Sen bir şey görürsün, fakat saklamasını bilmezsin. Evinde bir kumaş hışırtısı duyacak olsan kapını açar, hemen satışa çıkarırsın. Senin olduğunu nereden bilirsin? Belki o bir komşunun malıdır, sana emanet edilmiştir.
Kalbin felah bulması şu dört şeye bağlıdır:
Birincisi, mideye inen her lokmaya dikkat.
İkincisi, Hakk'a taat için bir gönül feragati.
Üçüncüsü, elde bulunan iyilikleri korumak, keramet hâlini esirgemek.
Dördüncüsü, Allah'ın Zât'ından alıkoyan her şeyi terk etmek.
Bunların içinde en çok önem taşıyan, lokma işidir. Onun için de, hiç bir tedbirin yok. Bu hâl, tam şifa veren verâ hâlini bulmakla hâsıl olur. Verâ sahibi olmak, insanı birçok hatalı işlerden koruduğu gibi Hakk'ın tecellisine dair bazı şeylere de vukuf peyda eder. Dolayısiyle insana, din hududunu koruma arzusu aşılar.
İman sahibi, yerken, içerken durur, dikkat eder. Kitap ve Sünnet'in iznini alır, sonra yer. Bir zaman böyle hareket eder; sonra Mevlâ'sına yakınlık duygusunu bulur. Artık O'nun emrine göre yapar. Yine O'nun emrine göre yapmaz veya yaptırmaz. İman sahibi, daima Hakk'ın dileğine ve emrine uyar. Bilgisi, Hakk'ın bilgisine bağlanır. Bir kimseye yardım etmek isterse, O'nun yardımı ile yapar.
Ölüm kapınızı çalmadan Hakk'a karşı ahdinizi tazeleyiniz. Sonra kasırga diner, toz kalkar ve perişan hâlinizi görürsünüz.
Ey tembeller, cahiller ve gafiller, yakında hâlinizin perişan haberini alacak ve durumunuzu öğreneceksiniz.
Bir sual: "Nefis ki, hain olarak tavsif ediliyor. Onun verdiği fetvanın gerçeğe uymasını nasıl sağlayabilirim, doğruluğuna nasıl kani olurum?"
Bunun cevabı şudur:
Nefsini öldürüp yeni bir şekilde diriltmeye çalış. Onu, hayrını şerrini bilen bir bilgin ve hayırda tam yer almış olarak bulmaya bak. Kötü şehvet ve tat kapılarını ona kapa. Uygunsuz arzulara karşı onu koru, hapse koy. Ta o nefsin rengi soluncaya ve arzularını sırrın emri ile alıncaya kadar onu serbest bırakma. O nefis, böyle çetin bir mücadele sonundadır ki, kalbe döner.
'AŞAĞIDAKİ VİDEOLAR İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR'