Hz. Hüseyin maktelleri
Türk Edebiyatı'ndan; Lamii Çelebi'nin, Maktel-i Al-i Resul; Osman Kemalî Efendi'nin, Mersiye-i İmam-ı Hüseyin ve Fuzuli'nin, Hadikatü'ş-Şüeda eserleri meşhurdur
01.06.2022 23:50:00





İmam Hüseyin (a.s.)'ın Kerbela'da şehadeti ile ilgili olarak özellikle Arap Edebiyatı'nda önemli maktel eserleri ortaya çıkmıştır.
Arap Edebiyatı'ndan; Ebu Mıhnef'in, Kitab-u Maktel-i Huseyn; İsfahanî'nin, Makatilu't-Talibin; Fars Edebiyatı'ndan; Hüseyin Vaiz Kâşifî'nin, Ravzatü'ş-Şüheda…
Türk Edebiyatı'ndan; Lamii Çelebi'nin, Maktel-i Al-i Resul; Osman Kemalî Efendi'nin, Mersiye-i İmam-ı Hüseyin ve Fuzuli'nin, Hadikatü'ş-Şüeda eserleri meşhurdur.
Fuzuli'nin Mersiye-i İmam Hüseyin'i
Muharrem oldu; çıkıp hilal şafaktan,
Yas tutup kızıla boyanmış, iki büklüm boyu, kanlı gözyaşından,
Mustafa evladına yardım etmedi Fırat,
Geçmesin mi suyu yerlere, bu ağır utançtan
Çoktur şâh-ı Kerbela eleminin hikayesi,
Elbette çok hikaye anlatmasıdır insanı bıktıran
Bir anlasan şehitlerin gamını şerh etmek için,
Otlar bile Kerbela'da hâl dillerini uzatır oradan
Rüzgâr şehitlerin matemini tazeledi yine;
Ağlayıp inle ey gönül, bugün yürekten, candan!
Gökyüzü meydanını âh cumanına cilvegâh yap,
Şu alçak feleğin matem giysisini simsiyah yap
Muharrem ayı geldi, sevinçler artık bize haramdır;
Matem günü şeraite saygı, bir ihtiramdır
Şehitlerin matemini tazelemek faydasız değil;
Bu dünya gaflet sarayında herkesi uyarandır
Kerbela kavgasının haberini kolay sanma ki;
Dünyanın vefasızlığını gösteren bir delil olarak tamdır
Âl-i Aba acısıyla saçılan her gözyaşı incisi,
Yüce makamlar göğünde bir yıldız gibi parlayandır
Ehl-i Beyt için yürekten çekilen her feryat ve âh!
Darüsselam cennetinin kapısına anahtardır
Şâd olmasın bu vakıadan şâd olan gönül!
Bir an üzüntü ve kederden azad olan gönül
Âl-i Aba'nın katline ferman eyledin ey felek!
Yanlış düşündün, hatalı hayallere daldın ey felek!
Hadise bulutlarının şimşeğinden oklar çekip
Bir bir şehitlerin üzerine yolladın ey felek!
Günahsızlık harem sarayına hürmet gerekirken onu
Başsız, ayaksız düşmanların ayakları altına saldın ey felek!
Kerbela çölündeki kurumuş dudaklara
Kumlardan akarsu, beladan sel yolladın ey felek!
Şeraitin kadrini küçültmekten endişe etmedin
Evlad-ı Mustafa'ya cefâ kıldın ey felek!
Bir merhamet eylemedin ciğeri kan olanlara;
Gurbette rüzgârı perişan olanlara!
Bastığında Kerbela'ya ayağını Şâh-ı Kerbela;
Çekti üzerine hedef gibi, sitem oklarını Şâh-ı Kerbela
Düşman okuna başka siper tutunmadı,
Çünkü yakmıştı canına elem dağlarını Şâh-ı Kerbela
Düşmana karşı saf saf asker çektiğinde,
Kılmıştı sancak alemi, âhını Şâh-ı Kerbela,
Nazar ehlinin ateşli gönüllerinin dumanını
Eyledi Harem sarayının gerdedarı Şâh-ı Kerbela
Ömrü boyunca bir an bile rahat yüzü görmedi;
Her an yoldaşı olmuştu gamları, Şâh-ı Kerbela
Ey Şâh-ı Kerbela bunca gam sana revâ mı?
