İdlib'de savaşı çağıran gerginliği ortadan kaldırmak için Moskova'da bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin'in silahları susturan buluşmasından benim için ortaya çıkan en önemli sonuç, hemen her gün gelen vatan evlatlarının şehit haberlerinin son bulacak olmasıdır.
İnşallah yanılmayız…
Öncelikle Moskova'da yaşananlar, fotoğraf karelerine ve kameralara yansıyan görüntüler, kullanılan ifadelerdeki ayrıntıları başka bir yazıda irdelemek üzere bir kenara bırakarak, çetin geçtiği anlaşılan yaklaşık 6 saatlik bir müzakere sonucunda ulaşılan protokolün sahada nasıl bir değişim sağlayacağını irdelemek istiyorum.
İmzalandığı anda yürürlüğe girdiği ifade edilen protokol metninde şu noktaların altını çizmek gerekiyor;
• Türkiye, İdlib ile ilgili olarak "kalıcı ateşkes" beklentisini dile getiriyordu, kalıcı ateşkes yok, askeri faaliyetler 6 Mart'tan itibaren durması var.
• M5 karayolu bütünüyle Suriye ordusunun kontrolüne geçtiği teyid edildi.
• M4 Karayolu'nun kuzeyinde 6 kilometre ve güneyinde 6 kilometre derinliğinde güvenli koridor tesis edildi. Türk ve Rus askerler burada devriye gezecek.
• Türkiye'nin istediği tampon ya da güvenli bölge metne girmedi.
• Stratejik Serakib kenti Rusya ve Suriye kontrolünde kaldı. Türk askerleri kente ancak M4'teki devreye sırasında 2 kilometre yaklaşabilecek. Rusya 2 Mart'ta askeri polisini Serakib'e yerleştirerek bu kentle ilgili tartışmaya nokta koymuştu zaten.
• Bölgede bulunan Türk askeri gözlem noktalarının pozisyonlarında ise bir değişiklik yok.
• Teröristlerle mücadele devam edecek. Rusya ve Suriye cephesi teröristlerin sonu gelinceye kadar ellerini tetikten çekmemeye kararlı görünüyorlar. Zira mutabakat metninde 'BM tarafından terörist olarak tanımlanan tüm grupların ortadan kaldırılması' ibaresi yer alıyor. Bu nedenledir ki konuşmasında Putin, "Uluslararası terör örgütleriyle de mücadelemizi azaltmayacağız. Bu konuda kararlıyız" dedi. Yani teröristlere palazlanmaları için hiçbir alan bırakmamakta Rusya ve Suriye tarafı son derece kararlı.
• Bu aşamadan sonra Soçi Mutabakatı'nda da yer alan BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak ilan edilen Heyet Tahrir el-Şam ve Nusra Cephesi gibi örgütlerin İdlib'de geleceklerinin olmadığı Rusya tarafından bir kez daha vurgulanmış oldu.
• Protokolde Türkiye'nin desteklediği Suriye Milli Ordusu'ndan bahsedilmediğine de dikkat çekmekte fayda var. Bu grup ne olacak belli değil…
Mehmetçik teröristlerin hedefi olabilir
Protokolün sahada etkileri görülmesinin ardından İdlib'deki bir takım terörist gruplarının Türk askeri gözlem noktalarına saldırmalarına neden olabilecek bir potansiyel tehlike barındırdığını unutmamak gerekiyor. Bu saldırıların provokatif özellik taşıyabileceği ve Suriye ordusu yapmış gibi göstermek için de ellerin geleni yapacaklarını tahmin etmek de güç değil.
Bu nokta metinde ifade edilmese de askeri faaliyetlerin durmasıyla sağlanan ateşkesin kırılganlığını gösteriyor. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında Suriye ordusunun saldırması durumunda Türk ordusunun en ağır yanıtı vereceğini belirterek, bu konuda Ankara'nın duruşunu netleştirdi.
M4 karayolu sınır hattı mı olacak?
Avrupa gazetelerinin 'çok büyük bir şans', ABD medyasının ise 'Rusya Türkiye'yi NATO'dan koparmaya çalışıyor' şeklinde değerlendirdiği söz konusu protokolle kuzeyinde ve güneyinde 6'şar kilometre güvenli koridorla sarmalanan M4 karayolunun denetimini Türkiye ile Rusya paylaşmış oluyor. Bu kararla Halep'i Lazkiye'ye bağlayan stratejik bir güzergâh olan M4 karayolu güvenli ulaşıma açılarak, Suriye'nin normalleşmesi konusunda önemli bir adım atılmış oldu.
Protokolde M5 karayolundan hiç bahsedilmemesi şaşırtıcı değil, çünkü bu stratejik karayolu artık tamamıyla Suriye kontrolüne geçmiş durumda.
Protokolle birlikte Suriye ve Türkiye ordularının pozisyonlarının nasıl değişeceği de merak ediliyordu. Görünen o ki Suriye ordusunun bölge dışına çekilmesini isteyen Türkiye'nin bu talebi karşılık bulmadı. Rusya da işlevsiz kalan Türkiye'nin gözlem noktalarının İdlib'in kuzeyine çekilmelerini istiyordu. Bu protokolde bu unsurların yansımaması, her iki ordunun mevcut askeri mevzilerini koruyacaklarını gösteriyor.
Ancak protokolle değişen haritaya baktığınızda M4 karayolunu kapsayacak güvenli koridorun, ileride taraflar açısından fiili bir sınır oluşturmasının mümkün olduğu görülüyor.
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023