Hz. Ali'nin yağmur duası
Ey Allah'ım! Dağlarımız kurudu, topraklarımız tozlandı, hayvanlarımız susadı, hepsi de ağıllarında şaşkınlık içinde, yavrusunu kaybetmiş anne gibi inlemekteler...
31.05.2025 15:17:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





"Ey Allah'ım! Dağlarımız kurudu, topraklarımız tozlandı, hayvanlarımız susadı, hepsi de ağıllarında şaşkınlık içinde, yavrusunu kaybetmiş anne gibi inlemekteler. Otsuz otlaklarda şaşkın şaşkın dolaşmakla, susuz pınarlara doluşmakla yoruldular.
Ey Allah'ım! Koyunların iniltisi ve develerin böğürtüsü acı.
Ey Allah'ım! Onların yollardaki şaşkınlığına ve ağıllarındaki iniltilerine acı.
Ey Allah'ım! Yılların sıkıntıları üzerimize çöreklenince, yağacakmış gibi olup da yağmur yüklü bulutlar yağmayınca sana geldik. Sen, başı darda kalanlara ümit kapışısın. Sen, her isteyenin sorununu halledensin.
Hayvanların umutsuzluğa düştüğü, bulutların gelmediği, yaylım develerinin helak olduğu şu zamanda bizi amellerimiz ve günahlarımızdan dolayı yargılamaman için sana dua ediyoruz.
Bizim üzerimize yağmuru bol bulutlar, bereketli bol bir ilkbahar, gönüllere sevinç veren bitkiler göndererek bol rahmetini yay. Ölmüş şeyleri dirilten, kaybedilenleri geri getiren bir rahmet!
Ey Allah'ım senden su istiyoruz; kana kana doyuracak, diriltecek, tertemiz, bereketli, verimli, kökleri filizlendiren, dallan meyvelendiren, yaprakları yemyeşil eden, kullarından zayıf olanları güçlendiren ve ölü olan arazileri canlandıran bolca bir su...
Ey Allah'ım senden bereketli topraklarımızı bitkilerle dolduracak, vadilerimizi canlandıracak, çevremizi yemyeşil edecek, meyvelerimizi bollaştıracak, hayvanlarımızı yaşatacak, en uzak yöndeki komşularımızı faydalandıracak, güneşli çöller ve tarlaları nasiplendirecek bir su istiyoruz.
Fakir iklimlere ve çöllerdeki vahşi hayvanlara sonsuz ikramını ve geniş bereketini nasip et.
Rabbim bizim üzerimize her tarafı ıslatacak, bardaktan boşanırcasına bir yağmur indir. Bir yağmur ki, taneleri sicim gibi insin, biri bitince biri başlasın.
Ne yalancı şimşekler, ne de yalancı bulutları olsun. Ne yağmur getirmeyen parça parça bulutlar, ne de görünüp kaybolan bulutlar. Gönderdiğin bu yağmur, kıtlıktakilerin meralarını yemyeşil yapsın, kuraklıktakileri de bereketinle diriltsin. Çünkü sen, "Onlar umutsuzluğa düştüğünde yağmuru indirir ve rahmetini yayarsın. Sen çok övülen bir velisin."(Şura: 28)
Dostlarına öğüt vermektedir.
"Allah Muhammed'i (s.a.a) hakka davetçi, halka şahit olarak göndermişti. Risaletlerini gevşemeden ve ihmal etmeden tebliğ etmiş, Allah yolunda Allah düşmanlarıyla gevşemeden, bahane ileri sürmeden cihad etmiştir. Muttakilerin imamı, hidayete erenlerin gözüdür.
...Eğer benim bildiğim gibi size gizlenmiş olan şeyleri bilseydiniz (evlerinizi terk edip) yollara düşer, yaptıklarınıza ağlar, yaslı kadınlar gibi dövünür, mallarınızı bırakırdınız; hem de başına ne bir bekçi diker, ne de birisine emanet ederdiniz.
Sizin her biriniz başının derdine düşer, hiç kimseyle ilgilenmezdi. Fakat siz size verilen öğütleri unuttunuz, sakındırıldığınız şeylerden güvene erdiniz.
Bunun için aklınız başınızdan gitti, işleriniz birbirine karıştı. Keşke Allah benimle sizin aranızı ayırsaydı da sizden daha layık olanlara katsaydı beni!
Allah'a yemin olsun sağlam görüşlere sahip, yumuşak huylu, hakkı söyleyen, azgınlığı ve zulmü terk etmiş, hedefe koşarcasına önde giden, dosdoğru yolda ilerleyen bu (layık) topluluk ebedi mükâfatı ve rahat bir yaşamı elde etmiştir.
Bu hutbesinde can ve malı açısından cimrilik edenleri kınamaktadır.
"Mallarınızı size rızık verenin yolunda infak etmiyor, nefislerinizi yaratıcısının uğruna tehlikeye atmıyorsunuz.
Allah adını kullanarak kulları üzerinde ikram sahibi olduğunuz halde, Allah'a kulları arasında ikram etmiyorsunuz. Sizden öncekilerin yaşadığı evlerde yaşamaktan ve en yakın kardeşlerinizden ayrılmaktan ibret alın."
Salih dostları hakkında şöyle buyurmaktadır:
"Sizler hak üzere yardımlaşanlar, dinde kardeşler, zor gününüzde birbirlerinize koruyucu kalkan ve diğer insanlara karşı sırdaşlarsınız.
