"Bu sonuçlar demokrasinin zaferidir. Hâkim ve savcılarımız demokrasiye, hukukun üstünlüğüne ve çoğulculuğa sahip çıkmışlardır. Yargıçlarımız bugün 'biz cemaatin yargısı değil, milletin yargısıyız' dediler."Yukarıdaki sözler, ister inanın ister inanmayın, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a ait. 12 Ekim Pazar günü yapılan HSYK (Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu) üyeliği seçim sonuçlarını böyle değerlendiriyordu beşuş bir çehreyle. Bu seçim yaklaşık 16 bin hâkim ve savcının katılımıyla adlî ve idari birinci derece mahkemeleri düzeyinde yapılan seçimdi. Daha öncesinde de Yargıtay ve Danıştay'ı kapsayan Yüksek Yargı'da seçim yapılmıştı. Yüksek Yargı'daki seçim sonuçları ise Hükümeti hiç memnun etmemiş, hatta seçim sonuçlarını YSK (Yüksek Seçim Kurulu) nezdinde şikâyet edeceklerini, gerekirse yasa, olmazsa anayasa değişikliğine kadar gideceklerini pür hiddet ve celâlle açıklamışlardı ve de suratları sirke satıyordu. Oysa seçim HSYK üyeliği içindi de, niçin birine demokratik diğerine mahkemelik yaftasını yapıştırıyordunuz? İş besbelli; kendi adayları kazanınca demokrasi, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı yerine geldi ancak Yüksek Yargı'daki seçimde adayları kazanamayınca, o çok değer verdikleri sandık sonuçları da hiçe gitti kendilerince.Baştan beri söylemeye çalışıyoruz; hangi tarafın adayı kazanırsa kazansın, kazanan yargı olmadı. Onun bunun adayı ileri sürülerek bağımsız yargı inşâ edilemez, hâkimlerimiz tarafsız diyerek de insanlarımız ikna edilemez."Mahkemelerin bağımsızlığı" diye bir lâf var anayasada (madde:138) ve de dahası var; şu HSYK yargının beyni ya, hâkim ve savcıların özlük işleri, tayin ve terfileri, meslekten atılmaları, mücazat ve mükâfatları (cezalandırılmaları ve ödüllendirilmeleri) hep buradan istim alır, işte bu merkezle ilgili olarak da anayasada, HSYK'nın mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulup görev yaptığı, yazılıdır (madde: 159).Oraya buraya slogan yazıp duranlar için Süleyman Demirel'in bir sözü olmuştu: "Dağa taşa yazmakla iktidar olunmaz!" Bundan esinlenerek diyoruz ki, anayasaya yazmakla ne demokrat olunur ne de hukuk devleti.Niye bu kadar önemli, yargının bağımsızlığı?Bağımsız yargı ile insan hak ve özgürlükleri ve de demokratik rejim arasında sıkı bir ilişki vardır. Yargının bağımsızlığı, demokratik hak ve özgürlüklerin önemli bir güvencesini oluşturmaktadır. Bu güvenceler olmadan demokrasiden bahsedemeyiz. Bağımsız yargı, günümüzde, demokrasinin "onsuz olmaz" koşulu sayılmaktadır.Bilirsiniz, bir ata sözümüz var: "Şeriatın kestiği parmak acımaz"; yani, hukuk, yasalar herkes için eşit ve tarafsızca uygulanırsa, ceza verilse de bundan kimse yüksünmez. Bu atasözümüz yargıya güvenin en net ifadesidir de AKP'ye hiç bir şey ifade etmiyor. Bunların kuşatmasındaki yargının kestiği parmak, parmak ısırttırdığından, üstüne üstlük bir de ısırık yiyen parmak acıdan öteye kangrene dönüşmektedir. Hem davacı hem kadı olan hükûmet, Adalet Bakanlığı aracılığı ile yargı üzerindeki baskısını, HSYK seçimleriyle de yoğunlaştırmaya devam edecektir. AKP tayfası yargı üzerinden cemaate karşı intikam hislerini tatmine çalışırken hukuku da katletmektedir.Neyse, bozulan AKP-cemaat ittifakı üzerine; "İki odun gibiydiniz ocakta: birbirinden ayrıldığı an sönen" (Arnavut şâir Fatos Arapi'ye atfen) diyor ve akıbetlerini bekliyoruz!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023