"Allah'a yemin ederim ki bana Hatice'den daha hayırlı bir hanım verilmemiştir. İnsanlar beni inkâr ettiği zaman o Bana iman etti. İnsanlar Beni yalanladığı zaman o Beni tasdik etti. İnsanlar Beni mahrum ettiği zaman o Bana malıyla sahip çıktı. Allah Beni ondan, diğer hanımlara nasip olmayan çocuklarla rızıklandırdı." (Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebir, XXIII, 13).
Büyük İslâm kadını, mu'minlerin annesi, Allah Resûlü'nün değerli zevcesi Hz. Hatice-i Kübra (a.s.) hicretten 68 yıl önce Mekke'de dünyaya geldi. Babası Huveylid b. Esed, annesi ise Zaide b. Esam kızı Fâtıma'dır. Hz. Hatice'nin (a.s) anne ve babası birkaç vasıtayla Resûlullah'ın (s.a.v) en büyük ceddi Luvey b. Galib'e ulaşmaktadır. Annesinin annesi "Hale" ise Resûlullah'ın ecdadından Abdi Menafa'a yetişmektedir. Netice olarak Hz. Hatice (a.s.) hem baba tarafından hem de anne tarafından Resûlullah (s.a.v) ile aynı neseptendir.
Karanlık cahiliye devrinde bile o yüce hanım "Seyyidetu'n-Nisvan/kadınların hanımefendisi" lakabıyla tanınmaktaydı. Hz. Hatice (a.s.) öylesine yüce bir kadındı ki; Allah Resûlü (s.a.v.), hakkında şöyle buyuruyor: "Ey Hatice, Allah senin varlığınla günde kaç defa meleklerine karşı iftihar etmektedir." (Tahlili Seyyide Fâtıma (s.a); Ali Ekber Babazade, Kum, Daniş ve Edeb yayınları, 8. Baskı, s.1382).
Cahiliye döneminde yaşamalarına rağmen böyle değerli bir âilede yetişen Hz. Hatice (a.s.) öylesine şeref, haysiyet, iffet ve temizlik dolu bir hayat yaşıyordu ki; toplum içerisinde "Tâhira/Temiz" diye meşhur olmuştu.
"Mü'minlerin annesi sıfatıyla anılan Hz. Hatice (a.s.) yalnız iyi bir eş, sadık bir refika olmakla kalmamış, İslam davasına pek mühim hizmetlerde bulunmuştur. Oldukça zengin olan Hz. Hatice (a.s.) İslam'a girmeden önce ve Müslüman olduktan sonra servetini fakirlere dağıtmayı severdi. Yaratılışı icabı cömertti. Onun bu iyilikseverliği herkesçe bilinen şöhreti ve kazandığı hürmet İslam davasına büyük katkıda bulunuyordu. Bir Hıristiyan olan amcası Varaka'nın da İslam'a girişi onun gayretiyle oldu. Addas isimli bir Hıristiyan da yine Hz. Hatice'nin gayreti ile müslüman olmuştur. Bu büyük kadın; kadın-erkek, genç-yaşlı, köle veya hür herkese İslam'ı tebliğ etmekten geri durmadı." (Rahmeten li'l-Âlemin Hz. Muhammed (s.a.v.), Prof. Dr. Haydar Baş, c.1, s.105).
Hz. Hatice Müslüman olmadan önce de insanın değer ve üstünlüğünü paraya pula, dünya malına, ırka, makama değil, onda bulunan güzel sıfatlara, insanî ve ahlakî değerlere bağlıyordu. O gün Mekke'nin en zengin, en ileri gelen şahsiyetlerinin evlenme tekliflerini reddetmiş ve gözü sürekli her açıdan fazilet sahibi birisini aramıştır.
