logo
16 MAYIS 2024

İki sığınmacı kendini astı

İki aya aşkın süredir Yunanistan'da hayatta kalmaya çalışan iki sığınmacı Atina'daki Victoria Meydanı'nda kendini astı
26.02.2016 00:00:00
Makedonya'nın sınırlarını kapatması nedeniyle iki aydı aşkın süredir Yunanistan'da hayatta kalmaya çalışan iki sığınmacı Atina'daki Victoria Meydanı'nda kendini astı. Makedonya'nın Yunanistan'la sınırlarını kapatarak, göçmenlerin ülkeye girişlerine izin vermemesi az daha iki sığınmacının hayatını kaybetmesine neden oluyordu. Aylardır Yunanistan'dan Makedonya'ya geçerek Avrupa'ya ulaşma hayaliyle Victoria Meydanı'nda bekleyen sığınmacılardan ikisi, meydandan bir ağaca kendilerini asarak intihar girişiminde bulundu. Meydandakilerin müdahalesi sayesinde kurtarılan sığınmacılar, hastaneye kaldırıldı. Al Jazeera'ye konuşan hastane kaynakları her iki sığınmacının da sağlık durumunun iyi olduğu açıkladı. Bu arada Yunanistan'ın farklı noktalarında sıkışan yüzlerce sığınmacı, Makedonya sınırındaki İdomeni kasabasına ulaşmak için Atina-Selanik karayolunu yürüterek aşmaya çalışıyor. Atina ile Brüksel arasında gerilim tırmanırken sığınmacıların Batı Avrupa'ya ulaşmasında kilit öneme sahip Makedonya, sınırlarını Irak ve Suriye'den gelmeyen göçmenlere kapattı. Bu da yüzlerce sığınmacının Yunanistan'da sıkışmasına neden oldu.
Kobani davasında karar açıklandı
Demirtaş'ın cezası belli oldu
Deprem vurursa...
Türkiye'nin durumu harap
Erdoğan'ın atama tercihine tepki gösterdi
Nasıl normalleşecek bu ülke?
İGDAŞ, Halk Ekmek, İSPARK ve Hamidiye Su satılacak
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı
"İsrafta tasarruf yok, vatandaşa hizmette tasarruf var"
BTP lideri gündemi değerlendirdi
İddianameye girmese de dosyaya girdiler
Sinan Ateş cinayetinin şüpheli araçları
İktidar ve yandaşları zamları 'güncelleme' diye savunuyor
Avrasya Tüneli geçişine de zam!
Şi Cinping'den 'çok kutupluluk' vurgusu
"Rusya ile ortak stratejik tercihimiz"
Slovakya Başbakanı'nın durumu ciddiyetini koruyor
Ameliyatı 5 saat sürdü
Putin, Şi Cinping'le görüşmesinin ardından konuştu
"Çin'le ticaretimiz rekor kırdı"
BTP’den Hemşirelik Haftası’nda anlamlı ziyaret
“Hemşirelik kutsal bir meslektir”
Tarım ÜFE açıklandı
Yıllık artış yüzde 60.77
'Kendi aracımı kullanıyorum, yakıtımı da kendim alıyorum'
Özel yapım makam aracını satışa çıkardı
'Azgın' ve 'muhafazakar' milliyetçiler kavgası mı var?
'Devlet içinde savaş var'
Irak'taki üs bölgesine saldırı hazırlığı yapıyorlardı
MİT'ten yine nokta operasyon
Kobani davasında karar açıklandı
Demirtaş'ın cezası belli oldu
Deprem vurursa...
Türkiye'nin durumu harap
Erdoğan'ın atama tercihine tepki gösterdi
Nasıl normalleşecek bu ülke?
İGDAŞ, Halk Ekmek, İSPARK ve Hamidiye Su satılacak
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı
"İsrafta tasarruf yok, vatandaşa hizmette tasarruf var"
BTP lideri gündemi değerlendirdi
İddianameye girmese de dosyaya girdiler
Sinan Ateş cinayetinin şüpheli araçları
İktidar ve yandaşları zamları 'güncelleme' diye savunuyor
Avrasya Tüneli geçişine de zam!
Şi Cinping'den 'çok kutupluluk' vurgusu
"Rusya ile ortak stratejik tercihimiz"
Slovakya Başbakanı'nın durumu ciddiyetini koruyor
Ameliyatı 5 saat sürdü
Putin, Şi Cinping'le görüşmesinin ardından konuştu
"Çin'le ticaretimiz rekor kırdı"
BTP’den Hemşirelik Haftası’nda anlamlı ziyaret
“Hemşirelik kutsal bir meslektir”
Tarım ÜFE açıklandı
Yıllık artış yüzde 60.77
'Kendi aracımı kullanıyorum, yakıtımı da kendim alıyorum'
Özel yapım makam aracını satışa çıkardı
'Azgın' ve 'muhafazakar' milliyetçiler kavgası mı var?
'Devlet içinde savaş var'
Irak'taki üs bölgesine saldırı hazırlığı yapıyorlardı
MİT'ten yine nokta operasyon

