Dinini satarak yemek haramdır. Sen münafık, deccâlsın. Ben, münafıklara karşı öfke duyan, onların başında öten ve akılları parçalayan kimseyim. Kazma ve küreklerim onların evini yıkar, imanlarını siler, götürür, iddia ettiği imana sahip çıkamaz. İçi bozuk zatın elinde silâhı yoktur. Cenge yeter metaı yoktur. İçine sığınacak kalesi, sığınacak yeri yoktur. Halkla Hâlık arasında döner. Zahirle bâtın içinde dolaşır. Sebeple onu Yaratan arasında kalır. Hükümle ilim arasında bocalar.
İman eseri, bela ve afet anında kendini gösterir. İkan işini o zaman belli eder. Tevhid ve tevekkülün gücü o zaman belli olur. Allah'a dayanma o zaman kendini gösterir.
İman, bir davanın şahidi sayılır. İman sahibi, kalpten Allah'tan korkan ve bir arzusu olduğunda yalnız O'ndan talep edendir. İman sahipleri ihtiyaçlarını yalnız O'na açarlar, başkalarına bir şey demezler. Onlar, yalnız Hakk'ın kapısına koşar, başkalarına gitmezler.
Siz, Rabb'inize karşı ne biçim irfan duygusu taşırsınız, hayret!
Bir kimse, dünyanın aslını anlarsa, bırakır. Âhiretin yapılmış, yaratılmış, sonradan var olmuş olduğunu anlarsa onu da bırakır, onu yapana kaçar, sığınır. Dünya ve âhiret önün kalp gözünde küçülür. Sır gözünde Hakk'ın büyüklüğü peyda olur. Bundan sonra O'nu aramaya başlar, başkasını iter. Halk, önünde zerre miktar kıymet taşımaz. Halka baktığı zaman onları çamurla oynayan sıbyana benzetir. Şahları, bir yana atılmış ve azlolunmuş görür. Zenginleri de aldanma içinde bulur. Geçici işlere dalanları da Hak'tan mahcup bulur.
Sizi Allah'ın Kitabı ve Peygamber'in sünneti ile oynar buluyorum. Sâlih kişilerin sözünü elinizde birer oyuncak olmuş görüyorum. Bu oyunu cehaletiniz yüzünden yapmaktasınız. Eğer emrine uyup dilediği gibi hareket etmiş olsaydınız, cümle arzunuz yerine gelirdi.
Sabırsız kimsenin başına gelen fakirlik ve bela hâli, bir felâket olur. Ama sabırlı insan için bela ve fakirlik nimet ve keramet sayılır.
İman sahibi, bela hâlini nimet sayar. O fakirlik hâlinde Yaratan'ına yakın olur, O'nunla konuşur, O'na yalvarır, o hâlden ayrılmak istemez.
Kelâm pazarım işlemez oldu; ne tuhaf. Çünkü ortalık, kötü arzu ve havai işler peşinde koşan nefislerle doldu. Sözlerim onlara yaramıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.