Hz. Hatice (a.s.) annemiz, ticaretle uğraşan zengin bir hanımefendi idi ve işlerinin başına geçecek güvenilir birine ihtiyacı vardı. Peygamberimiz (s.a.v.) ise çevresinde dürüstlüğü ve güvenirliğiyle ün salmış bir genç idi. "El-Emin" lakaplı bu gençten haberdar olan Hz. Hatice, kölesi Meysere aracılığıyla Peygamberimize, Suriye ticaret kervanında çalışması için teklif gönderir. Peygamberimiz (s.a.v.) de bu teklifi hemen kabul eder. İşte o derin sevgi bağının ilk tohumları da bu iş anlaşmasından sonra atılmış olur.
Resûlullah (s.a.v.) çalışmaya başlayalı henüz üç ay olmuştur. Hz. Hatice (a.s.) annemiz bu dürüst ve yakışıklı genç adamla hayatını birleştirmek ister ve en yakın arkadaşı Nefise'ye konuyu açar. Böyle hayırlı bir iş için hemen harekete geçen Nefise, Resûlullah'a (s.a.v.) giderek meseleyi konuşur. Peygamberimiz de amcalarıyla istişare eder. Oradaki herkes bu habere çok sevinir. Zira çok sevdikleri yeğenlerine ancak Hatice gibi asil bir hanımı yakıştırırlar. Çok geçmeden kıyılan nikâhla yirmi beş yıl sürecek gelmiş geçmiş en mübarek izdivaç gerçekleşmiş olur.
Hz. Hatice (a.s.) annemizin bu evlilikten iki erkek, dört kız çocuğu oldu. İlk çocuğu Kasım'dı. Efendimiz onunla künyelendi. Ebe'l-Kasım dendi. İki yaşına kadar yaşadı. Kızları ise, Zeyneb, Rukiye, Ümmü Gülsüm ve Fâtıma idi. Son çocukları Abdullah'dı. Nübüvvetten sonra doğdu. Çok kısa ömürlü oldu. Daha henüz sütten kesilmeden öldü.
İlk çocukları Kâsım ile ilgili ibret alınacak bir hâdise şu şekilde cereyan etmiştir.
(devam edecek...)
Büyük İslâm kadını, mu'minlerin annesi, Allah Resûlü'nün değerli zevcesi Hz. Hatice-i Kübra (a.s.) hicretten 68 yıl önce Mekke'de dünyaya geldi. Babası Huveylid b. Esed, annesi ise Zaide b. Esam kızı Fâtıma'dır. Hz. Hatice'nin (a.s) anne ve babası birkaç vasıtayla Resûlullah'ın (s.a.v) en büyük ceddi Luvey b. Galib'e ulaşmaktadır. Annesinin annesi "Hale" ise Resûlullah'ın ecdadından Abdi Menafa'a yetişmektedir. Netice olarak Hz. Hatice (a.s.) hem baba tarafından hem de anne tarafından Resûlullah (s.a.v) ile aynı neseptendir.
Karanlık cahiliye devrinde bile o yüce hanım "Seyyidetu'n-Nisvan/kadınların hanımefendisi" lakabıyla tanınmaktaydı. Hz. Hatice (a.s.) öylesine yüce bir kadındı ki; Allah Resûlü (s.a.v.), hakkında şöyle buyuruyor: "Ey Hatice, Allah senin varlığınla günde kaç defa meleklerine karşı iftihar etmektedir." (Tahlili Seyyide Fâtıma (s.a); Ali Ekber Babazade, Kum, Daniş ve Edeb yayınları, 8. Baskı, s.1382).
Cahiliye döneminde yaşamalarına rağmen böyle değerli bir âilede yetişen Hz. Hatice (a.s.) öylesine şeref, haysiyet, iffet ve temizlik dolu bir hayat yaşıyordu ki; toplum içerisinde "Tâhira/Temiz" diye meşhur olmuştu.
