Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın 'Hz. Fâtıma' eserinde Hz. Fâtıma'nın vasiyeti hususunda şu bilgilere yer veriyor:
"Emirü'l-Mü'minîn Ali hakkında Allah'ın ve Peygamberin ahdini bozan, hakkımdan dolayı Bana zulmeden, mirasımı gasp eden, Babamın Bana yazdığı Fedek'in malikiyet senedini yakan ve tanıklarımı yalanlayan kimseler Bana namaz kılmasınlar. Allah'a and olsun ki, o tanıklar Cebrail, Mikail, Emirü'l-mü'minin Ali ve Ümmü Eymen'di. Bize yardım edilmesi gerektiğinde onlar (ashab) evlerine çekildiler. Oysa Emirü'l-Mü'minîn Ali, Beni, Hasan ve Hüseyin'le birlikte gece ve gündüz onların (Muhacir ve Ensar'ın) evlerine götürüyordu. Allah'ı, Peygamberi onlara hatırlatıyordum; 'Biz Ehl-i Beyt'e zulmetmeyin, Allah'ın bize verdiği hakkı gasp etmeyin' diyordum. Gerçi; 'Size yardım edeceğiz' diye olumlu cevap veriyorlardı ama gündüz olunca bize yardım etmekten vazgeçiyorlardı. Nihayet bizim eve saldırdılar, kapımızın önüne yığınla odun topladılar, o odunları yakarak bizi yakmak İstediler. Böyle bir ümmet mi Bana namaz kılacak!" (Bihârü'l-Envâr, c.43, s.204; Keşfu'l-Gumme, c. 1, s. 494).
Bu konuda Sünni ve Ehl-i Beyt âlimleri arasında ihtilaf vardır. Sünni kaynaklar Hz. Fâtıma'nın miras meselesi ve diğer konular sebebiyle Ebu Bekir ve Ömer'e bir kırgınlığının olmadığını, hakkını helal ederek bu dünyadan ayrılmış olduğunu yazmaktadırlar. Ancak, Hz. Fâtıma hakkını helal etmemiş ve namazını kılmalarını istememiştir. Bu sebeple Hz. Fâtıma'nın namazını Hz. Ali yalnız başına kılmıştır.
Hz. Ali'ye vasiyeti ise şöyledir:
"Ya Ali! Ben öldüğümde Sen Bana cenaze guslü ver, kefenleme işlerimi Sen üstlen, (cenaze) namazımı Sen kıl, Beni kabrime koyarak defnet, kabrimin üzerindeki toprağı dümdüz et, yüzüme taraf başucumda otur, çok Kur'an ve dua oku. Çünkü bu anlar, ölünün dirilerle üns etmeye (birlikte olmaya) muhtaç olduğu anlardır. Ben Seni Allah'a ısmarlıyor, evlatlarım hakkında güzel davranmayı ise Sana tavsiye ediyorum." (Bihârü'l-Envâr, c. 79, s. 27; Beytu'l Ahzan, s. 176; Nehcü'l-Hayat, s. 315).
Hz. Fâtıma (a.s.) vefat ettikten sonra Hz. Ali (a.s.) camiden gelerek, O'nun yüzündeki örtüyü açınca baş ucunda bir mektup gördü; o mektupta (vasiyetnamede) şöyle yazılmıştı: "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Bu, Resûlullah'ın kızı Fâtıma'nın vasiyetnamesidir. O (Fâtıma), Allah'tan başka bir ilahın olmadığına, Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna, cennet ve cehennemin hak olduğuna, kıyamet gününün geleceğine ve onun gelmesinde bir şüphe olmadığına ve Allah'ın kabirdekileri dirilteceğine tanıklık ediyor. Ya Ali! Ben Muhammed'in kızı Fâtıma'yım, dünya ve ahirette Seninle olmam için Allah Beni Seninle evlendirdi. Sen başkalarından Bana daha yakınsın. Geceleyin cenazemi yıka, secde uzuvlarıma hanut koy ve Beni kefenle. Geceleyin (cenaze) namazımı kıl ve hemen defnet, kimseye de haber verme. Seni Allah'a ısmarlıyorum; kıyamet gününe dek evlatlarımı selamlıyorum." (Bihârü'l-Envâr, c.43, s.214; Avalim, c.11, s.514; A'yanu'ş-Şia, c.1, s.321; Nehcü'l-Hayat, s.320)."
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020