Sizinle yüz çevirenleri vurur ve yönelenlerin itaatini ümit ederim. O halde bana riya ve şüpheden uzak nasihatlerle yardım edin. Vallahi ben, insanlara kendilerinden daha evlayım." Nehc'ul Belaga 115-118 Hutbe
Ey Allah'ım! Koyunların iniltisi ve develerin böğürtüsü acı.
Ey Allah'ım! Onların yollardaki şaşkınlığına ve ağıllarındaki iniltilerine acı.
Ey Allah'ım! Yılların sıkıntıları üzerimize çöreklenince, yağacakmış gibi olup da yağmur yüklü bulutlar yağmayınca sana geldik. Sen, başı darda kalanlara ümit kapışısın. Sen, her isteyenin sorununu halledensin.
Hayvanların umutsuzluğa düştüğü, bulutların gelmediği, yaylım develerinin helak olduğu şu zamanda bizi amellerimiz ve günahlarımızdan dolayı yargılamaman için sana dua ediyoruz.
Bizim üzerimize yağmuru bol bulutlar, bereketli bol bir ilkbahar, gönüllere sevinç veren bitkiler göndererek bol rahmetini yay. Ölmüş şeyleri dirilten, kaybedilenleri geri getiren bir rahmet!
Ey Allah'ım senden su istiyoruz; kana kana doyuracak, diriltecek, tertemiz, bereketli, verimli, kökleri filizlendiren, dallan meyvelendiren, yaprakları yemyeşil eden, kullarından zayıf olanları güçlendiren ve ölü olan arazileri canlandıran bolca bir su...
Ey Allah'ım senden bereketli topraklarımızı bitkilerle dolduracak, vadilerimizi canlandıracak, çevremizi yemyeşil edecek, meyvelerimizi bollaştıracak, hayvanlarımızı yaşatacak, en uzak yöndeki komşularımızı faydalandıracak, güneşli çöller ve tarlaları nasiplendirecek bir su istiyoruz.
Fakir iklimlere ve çöllerdeki vahşi hayvanlara sonsuz ikramını ve geniş bereketini nasip et.
Rabbim bizim üzerimize her tarafı ıslatacak, bardaktan boşanırcasına bir yağmur indir. Bir yağmur ki, taneleri sicim gibi insin, biri bitince biri başlasın.
Ne yalancı şimşekler, ne de yalancı bulutları olsun. Ne yağmur getirmeyen parça parça bulutlar, ne de görünüp kaybolan bulutlar. Gönderdiğin bu yağmur, kıtlıktakilerin meralarını yemyeşil yapsın, kuraklıktakileri de bereketinle diriltsin. Çünkü sen, "Onlar umutsuzluğa düştüğünde yağmuru indirir ve rahmetini yayarsın. Sen çok övülen bir velisin."(Şura: 28)
Dostlarına öğüt vermektedir.
"Allah Muhammed'i (s.a.a) hakka davetçi, halka şahit olarak göndermişti. Risaletlerini gevşemeden ve ihmal etmeden tebliğ etmiş, Allah yolunda Allah düşmanlarıyla gevşemeden, bahane ileri sürmeden cihad etmiştir. Muttakilerin imamı, hidayete erenlerin gözüdür.
...Eğer benim bildiğim gibi size gizlenmiş olan şeyleri bilseydiniz (evlerinizi terk edip) yollara düşer, yaptıklarınıza ağlar, yaslı kadınlar gibi dövünür, mallarınızı bırakırdınız; hem de başına ne bir bekçi diker, ne de birisine emanet ederdiniz.
Sizin her biriniz başının derdine düşer, hiç kimseyle ilgilenmezdi. Fakat siz size verilen öğütleri unuttunuz, sakındırıldığınız şeylerden güvene erdiniz.
Bunun için aklınız başınızdan gitti, işleriniz birbirine karıştı. Keşke Allah benimle sizin aranızı ayırsaydı da sizden daha layık olanlara katsaydı beni!
Allah'a yemin olsun sağlam görüşlere sahip, yumuşak huylu, hakkı söyleyen, azgınlığı ve zulmü terk etmiş, hedefe koşarcasına önde giden, dosdoğru yolda ilerleyen bu (layık) topluluk ebedi mükâfatı ve rahat bir yaşamı elde etmiştir.
Bu hutbesinde can ve malı açısından cimrilik edenleri kınamaktadır.
"Mallarınızı size rızık verenin yolunda infak etmiyor, nefislerinizi yaratıcısının uğruna tehlikeye atmıyorsunuz.
Allah adını kullanarak kulları üzerinde ikram sahibi olduğunuz halde, Allah'a kulları arasında ikram etmiyorsunuz. Sizden öncekilerin yaşadığı evlerde yaşamaktan ve en yakın kardeşlerinizden ayrılmaktan ibret alın."
Salih dostları hakkında şöyle buyurmaktadır:
"Sizler hak üzere yardımlaşanlar, dinde kardeşler, zor gününüzde birbirlerinize koruyucu kalkan ve diğer insanlara karşı sırdaşlarsınız.
Sizinle yüz çevirenleri vurur ve yönelenlerin itaatini ümit ederim. O halde bana riya ve şüpheden uzak nasihatlerle yardım edin. Vallahi ben, insanlara kendilerinden daha evlayım." Nehc'ul Belaga 115-118 Hutbe
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.