Avukat Feyza Altun'a 9 ay hapis cezası

Sosyal medya paylaşımları nedeniyle hakkında soruşturma başlatılan avukat Feyza Altun 9 ay hapisle cezalandırıldı. Sanık Altun,'Suç işleyenler aslında bu tweeti yayanlar ve gündeme getirenlerdir' dedi.
16.05.2024 18:03:00
İhlas Haber Ajansı
Avukat Feyza Altun'a 9 ay hapis cezası
Avukat Feyza Altun'a 9 ay hapis cezası
Sosyal medya platformu üzerinden paylaştığı yorum nedeniyle Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından avukat Feyza Altun hakkında soruşturma başlatılmıştı.

Beykoz 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya sanık Feyza Altun ve taraf avukatları katıldı.

'Suç işleyenler aslında bu tweeti yayanlar ve gündeme getirenlerdir'

Sanık Feyza Altun, '14 yıldır avukat olarak görev yapıyorum, şeriat Türkiye'de korunan bir değer değildir. Olay tarihinde ben Farsça bir şiiri X sosyal paylaşım sitesinde kendi adıma kayıtlı kullanıcı hesabımdan paylaşmıştım. Bu paylaşımdan sonra tanımadığım birisi "lan Feyza şeriat atak mı geçiriyorsun" şeklinde paylaşımda bulundu. Bunun üzerine ben iddianameye konu tweeti attım. Bu tweetin yanlış anlaşılabileceğini fark edince 5-10 dk sonra bu tweeti sildim. Suç işleyenler aslında bu tweeti yayanlar ve gündeme getirenlerdir. Türkiye'de şeriat yönetiminin olmasını kabul edemem, Türkiye laik bir devlettir, şeriat yönetimi kafa kesen bir yönetimdir. Ben böyle bir yönetim istemiyorum. Benim din ve vicdan özgürlüğüyle bir problemim yoktur. Beraatime karar verilmesini talep ederim' dedi.

Savcı 3 yıl istedi

Cumhuriyet savcısı mütalaasında, Feyza Altun'un 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etti.


9 ay hapis cezası

Mahkeme heyeti, Feyza Altun'un 'Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme' suçundan 9 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına hükmetti. Mahkeme heyeti ayrıca Feyza Altun'un suç nedeniyle pişmanlık duymamasından dolayı indirim uygulamadı.

'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'

Zonguldak'ta sempozyumda konuşan Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Rusya'nin yeniden bir Bizans olma sevdası olduğunu söylerken 'Karadeniz, Akdeniz sevdası da onun bir parçasıdır. Suriye meselesinde Ruslar niye vardır dersek cevabı buradadır' dedi.
16.05.2024 15:21:00 / Güncelleme: 16.05.2024 15:26:02
İhlas Haber Ajansı
'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'
'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (ZBEÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi tarafından 'Karadeniz İnsan ve Toplum Bilimleri Sempozyumu' gerçekleştirildi.