Bunca bitmez dert, bunca elem sana revâ mı?
Ey Kerbela acılarının belası Hüseyn!
Ey Kerbela belalarının müptelası Hüseyn!
Gam pare pare bağrını yandırdı dağlar ile!
Ey Âl-i Aba bahçesinin kızıl lalesi Hüseyn!
Cefa kılıcı ile parça parça oldu bedenin
Ey otlar gibi baş çeken cefa kılıçlarının bahçesi Hüseyn!
Yaktı vücudunu dünya zulmet sarayının gamı!
Ey ilahî huzur meclisinin lambası Hüseyn!
Feleğin dönüşü sana içirdi kana kana kan;
Ey ateşli bela şimşeklerinin teşnesi Hüseyn!
Hatıra getir ey Fuzuli, Âl-i Aba hâlini, eyle âh!
Çünkü âh yıldırımı ile yakılır harmanlar dolusu günah.
Arif-i Rûmî'nin Seyyidü'ş-Şüheda İmam Hüseyin (a.s.) hakkındaki şiiri:
Kurretül Ayn-i Habib-i Kibriyasın ya Hüseyin
Nur-u Çeşm-i Şâh-ı Merdan Murteza'sın ya Hüseyin
Sana güllerle dokunan ümid eder mi mağfiret
Goncayı gülşen serayı Mustafa'sın ya Hüseyin
Ehl-i mahşer dest-i Hayder'den içerken Kevser'i
Sen susuzluklarla şehid-i Kerbela'sın ya Hüseyin
Hem ciğerpare-i Zehra Fatıma Hayrü'n-Nisa
Ehl-i Beyt-i Mücteba Âl-i Âbasın ya Hüseyin
Sad hazeran lanet ol Yezid'in canına
Nice kastettiler sana nur Hüda'sın ya Hüseyin
Kıl şefaat Arif'e ceddin Muhammed aşkına
Arsayı mahşerde makbulen recâsın ya Hüseyin"
(Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hüseyin eserinden)
Arap Edebiyatı'ndan; Ebu Mıhnef'in, Kitab-u Maktel-i Huseyn; İsfahanî'nin, Makatilu't-Talibin; Fars Edebiyatı'ndan; Hüseyin Vaiz Kâşifî'nin, Ravzatü'ş-Şüheda…
Türk Edebiyatı'ndan; Lamii Çelebi'nin, Maktel-i Al-i Resul; Osman Kemalî Efendi'nin, Mersiye-i İmam-ı Hüseyin ve Fuzuli'nin, Hadikatü'ş-Şüeda eserleri meşhurdur.
Fuzuli'nin Mersiye-i İmam Hüseyin'i
Muharrem oldu; çıkıp hilal şafaktan,
Yas tutup kızıla boyanmış, iki büklüm boyu, kanlı gözyaşından,
Mustafa evladına yardım etmedi Fırat,
Geçmesin mi suyu yerlere, bu ağır utançtan
Çoktur şâh-ı Kerbela eleminin hikayesi,
Elbette çok hikaye anlatmasıdır insanı bıktıran
Bir anlasan şehitlerin gamını şerh etmek için,
Otlar bile Kerbela'da hâl dillerini uzatır oradan
Rüzgâr şehitlerin matemini tazeledi yine;
Ağlayıp inle ey gönül, bugün yürekten, candan!
Gökyüzü meydanını âh cumanına cilvegâh yap,
Şu alçak feleğin matem giysisini simsiyah yap
Muharrem ayı geldi, sevinçler artık bize haramdır;
Matem günü şeraite saygı, bir ihtiramdır
Şehitlerin matemini tazelemek faydasız değil;
Bu dünya gaflet sarayında herkesi uyarandır
Kerbela kavgasının haberini kolay sanma ki;
Dünyanın vefasızlığını gösteren bir delil olarak tamdır
Âl-i Aba acısıyla saçılan her gözyaşı incisi,
Yüce makamlar göğünde bir yıldız gibi parlayandır
Ehl-i Beyt için yürekten çekilen her feryat ve âh!