"Mü'minlerin annesi sıfatıyla anılan Hz. Hatice (a.s.) yalnız iyi bir eş, sadık bir refika olmakla kalmamış, İslam davasına pek mühim hizmetlerde bulunmuştur. Oldukça zengin olan Hz. Hatice (a.s.) İslam'a girmeden önce ve Müslüman olduktan sonra servetini fakirlere dağıtmayı severdi. Yaratılışı icabı cömertti. Onun bu iyilikseverliği herkesçe bilinen şöhreti ve kazandığı hürmet İslam davasına büyük katkıda bulunuyordu. Bir Hıristiyan olan amcası Varaka'nın da İslam'a girişi onun gayretiyle oldu. Addas isimli bir Hıristiyan da yine Hz. Hatice'nin gayreti ile müslüman olmuştur. Bu büyük kadın; kadın-erkek, genç-yaşlı, köle veya hür herkese İslam'ı tebliğ etmekten geri durmadı." (Rahmeten li'l-Âlemin Hz. Muhammed (s.a.v.), Prof. Dr. Haydar Baş, c.1, s.105).
Hz. Hatice Müslüman olmadan önce de insanın değer ve üstünlüğünü paraya pula, dünya malına, ırka, makama değil, onda bulunan güzel sıfatlara, insanî ve ahlakî değerlere bağlıyordu. O gün Mekke'nin en zengin, en ileri gelen şahsiyetlerinin evlenme tekliflerini reddetmiş ve gözü sürekli her açıdan fazilet sahibi birisini aramıştır.
Hz. Hatice (a.s.) annemiz, ticaretle uğraşan zengin bir hanımefendi idi ve işlerinin başına geçecek güvenilir birine ihtiyacı vardı. Peygamberimiz (s.a.v.) ise çevresinde dürüstlüğü ve güvenirliğiyle ün salmış bir genç idi. "El-Emin" lakaplı bu gençten haberdar olan Hz. Hatice, kölesi Meysere aracılığıyla Peygamberimize, Suriye ticaret kervanında çalışması için teklif gönderir. Peygamberimiz (s.a.v.) de bu teklifi hemen kabul eder. İşte o derin sevgi bağının ilk tohumları da bu iş anlaşmasından sonra atılmış olur.
Resûlullah (s.a.v.) çalışmaya başlayalı henüz üç ay olmuştur. Hz. Hatice (a.s.) annemiz bu dürüst ve yakışıklı genç adamla hayatını birleştirmek ister ve en yakın arkadaşı Nefise'ye konuyu açar. Böyle hayırlı bir iş için hemen harekete geçen Nefise, Resûlullah'a (s.a.v.) giderek meseleyi konuşur. Peygamberimiz de amcalarıyla istişare eder. Oradaki herkes bu habere çok sevinir. Zira çok sevdikleri yeğenlerine ancak Hatice gibi asil bir hanımı yakıştırırlar. Çok geçmeden kıyılan nikâhla yirmi beş yıl sürecek gelmiş geçmiş en mübarek izdivaç gerçekleşmiş olur.
Hz. Hatice (a.s.) annemizin bu evlilikten iki erkek, dört kız çocuğu oldu. İlk çocuğu Kasım'dı. Efendimiz onunla künyelendi. Ebe'l-Kasım dendi. İki yaşına kadar yaşadı. Kızları ise, Zeyneb, Rukiye, Ümmü Gülsüm ve Fâtıma idi. Son çocukları Abdullah'dı. Nübüvvetten sonra doğdu. Çok kısa ömürlü oldu. Daha henüz sütten kesilmeden öldü.
İlk çocukları Kâsım ile ilgili ibret alınacak bir hâdise şu şekilde cereyan etmiştir.
(devam edecek...)
Gülsüm Kavak / diğer yazıları
- 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun -2- / 29.08.2021
- 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun -1- / 28.08.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-IV / 23.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-III / 22.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-II / 19.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-I / 18.02.2021
- Sevgi ispat ister / 12.10.2020
- Muharrem ayı ve oruç / 23.08.2020
- Prof. Dr. Haydar Baş ve ulusal egemenlik / 25.04.2020
- O, herkesten farklıydı / 23.04.2020
- 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun -1- / 28.08.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-IV / 23.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-III / 22.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-II / 19.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-I / 18.02.2021
- Sevgi ispat ister / 12.10.2020
- Muharrem ayı ve oruç / 23.08.2020
- Prof. Dr. Haydar Baş ve ulusal egemenlik / 25.04.2020
- O, herkesten farklıydı / 23.04.2020