Sezai Karakoç Kültür Merkezi'nde açılış töreni gerçekleştirilen sempozyuma, Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan konuk olarak katıldı.

Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı'nın okunduğu sempozyumda konuşan düzenleme kurulu başkanı Doç. Dr. Yücel Namal, dünyada yaşanan hızlı değişim ve dönüşümün sorun çözme odaklı alternatif yaklaşımların disiplinler arası boyutta tartışılması gerekli kıldığını söyledi.

Sempozyumun bu ilkeler ışığında farklı disiplinlerle ilgili çalışmaları tartışmak, bilimsel çıkarımlar elde etmek amacıyla düzenlendiğine dikkat çeken Namal şöyle dedi:
'Günümüz şartları ve dünyada yaşanan hızlı değişim, dönüşüm, sosyal bilimlerde yenilikçi veya sorun çözme odaklı alternatif yaklaşımların disiplinler arası boyutta tartışılmasını gerekli kılmaktadır. Bu nedenle Türkiye Yüzyılı olacağına inandığımız bu asırda Atatürk'ün muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkma hedefi doğrultusunda üniversitemizde sosyal bilimler alanında kültür ana teması etrafında şekillenen Karadeniz İnsan ve Toplum Bilimleri Sempozyumu düzenlenmiştir. Bu ilkeler ışığında farklı disiplinlerle ilgili çalışmaları tartışmak ve yeni bilimsel çıkarımlar elde etmek amacıyla düzenlediğimiz sempozyumumuzda arkeolojiden, felsefeye, tarihten, edebiyata, sosyolojiye, psikolojiye kadar pek çok disiplinde alanında uzman araştırmacılarla ortak bir zeminde buluşma fırsatını bizlere sundu.'



'Türkiye'nin kesişim yollarında durması ülkemizin Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyuyor'

İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Melih Geniş, Türkiye'nin Karadeniz'in en uzun kıyı şeridine sahip ülke olmasının, ulaşım ve ticaret yollarının kesişim noktasında olmasının Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyduğunu söyledi.

Geniş, Zonguldak'ın yerli ve yenilenebilir enerji payının arttırılmasında öneminin bir kez daha ortaya çıktığını ifade ederek şu ifadelere yer verdi:
'Türkiye'nin Karadeniz'in en uzun kıyı şeridine sahip ülke olması, Karadeniz'de kıyısı bulunan ülkelerin sıcak denizlere inebilmeleri ve dünya ile deniz yolu vasıtasıyla ticaret yapabilmeleri, Türkiye'nin ulaşım ve ticaret yollarının kesişim yollarında durması ülkemizin Karadeniz'de üstlendiği rolün önemini ortaya koyuyor. Türkiye Yüzyılı süresince ülkemizin öncelikli hedefleri arasında milli enerji politikası çerçevesinde yerli ve yenilenebilir enerji payının arttırılmasının yer almasıyla bilhassa bölgemiz ve Zonguldak önemini bir kere daha ortaya koymuştur. Bu durum neticesiyle kamu otoritelerine kuruluşlarınaa, sektör ve kamu iş birliklerinin yanı sıra yüksek öğretim kurumlarının da bölgenin sosyal, kültürel, ekonomik değerlerin değişiminde rol oynayacak yeni politikaların geliştirilmesi noktasında önemli bir rol ve sorumluluklar düşmektedir. Sempozyum ile bölgenin sosyal ve kültürel anlamda gelişiminin desteklenerek toplumun işleyişine katkı sağlanması hedeflenmiştir.'

