milyon TL'lik gayrimenkul satarken 1.5 milyar TL'lik gayrimenkul alımı ve iyileştirmesi yaptık. PTT ile ortak gayrimenkulleri daha verimli değerlendirmek için iş birliğine gittik. Yaptığımız yatırımın çoğunu Türkiye'nin dijital dönüşümü için yapıyoruz" şeklinde konuştu.
Türk Telekom'un geleceğine dair önemli açıklama
Toplantıda Türk Telekom'un bankalara olan borçları ve hisse satışına ilişkin detaylar da veren Türk Telekom CEO'su Paul Doany, şunları söyledi: "Daha önce yatırımcılara açıkladığım gibi benim bu şirkete geri dönme nedenim tamamen yönetim ile hissedarlar arasında bir izolasyon (yalıtım) sağlamayarak, şirketin operasyonlarına devam edebilmesiydi. Türk Telekom'un borçları, bütün operasyonlarından bağımsızdır ve izole edilmiştir. Türk Telekom, hissedarları arzuladığı için değil ihtiyaç duyduğu için yatırım yapar çünkü bazı noktalarda bir takım çıkar çatışmaları ortaya çıkabilir.
Özellikle hissedarın riski gibi bir durum söz konusu ise... Türk Telekom için değişen bir şey yok. Herhangi bir satış sürecini biz yönetmiyoruz. Biz, hisseyi her kim alırsa onlara yardım etmeye çalışıyoruz. Bunun için gelirleri artırmaya çalışıyoruz. Sonuçta hisseleri kim alırsa iyi bir karşılığı olabilsin diye uğraşıyoruz. Bu hisseleri her kim alırsa çok mutlu olacaktır zira yüksek gelir elde edecektir. Alan kişi her kim olursa çok mutlu olacaktır. Bu süreç şirkete borç veren bankalar tarafından yönetilmektedir. Kredi veren bankaların yüzde 80'ı Türk bankaları olduğu için onların ihtiyaç duyduğu bilgilerin paylaşımı için elimizden geldiğince yardımcı oluyoruz. Kredi veren bankaların danışmanları tarafından son yapılan değerlendirmeye göre bu kredilerle ilgili onların herhangi bir zarar yazmaması gerekiyor. Bu hisseleri her kim alırsa bir iki yıla kalmadan çok yüksek geri dönüş elde edecektir. Geri kalanlar bizim işimiz değil. Bu yalıtım iki şekilde çalışıyor: Hissedarların da şirketin işlerine karışmasına müsaade etmiyoruz."