Muaviye oğlu Yezit, babasının bin bir çeşit fırıldaklar çevirmesi sayesinde hilafet makamına oturduğunun ve asla o makama layık olmadığının farkındaydı.
Baba-oğul kafa kafaya vererek gasp ettikleri hilafet makamına meşru ve layık bir halife olmadığını bildiği için, makama gelir gelmez bir takım meşruiyyet yollarını aramaya koyuldu.
Peygamberin torunu, Hz. Ali ile Fatma'nın oğlu Hz. Hüseyin'den 'biat' alırsa oturduğu makamın meşruiyetine çok önemli ve kuvvetli bir delil bulmuş olacaktı.
"Halifelik senin hakkın değil, sen o makama asla layık değilsin" diyecek olanlara Yezit, eğer alabilseydi Hz. Hüseyin'in biatını delil göstererek; "siz Peygamberin torunundan iyi mi biliyorsunuz?" diyerek herkesi susturmayı düşünüyordu.
Makama oturur oturmaz, ilk iş olarak Medine valisine emir vererek Hz. Hüseyin'den biat almasını istedi ama onun bu planı, bu tuzağı Hz. Hüseyin'in basireti, feraseti ve dik duruşu karşısında suya düşmüş oldu.
Vahyin evinde, vahye mazhar olan son Peygamberin kucağında ve ocağında büyümüş olan, Fatma ananın dizinin dibinde yetişmiş olan Hüseyin'den, zulme, zalime, haksızlık ve hukuksuzluğa, arsıza ve hırsıza destek çıkmayacağını bilmeyecek kadar da basiretsizdi.
Hz. Hüseyin kendi rahatını, istirahatını düşünerek Yezit'e biat edip Medine'de oturmaya devam etseydi, vahiy evinin bir ferdi olarak, Yezid'in o makamda kaldığı müddetçe işleyeceği cinayetlere, irtikab edeceği zulümlere ve dökeceği masum kanlara ortak olmuş olacaktı.
Hz. Hüseyin, kendi canı ve kendi kanı pahasına ve evlad u iyalinin katledilmesini göze alarak, mübarek adının zalimle ve zulümle beraber anılmasına asla rıza göstermedi ve yollara düşerek şanlı kıyamını başlattı.
Hüseyni kıyamı doğru okumak lazım.
Hz. Hüseyin'in şanlı kıyamının her çağa söylediği çok önemli mesajlar var mutlaka.
On dört asır sonrasında, kendi konforundan zerre taviz vermeden koltuğunda kurularak; "Hüseyin Medine'den ayrılmasaydı, yollara düşmeseydi, o tarafa değil de bu tarafa gitseydi, bu işler başına gelmezdi" türünden cümleler kuranlar ve kendilerini İslam tarihi uzmanı zannedenler, zalim ve zulüm, ehliyet ve liyakat kavramları üzerinde biraz daha çalışsalar iyi olacak.
Özellikle günümüz dünyasında, Hüseyni kıyamı doğru anlamaya her zamankinden daha fazla muhtacız.
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024