'Necip milletimiz toplumsal ağına her hususta önem vermiştir'

ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer de Türk Milleti'nin yaşam tarzı, geçmişi ve idealleriyle azmi göz önünde bulundurulduğunda dünya sahnesinde önemli bir yere sahip olduğunu söyledi. Özölçer, 'Her toplum kendi iç dinamiklerinden hareketle geçmişten gelen kültürü, günceli takip ederek korumaya güzelleştirmeye zenginleştirmeye çalışır. Kadim milletimizin yaşam tarzı, geçmişi ve idealleriyle azmi göz önünde bulundurulduğunda dünya sahnesinde çok mühim bir yere sahip olduğu aşikardır. Tarih sahnesine çıktığı andan itibaren necip milletimiz; insanı yaşamın merkezine almış onu tanımaya çalışmış ve insanın potansiyelini sonuna kadar kullanması gerektiğini sosyal bilimlerin hemen tüm dallarıyla anlatmaya çalışmıştır. Kısacası toplumsal ağına her hususta önem vermiş edebiyat, psikoloji, tarih, felsefe, arkeoloji, sosyoloji gibi disiplinlerde hep çözüm odaklı bir yaklaşım sergilemiştir. Elbette bununla birlikte sadece insanı konu alan değerlere yönelmemiştir. Tabiata da olması gerektiği gibi davranmış, yeşili, toprağı, hayvanları, kısaca tüm doğayı benimsediği insanlık ülküsü çerçevesinde öncelemiştir' dedi.

Zonguldak'ı çocuk yaşta çizim kitabındaki kömürü bulan Uzun Mehmet'in hikayesiyle tanıdığını anlatan Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, milli mücadele döneminde şehrin nefes borusu olduğunu ancak yeterince anlatılamadığını söyledi.

'Milli mücadele yıllarında ne yazık ki Zonguldak'ın o yüzü çok fazla gösterilememiştir'

Turan, Zonguldak'ın milli mücadele yıllarında önemli bir yere sahip olduğunun altını çizerek şöyle dedi:

'Ülkemin pek çok yerini daha henüz tanımazken bilmezken Zonguldak ile o muhabbetli buluşmamı o kitapla sağladım. Daha sonraki yıllarda dünya tarihinin de gördüğü en kutsal mücadelelerden birisi olan milli mücadele yıllarında da ne yazık ki Zonguldak'ın o yüzü çok fazla gösterilmemiştir, görememiştir. Bunu belki biz tarihçilerin de bir kusuru vardır elbette. Ama ne yürekten ne gayretle destek verdiğini, katkı verdiğini yıllar sonra bazı araştırmalarımda da öğrendim. Anadolu hakikaten dört bir taraftan sarılmıştır. Doğu Cephesi vardır. Urfa, Antep, Antakya, Diyarbakır'a uzanan güney cephesi vardır. Akdeniz İtalyanlarla sarılmıştır. Batı'da Yunanlılar vardır, İngiliz armadası Çanakkale'den maalesef geçmiş, İstanbul'a gelmiş, çökmüştür. Sadece bir nefes borusu kalmıştır. İnebolu ve Zonguldak. İşte o nefes aldıran boru nefes aldıran yer olarak Zonguldak'a ayrı bir muhabbetim daha oldu. Daha da pekişti.'

'Rus Milliyetçiliğinin gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır'

Rusya'nın politikacılarından Vladimir Jirinovski'nin sözlerini hatırlatarak bugün Rusya'nın Suriye'deki varoluş gerekçesini anlatan Turan sözlerini şöyle tamamladı:

'Rusların Vladimir Jirinovski adında bir politikacıları vardı. Renkli bir politikacı, genelde muhalefette oynuyor. Nasyonalist bir Rus politikacısı. Birgün gazetecilerden birisi röportaj yapmış. Sözünü de esirgemiyor. Türkiye'ye de birkaç sefer geldi. Diyor ki 'Siz Türkler, dünyanın en suçlu, en kabahatli milletisiniz. Niçin denildiğinde, Orta Çağ'ın o zaman ki en büyük medeniyetini yıktınız. Daha bundan büyük kabahat olur mu' Hangi medeniyet deyince Bizans, Roma Medeniyeti'ni yıktınız' diyor. Her büyük milletin bir gelecek sevdası, ideali vardır. Bugün Rus Milliyetçiliğinin de gelecek sevdası yeniden bir Bizans olmaktır. Hala o devam ediyor. Karadeniz, Akdeniz sevdası da onun bir parçasıdır. Suriye meselesinde Ruslar niye vardır dersek cevabı buradadır.'

