Mandaya, mandacılığa ayarlı beyinler başka bir dünya düşünemiyorlar.Varsa-yoksa mandacılık.Kendi iç dünyalarında kurdukları mandacı dünyanın alternatifi olmadığına dair bir de ön kabulleri vardır.Her şeyi ile dışa bağımlı, ipleri tamamen küresel tefecilere teslim etmiş, kendine ait hiçbir planı, programı olmayan iktidarları da bu kafalar sürekli alternatifsiz görmüşlerdir.Mandacılık fikri beyinlerde yuva yaptığı için lügatlerinde bağımsızlık, istiklal gibi kavramlar yer almıyor zaten.Milli mücadele yıllarında ecdadımızın destanlaştırdığı "ya istiklal ya ölüm" serlevhasını ise anlamaları mümkün değil. Bu gün mandacılar ve mandacılık adına kalem oynatanlar, güya fikir üretip yazı yazanlar,izlerini takip ettikleri mandacı öncülerinin akıbetlerini hiç mi merak etmiyorlar?Sonraki nesiller tarafından nasıl anıldıklarını da mı görmüyorlar?Üç beş kuruşluk dünya menfaati için sonraki nesillere böylesine kirli bir miras bırakmaya değer mi?Şu paragrafları o beyinsizlere armağan ediyoruz:"Günümüz Türkiye'sinde görünürde fiili bir işgal yoktur. Boğaz'da, İzmir Körfezinde silahlarını kente çevirmiş zırhlılar da yoktur! Ama işgal günlerinin mütareke medyasına rahmet okutacak, Ali Kemallere, Refi Cevatlara pes dedirtecek kalem erbapları yerleştikleri medya köşelerinden her gün, her an topluma mütareke şırıngası yapmaktadırlar!Mütareke İstanbul'unun İngiliz Şeriatçısı Sait Mollasını, yıllarını Avrupa'da geçirmiş Ali Kemal'ini, Kürdistan Emirliği düşleri gören Seyit Abdülkadir'ini teslimiyet paydasında birleştiren İngiliz emperyalizmi onlara aynı sözleri söyletip, aynısını yazdırıyordu. Günümüzün Türkiyeli medyasının kalem ve kelam sahiplerinin, kürtçüsünden, ılımlı islamcısından entel-liboşuna kadar uzanan bir yelpaze içinde aynı şeyleri yazıp söylemesine de şaşmamak gerekir! Küresel emperyalizm 1920'lerin mütareke münevverlerinin günümüzdeki mirasçılarını istihdam etmekte zorlanmamışa benziyor. Mütareke İstanbul'unun satılık kalemleri İngiliz Devleti Fehimanesine kapılanmaktan başka çıkar yolun bulunmadığı düşüncesini halka aşılama yarışındaydılar. Mütareke kalemlerinin günümüze klonlanmış kopyaları asri Sait Mollalar, çağdaş Ali Kemaller, Refi Cevatlar ABD'ye secde etmekten, GOP' un, BOP'un gönüllü taşeronluğuna soyunmaktan başka çözümün olmadığını yemin billah her gün yazılı ve görsel medyadaki köşelerinde tekrarlıyorlar.İstanbul'un ufuklarını çepeçevre sarmış, halkı teslimiyete yönlendiren zehirli mütareke atmosferinin serpintilerinin Anadolu kentlerini, kasabalarını etkilememesi için millici Ankara gerekli önlemleri almıştı. Mütareke medyasının uyuşturucu söylemleri o günün iletişim olanaklarıyla Anadolu'nun köylerine, obalarına, yaylalarına zaten ulaşamazdı. Günümüzde emperyalizme eklemlenmiş Türkiyeli sermayenin medyası iletişimin en son olanaklarını kullanarak 24 saat kesintisiz, özgür ve özgün düşünceyi, milli duyarlılığı çözücü, çökertici kampanyaları ısrarla sürdürmektedir. Amaç Türk milletinin derin bilinçaltında yaşattığı ulusal kodları, milli kimliği, mazlumdan yana, sömürüye ve zalime karşı doğal duruşunu çözmek, gönüllü köleleşmenin düşünsel altyapısını inşa etmektir.Ulusal bilincini yitirmiş, milli duyarlılığı sulandırılmış ve bulandırılmış bir toplumun sürüleştirilebileceğinin, istenilen yer ve zamanda, istenilen amaçla sokağa salınabileceğinin, Atlantik ötesinden tayin edilen, Soros ödenekli liderlerin peşinde toplumsal intihara, toplu teslimiyete yönelebileceğinin ibretlik örnekleri ortadadır." (Gerçek Gündem, Hüseyin Özbek)
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Milletin ‘not etmeleri’ daha farklı oluyor / 26.04.2024
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024