İsrail tarafından gözaltına alınan yardım gönüllülerine içirilen su ile ilgili korkunç bir iddia ortaya atıldı. Suyun biyolojik silah içeren özel mikroplar ihtiva ettiği öne sürüldü.
Emekli Albay Uzman Ordu Psikoloğu Bülent Yılmaz, "İsrailin ürettiği akıllı hücreler belli miktar kopyalandıktan sonra kendini yok ederek enfekte olmuş bölgede iz bırakmıyor. Ancak vücutta hasara yol açıyor. 3 gün sonra verilen suyun gönüllülerin midesini bulandırması akıllara soru işareti getiriyor. Biyolojik sudaki akıllı hücreler 72 saat geçtikten sonra ya da 1-2 hafta içinde anlamsız basınç değişikliklerine yol açıp harabiyete sebep olabilir. Bunun sebebini de kimse anlayamaz. Sağlık Bakanlığı, gönüllüleri sağlık kontrolüne almalı, radyoaktif değişikliği kontrol etmelidir" dedi. Yılmaz, İsrail'in bu iki yöntemi de seçmediğini, barış gönüllülerini 3 gün susuz bıraktığını, ardından da sıvı verdiğini, bu sıvının bazı barış gönüllülerinin vücudunun bunu kabul etmediğini söyledi.
Nükleer silahdan daha tehlikeliBir gönüllünün, sıvıyı içtikten sonra tuhaf geldiğini, su gibi olmadığını söylemesi üzerine araştırmaya başladığını söyleyen Yılmaz, "İsrail, Uluslar arası Biyolojik ve Kimyasal Silah Konvansiyonuna imza atmamış bir ülkedir. Bu Ortadoğu için nükler silahtan daha büyük tehlike içermektedir. İsrail'de akıllı biyolojik hücreler geliştiriliyor. Bunları da biyolojik silah olarak kullanıyor. Bu silahlar direkt hastalık belirtisi vermiyor, saatli bomba gibi zamanı gelince harekete geçip, organizmada belli bir patoloji oluşturduktan sonra kendini yok eden enzimler olduğu kanaatindeyim" dedi.
Emekli Albay Uzman Ordu Psikoloğu Bülent Yılmaz, "İsrailin ürettiği akıllı hücreler belli miktar kopyalandıktan sonra kendini yok ederek enfekte olmuş bölgede iz bırakmıyor. Ancak vücutta hasara yol açıyor. 3 gün sonra verilen suyun gönüllülerin midesini bulandırması akıllara soru işareti getiriyor. Biyolojik sudaki akıllı hücreler 72 saat geçtikten sonra ya da 1-2 hafta içinde anlamsız basınç değişikliklerine yol açıp harabiyete sebep olabilir. Bunun sebebini de kimse anlayamaz. Sağlık Bakanlığı, gönüllüleri sağlık kontrolüne almalı, radyoaktif değişikliği kontrol etmelidir" dedi. Yılmaz, İsrail'in bu iki yöntemi de seçmediğini, barış gönüllülerini 3 gün susuz bıraktığını, ardından da sıvı verdiğini, bu sıvının bazı barış gönüllülerinin vücudunun bunu kabul etmediğini söyledi.
Nükleer silahdan daha tehlikeliBir gönüllünün, sıvıyı içtikten sonra tuhaf geldiğini, su gibi olmadığını söylemesi üzerine araştırmaya başladığını söyleyen Yılmaz, "İsrail, Uluslar arası Biyolojik ve Kimyasal Silah Konvansiyonuna imza atmamış bir ülkedir. Bu Ortadoğu için nükler silahtan daha büyük tehlike içermektedir. İsrail'de akıllı biyolojik hücreler geliştiriliyor. Bunları da biyolojik silah olarak kullanıyor. Bu silahlar direkt hastalık belirtisi vermiyor, saatli bomba gibi zamanı gelince harekete geçip, organizmada belli bir patoloji oluşturduktan sonra kendini yok eden enzimler olduğu kanaatindeyim" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.