İstanbul uçuyor, diğer iller yürüyor

TÜRKONFED ile Ekonomi ve Dış Politikalar Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan ve en son 2014 yılında yayımlanan 'Türkiye için Bir Rekabetçilik Endeksi'nin 2023yılı raporuna göre İstanbul birinciliğini korurken Ankara ikinci, İzmir ise üçüncü sırada yer aldı. Şanlıurfa, Muş ve Ağrı ise rekabetçiliği en düşük üç il olarak sıralandı. TÜRKONFED Başkanı Sönmez, İstanbul ile diğer iller arasındaki farkın açılmasının beklenen büyük İstanbul depremi dolayısıyla ülke ekonomisi açısından önemli bir risk oluşturduğunu vurguladı.
16.05.2024 14:55:00 / Güncelleme: 16.05.2024 14:58:42
AHMET TURAN YİĞİT
İstanbul uçuyor, diğer iller yürüyor
İstanbul uçuyor, diğer iller yürüyor

Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ile Ekonomi ve Dış Politikalar Araştırma Merkezi (EDAM), bölgesel rekabetçilik dinamiklerini anlama, rekabetçiliği etkileyen ekonomik ve sosyal dengesizlikleri değerlendirme ve gelecekteki politika kararları için temel veri sağlama hedefiyle 'Türkiye için Bir Rekabetçilik Endeksi 2023' raporunu yayımladı. Bu çalışma, iki kurumun iş birliğiyle 2014 yılında hazırlanan endeks ile karşılaştırıldığında, Tekirdağ'ın 11. sıraya gerileyerek yerini Yalova'ya bırakması haricinde, ilk 10 sıra içerisinde yer alan illerin değişmediği görüldü. Öte yandan ilk iki sırada yer alan İstanbul ve Ankara ile onları takip eden diğer iller arasındaki rekabetçilik gücü makasının gittikçe açılmakta olduğu tespit edildi.

Bir gıdım ilerleme yok

Rapora bir bütün olarak bakıldığında, üretim faaliyetinin profili bakımından son 10 yıl içerisinde Türk ekonomisinin içerdiği bölgesel dengesizliklerde bazı istisnalar dışında düzelme kaydedilmediği ortaya çıktı.Buna göre İstanbul'un üretim yükünü çekme bakımından üstlendiği yüksek ağırlık daha da artarken, ekonomik faaliyetin ve istihdamın İstanbul ve Ankara ile batı kıyı illerinde yoğunlaşması olgusunu değiştirecek yapısal değişiklikler bölgesel bazda gerçekleşmedi. Ayrıca Orta Anadolu ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya nüfuz eden bir düzelme eğilimi saptanmadı. Rapora göre birinci sırada yer alan İstanbul'un ardından Ankara ikinciliğini, İzmir ise üçüncülüğünü korudu. 81 il arasında sıralaması ve rekabetçilik gücü 2014 endeksine göre en fazla yükselen iller Çorum, Ordu ve Kastamonu oldu. Batı Karadeniz, rekabet gücünü en çok artıran bölge olarak dikkat çekerken Ege, Batı Anadolu ve Akdeniz bölgelerinin rekabetçilik düzeylerinde düşüşler yaşandı.

Son sırada Ağrı var

2023 rekabetçilik endeksinin son 10 sırasındaki iller 2014 yılına göre anlamlı bir değişiklik göstermezken yalnızca kendi içlerinde yer değiştirdi. Tümü Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde olan bu 10 il sondan geriye doğru sırasıyla Ağrı, Muş, Şanlıurfa, Şırnak, Bitlis, Van, Siirt, Hakkari, Mardin ve Batman oldu.  Endeksin son yüzde 20'lik dilimi de tamamıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinden oluştu. Endeks batı kıyı bölgeleri ve Marmara-Ankara ekseni arasında en yüksek değerlerine ulaşırken rekabetçilik gücünün batıdan doğuya doğru gidildikçe zayıflamakta olduğu görüldü.