Darüsselam cennetinin kapısına anahtardır
Şâd olmasın bu vakıadan şâd olan gönül!
Bir an üzüntü ve kederden azad olan gönül
Âl-i Aba'nın katline ferman eyledin ey felek!
Yanlış düşündün, hatalı hayallere daldın ey felek!
Hadise bulutlarının şimşeğinden oklar çekip
Bir bir şehitlerin üzerine yolladın ey felek!
Günahsızlık harem sarayına hürmet gerekirken onu
Başsız, ayaksız düşmanların ayakları altına saldın ey felek!
Kerbela çölündeki kurumuş dudaklara
Kumlardan akarsu, beladan sel yolladın ey felek!
Şeraitin kadrini küçültmekten endişe etmedin
Evlad-ı Mustafa'ya cefâ kıldın ey felek!
Bir merhamet eylemedin ciğeri kan olanlara;
Gurbette rüzgârı perişan olanlara!
Bastığında Kerbela'ya ayağını Şâh-ı Kerbela;
Çekti üzerine hedef gibi, sitem oklarını Şâh-ı Kerbela
Düşman okuna başka siper tutunmadı,
Çünkü yakmıştı canına elem dağlarını Şâh-ı Kerbela
Düşmana karşı saf saf asker çektiğinde,
Kılmıştı sancak alemi, âhını Şâh-ı Kerbela,
Nazar ehlinin ateşli gönüllerinin dumanını
Eyledi Harem sarayının gerdedarı Şâh-ı Kerbela
Ömrü boyunca bir an bile rahat yüzü görmedi;
Her an yoldaşı olmuştu gamları, Şâh-ı Kerbela
Ey Şâh-ı Kerbela bunca gam sana revâ mı?
Bunca bitmez dert, bunca elem sana revâ mı?
Ey Kerbela acılarının belası Hüseyn!
Ey Kerbela belalarının müptelası Hüseyn!
Gam pare pare bağrını yandırdı dağlar ile!
Ey Âl-i Aba bahçesinin kızıl lalesi Hüseyn!
Cefa kılıcı ile parça parça oldu bedenin
Ey otlar gibi baş çeken cefa kılıçlarının bahçesi Hüseyn!
Yaktı vücudunu dünya zulmet sarayının gamı!
Ey ilahî huzur meclisinin lambası Hüseyn!
Feleğin dönüşü sana içirdi kana kana kan;
Ey ateşli bela şimşeklerinin teşnesi Hüseyn!
Hatıra getir ey Fuzuli, Âl-i Aba hâlini, eyle âh!
Çünkü âh yıldırımı ile yakılır harmanlar dolusu günah.
Arif-i Rûmî'nin Seyyidü'ş-Şüheda İmam Hüseyin (a.s.) hakkındaki şiiri:
Kurretül Ayn-i Habib-i Kibriyasın ya Hüseyin
Nur-u Çeşm-i Şâh-ı Merdan Murteza'sın ya Hüseyin
Sana güllerle dokunan ümid eder mi mağfiret
Goncayı gülşen serayı Mustafa'sın ya Hüseyin
Ehl-i mahşer dest-i Hayder'den içerken Kevser'i
Sen susuzluklarla şehid-i Kerbela'sın ya Hüseyin
Hem ciğerpare-i Zehra Fatıma Hayrü'n-Nisa
Ehl-i Beyt-i Mücteba Âl-i Âbasın ya Hüseyin
Sad hazeran lanet ol Yezid'in canına
Nice kastettiler sana nur Hüda'sın ya Hüseyin
Kıl şefaat Arif'e ceddin Muhammed aşkına
Arsayı mahşerde makbulen recâsın ya Hüseyin"
(Prof. Dr. Haydar Baş İmam Hüseyin eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.