Dikkatli bakanlar görüyor, görenler fark ediyor ve fark edenler de bir kenara not ediyorlar.
Bir bakıyorsunuz, dün karalanan, ısrarla kara çalınan, yerden yere çalınan, koca koca devlet adamları tarafından arkasından teneke çalınan nice kavramlar, nice değerler birdenbire kıymete biniyorlar, bulunmaz Bursa kumaşı ilan ediliyorlar ve en yetkili ağızlarca tedavüle sokuluyorlar.
Dönem dönem, devir devir özellikle siyasiler tarafından ihtiyaç halinde, dedelerin değimi ile 'hin-i hacette' tedavüle sokulan kavramlar ve değerler yine siyasi rüzgarların yönüne göre bir anda gözden çıkarılıyorlar ve kullanımdan kaldırılıyorlar.
Hatırlayalım lütfen; millilik, milli irade, milli ittifak, mevcut iktidar kadroları tarafından üzerinde en çok oynanan, en çok hayattan kovulan ve en çok hayata çağrılan kavramlar değil mi?
Halbuki aklı başında, az-çok tefekkürden ve tezekkürden nasiplenmiş olan herkes bilir ki bu kavramlar; "işin bitene kadar kullan işin bitince at sokağa" denilebilecek, bu tür bir muameleyi hak edecek kavramlar değildir, asla olmamalıdır.
Gün gelecek, sam amca cihetinden esen sam yellerinin etkisi ile; "Biz her çeşit milliyetçiliği ayaklarımızın altına alan bir partiyiz" diyeceksiniz, sam yelleri fazlaca yakıp-kavurmaya başlayınca da "milli irade, milli ittifak" deyip duracaksınız.
Gün oluyor; "aman dardayız, nerde kaldınız yetişin" diye feryad ediyor, tepe tepe kullanıyorsunuz, işiniz bitince de rutubetli kütüphanelerin küflü raflarına terk ediyorsunuz.
Bir milletin çimentosu durumundaki kavram ve değimleri siz tutar da mevsimlik malzeme gibi kullanırsanız bu kavramlara da bu kavramlar üzerine kültürünü ve medeniyetini inşa etmiş olan millete de en büyük kötülüğü yapmış olursunuz.
Her kim olursanız olun, partinizin adı ve çapı ne olursa olsun, siz şahsi menfaatlerinizi, partinizin çıkarlarını, gelecek hesaplarınızı bir çuvala doldurarak üzerinde kalın harflerle; "milli irade, milli ittifak" yazarak kamuoyuna arz edemezsiniz.
Geride kalan on beş sene içinde bu güzide kavram ve değimleri haddinden fazla hırpalamış, sulandırmış, adeta paspas gibi kullanmış siyasiler olarak sizler siyasi çıkarlarınız uğruna tekrar aynı hayati hatayı yapıyorsunuz, lütfen yapmayın.
Milli ittifak diyerek, milli iradeye yaslanarak on beş yıldan beri attığınız adımlar, attığınız imzalar, keza atmadığınız adımlar ve atmadığınız imzalar koskoca ülkeyi tanınmaz hale getirdi ve 15 Temmuz felaketi gibi bir uçurumun başına getirdi.
Malum ve meşhur halinizle, şöhret bulmuş zik-zaklarınız, iniş-çıkışlarınız, düşüp-kalkışlarınızla lütfen bir daha bu güzide kavram ve değimlerimizi kullanarak zaten sulandırılmış haline biraz daha su katmayın ne olur.
Bir bakıyorsunuz, dün karalanan, ısrarla kara çalınan, yerden yere çalınan, koca koca devlet adamları tarafından arkasından teneke çalınan nice kavramlar, nice değerler birdenbire kıymete biniyorlar, bulunmaz Bursa kumaşı ilan ediliyorlar ve en yetkili ağızlarca tedavüle sokuluyorlar.
Dönem dönem, devir devir özellikle siyasiler tarafından ihtiyaç halinde, dedelerin değimi ile 'hin-i hacette' tedavüle sokulan kavramlar ve değerler yine siyasi rüzgarların yönüne göre bir anda gözden çıkarılıyorlar ve kullanımdan kaldırılıyorlar.
Hatırlayalım lütfen; millilik, milli irade, milli ittifak, mevcut iktidar kadroları tarafından üzerinde en çok oynanan, en çok hayattan kovulan ve en çok hayata çağrılan kavramlar değil mi?
Halbuki aklı başında, az-çok tefekkürden ve tezekkürden nasiplenmiş olan herkes bilir ki bu kavramlar; "işin bitene kadar kullan işin bitince at sokağa" denilebilecek, bu tür bir muameleyi hak edecek kavramlar değildir, asla olmamalıdır.
Gün gelecek, sam amca cihetinden esen sam yellerinin etkisi ile; "Biz her çeşit milliyetçiliği ayaklarımızın altına alan bir partiyiz" diyeceksiniz, sam yelleri fazlaca yakıp-kavurmaya başlayınca da "milli irade, milli ittifak" deyip duracaksınız.
Gün oluyor; "aman dardayız, nerde kaldınız yetişin" diye feryad ediyor, tepe tepe kullanıyorsunuz, işiniz bitince de rutubetli kütüphanelerin küflü raflarına terk ediyorsunuz.
Bir milletin çimentosu durumundaki kavram ve değimleri siz tutar da mevsimlik malzeme gibi kullanırsanız bu kavramlara da bu kavramlar üzerine kültürünü ve medeniyetini inşa etmiş olan millete de en büyük kötülüğü yapmış olursunuz.
Her kim olursanız olun, partinizin adı ve çapı ne olursa olsun, siz şahsi menfaatlerinizi, partinizin çıkarlarını, gelecek hesaplarınızı bir çuvala doldurarak üzerinde kalın harflerle; "milli irade, milli ittifak" yazarak kamuoyuna arz edemezsiniz.
Geride kalan on beş sene içinde bu güzide kavram ve değimleri haddinden fazla hırpalamış, sulandırmış, adeta paspas gibi kullanmış siyasiler olarak sizler siyasi çıkarlarınız uğruna tekrar aynı hayati hatayı yapıyorsunuz, lütfen yapmayın.
Milli ittifak diyerek, milli iradeye yaslanarak on beş yıldan beri attığınız adımlar, attığınız imzalar, keza atmadığınız adımlar ve atmadığınız imzalar koskoca ülkeyi tanınmaz hale getirdi ve 15 Temmuz felaketi gibi bir uçurumun başına getirdi.
Malum ve meşhur halinizle, şöhret bulmuş zik-zaklarınız, iniş-çıkışlarınız, düşüp-kalkışlarınızla lütfen bir daha bu güzide kavram ve değimlerimizi kullanarak zaten sulandırılmış haline biraz daha su katmayın ne olur.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Bayram gelmiş! / 09.04.2024
- Ağır misafiri yolcu ederken… / 08.04.2024
- Doğru tartan bir kantara çıkmalı / 06.04.2024
- ‘Demir olsa erir odunsa yanar Bakın yüreğine taş mı bağlamış?’ / 05.04.2024
- Gazzeli çocukların çığlıkları çarpmış olabilir mi? / 04.04.2024