Eğitim düzelmeden, gelişmişlik farkı ortadan kalkmaz

Raporu değerlendiren TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez, Türkiye'nin en önemli sorunlarından birinin bölgelerarası gelişmişlik farkı dolayısıyla ekonomik ve refah dağılımında yaşanan adaletsizlik olduğunu söyledi. Türkiye'nin rekabetçiliğinin genel ortalamasının yükselmesi ve iller arasındaki farkın kapanması için nitelikli iş gücüne, bunu sağlamak için de nitelikli eğitime ihtiyaç duyulduğunu belirten Sönmez, "Başta Anadolu'da olmak üzere illerin rekabet gücü arasındaki farkı kapatacak tek yol nitelikli eğitim. Kalkınmanın yolu Anadolu'dan geçer. Her şehrimizin kendine has özellikleri var. Her birinin rekabet avantajı ve engeli farklı. Bu nedenle Anadolu'daki şehirlerimizin rekabetçiliğini artırmak için hem yerel hem de ulusal düzeyde politikalar geliştirilmesi gerekiyor" diye konuştu.

Türkiye'nin İstanbul'a bağımlı olmasının sonuçları ağır olabilir!

İstanbul ile diğer iller arasındaki farkın açılmasının beklenen büyük İstanbul depremi dolayısıyla ülke ekonomisi açısından önemli bir risk oluşturduğunu vurgulayan Sönmez  "Ülkemizde milli gelirin üçte birini, büyümenin de beşte ikisini tek başına karşılayan İstanbul, rekabetçilik endeksinde diğer illere göre farklı bir kulvarda. Ancak piyasa büyüklüğünden insan sermayesine tüm alanların İstanbul'a sıkışmış olması, beklenen büyük depremin ülkemiz ekonomisini toparlanması çok güç bir duruma sokacağı aşikar. Diğer taraftan TÜİK verilerine göre 2018-2023 yılları arasında İstanbul'dan 2.2 milyon kişinin göç etmesine, özellikle pandemi döneminde uzaktan çalışmaya geçilmesiyle birlikte nitelikli iş gücünde ciddi bir kesimin İstanbul'dan ayrılmasına rağmen endekslerin değişmemesi, diğer illerimizdeki gelişimin yetersizliğini ortaya koyuyor" dedi.

Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı: İBB, İGDAŞ, İspark ve Halk Ekmek dahil birçok şirketi satacak

İBB, İGDAŞ, İspark ve Halk Ekmek dahil birçok şirketi özelleştirmeye hazırlanıyor.
16.05.2024 12:59:00
Haber Merkezi
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı: İBB, İGDAŞ, İspark ve Halk Ekmek dahil birçok şirketi satacak
Özelleştirme furyasına İmamoğlu da katıldı: İBB, İGDAŞ, İspark ve Halk Ekmek dahil birçok şirketi satacak
İBB birçok şirketi özelleştirmeye hazırlanıyor. Özelleştirilecek şirketler arasında İGDAŞ, Halk Ekmek, İspark ve Hamidiye Su da bulunuyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 31 Mart yerel seçimlerinde Büyükşehir Belediye Meclisi'nde çoğunluğu elde etti. Şimdi de birçok şirketi "halka arz" etmeyi planlıyor.

İBB Mali Hizmetler Daire Başkanı Neslihan Vural, belediye meclisinde CHP'nin çoğunluğu elde etmesinin, İGDAŞ'ın halka arzı da dahil olmak üzere 'fonlama sağlama' planlarında ilerlemeye imkan tanıdığını söyledi. İGDAŞ'ın halka arz planı ilk olarak 2010'larda gündeme gelmiş ancak hayata geçememişti.

Bloomberg'ün sorularını yanıtlayan Vural, gaza zam gelirse şirketin değerinin de 10 milyar doları bulacağını söyledi.

Ekonomik kriz nedeniyle halkın tercih ettiği Halk Ekmek'in de sırada olduğunu söyleyen Vural, İspark ve Hamidiye Suyu'n da özelleştirilmesi için hazırlık içinde olduklarını belirtti.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.