İslâmiyet'in, şirki temizlemek hususundaki evrensel mesajı karşısında, bütün Arap kabileleri Müslüman oldular. İslâmiyet'in nûru her tarafa yayıldı. Dîn, kemâle erdi. Artık İslâm talimatının esaslarını, İslâm ahlâkının temellerini, umumi bir kongre huzurunda büyük bir cemaate, İslâm ülkelerinin her tarafından gelen murahhaslara ilân ederek cihanı tenvir etmek gerekiyordu. Bunun için, Hac'dan daha münasip bir zaman ve mekân olamazdı. Zaten haccın en büyük hikmeti de bu idi. Hicretin 10. senesi, Zilkâde ayında Hz. Peygamberin, hacca gideceği ilân olundu. Hz. Peygamber'le beraber haccetmek şerefine nail olmak isteyenler, kafile kafile yollara döküldüler. Medine'nin etrafına çadırlar kuruldu. Yüzbin kişi Medine sokaklarını dolduruyor; din kardeşliğinin verdiği samimiyet ve heyecanla kucaklaşıyorlardı. Zilkâde ayının 25'i Cumartesi günü Hz. Peygamber, yıkandıktan sonra ihrama girmiş, öğle namazını kıldıktan sonra bu muazzam kafile ile Mekke yolunu tutmuştu. Bütün zevcelerini ve hayatta kalan tek kızı Fatıma'yı da, beraberinde hacca götürüyordu. Harem-i Şerif hududuna gelince, "Lebbeyk" sedâları yükselmeye başladı. Her taraftan yollara dökülen hacılar, etrafı doldurmuştu. Peygamberimiz "Lebbeyk" dedikçe, her yanda bu ses yükseliyor; dağlar taşlar bu sedâ ile çınlıyordu.
Hz. Peygamber, bir insan denizi içinde Kâbe'yi ziyarete geliyordu. Bu hacca, yaklaşık 120 bin kişi iştirak ediyordu.
Hac merasimi, cahiliyet zamanından farklı olarak ifa edildi.
Kâbe'yi uzaktan gördüğünde; "Ya Rabbi! Bu muazzam mabedin azamet, şeref, kerâmet ve mehâbetini artır", diye dua eden Resûlullah Efendimiz, Beytullah'a vararak, Hacerü'l-Esved'i isti'lâm 1 etti. Daha sonra oradan başlayarak Kâbe'yi yedi defa tavaf etti. Sonra Makam-ı İbrahim'de iki rek'at namaz kılıp döndü ve tekrar Hacerü'l-Esved'i isti'lâm etti. Ardından Safâ tepesinde hamd ve şükreden Hz. Resûlullah, Safâ ile Merve arasında yedi defa sa'y ettiler. Mekke'de dört gün kaldıktan sonra Perşembe günü Mina'ya geçtiler. Geceyi orada geçirdiler. Zilhicce'nin dokuzu, Cuma günü sabah namazını kıldırdıktan sonra Arafat'a hareket ettiler. Resûlullah, Arafat'ta devesi Kasvâ'nın üzerinde olduğu halde 120 bin civarındaki Müslümana ve de sonraki asırların insanlarına, eskimez, pörsümez, değişmez hüküm ve hikmetleri ihtiva eden şu meşhur "Vedâ Hutbesi"ni irad buyurdular.
Hz. Peygamber, bir insan denizi içinde Kâbe'yi ziyarete geliyordu. Bu hacca, yaklaşık 120 bin kişi iştirak ediyordu.
Hac merasimi, cahiliyet zamanından farklı olarak ifa edildi.
Kâbe'yi uzaktan gördüğünde; "Ya Rabbi! Bu muazzam mabedin azamet, şeref, kerâmet ve mehâbetini artır", diye dua eden Resûlullah Efendimiz, Beytullah'a vararak, Hacerü'l-Esved'i isti'lâm 1 etti. Daha sonra oradan başlayarak Kâbe'yi yedi defa tavaf etti. Sonra Makam-ı İbrahim'de iki rek'at namaz kılıp döndü ve tekrar Hacerü'l-Esved'i isti'lâm etti. Ardından Safâ tepesinde hamd ve şükreden Hz. Resûlullah, Safâ ile Merve arasında yedi defa sa'y ettiler. Mekke'de dört gün kaldıktan sonra Perşembe günü Mina'ya geçtiler. Geceyi orada geçirdiler. Zilhicce'nin dokuzu, Cuma günü sabah namazını kıldırdıktan sonra Arafat'a hareket ettiler. Resûlullah, Arafat'ta devesi Kasvâ'nın üzerinde olduğu halde 120 bin civarındaki Müslümana ve de sonraki asırların insanlarına, eskimez, pörsümez, değişmez hüküm ve hikmetleri ihtiva eden şu meşhur "Vedâ Hutbesi"ni irad buyurdular.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.