Bu 29 Ekim'de Cumhuriyetimizin 100'üncü yıldönümünü kutladık.
Ne yazık ki, 100. yıldönümü, Cumhuriyet değerlerinin örselendiği, parlamenter demokratik sistemden uzaklaşıldığı; içte ve dışta ülkemizin çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya kaldığı zor günlerde kutlanıyor.
Ülkemiz, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Cumhuriyetin kurucuları tarafından belirlenen hedeflerden, çağdaş uygarlık yolundan ve çağdaş demokratik anlayıştan, her geçen gün daha çok uzaklaşıyor, uzaklaştırılıyor.
Ağır ekonomik sorunlarla boğuşan halkımızın önemli bir bölümü, yaşanan bu süreci içine sindiremiyor. Son dönemlerde ülkemizde yaşanan birçok olayın, Cumhuriyetin asırlık geçmişine ve onun kuruluş felsefesine, kurucu değerlerine yakışmadığını düşünüyor.
İnsan yaşamı gibi, ülkelerin ve toplumların yaşamında da önemli dönemeçler vardır. İşte Cumhuriyetin kuruluş yıldönümü de bizim için, halkımız için, böylesine önemli bir dönemeçtir. Hele 100. yıldönümü, apayrı bir öneme sahiptir.
İşte bu bakış ve yaklaşımla, şimdiden Cumhuriyetimizin 2. yüzyılı üzerine düşünmeye ve hazırlanmaya başlamalıyız.
Özellikle de Cumhuriyetin 2. yüzyılında, nasıl bir Türkiye düşünüyoruz ve nasıl bir Türkiye hayal ediyoruz? Bu soruları sormanın ve ülkenin gündemine taşımanın tam zamanıdır.
Kuruluşunun 100. yıldönümünde, Türkiye Cumhuriyetinin içinde bulunduğu olumsuz koşullar nasıl aşılabilir? 2. yüzyılla ilgili hedeflerimiz, beklentilerimiz nasıl hayata geçirilebilir?
Elbette dünyada günümüzde yaşanan ve önümüzdeki süreçte yaşanacak gelişmelerle birlikte düşünülerek…
Ülkemizin bugün en temel siyasal meselesi, demokrasiden ve çağdaş cumhuriyet değerlerinden uzaklaşılmasıdır. Kısacası, temel sorun demokrasi sorunudur. Ekonomiden dış siyasete, yaşanan hemen her sorunun temelinde bu gerçek yatmaktadır.
İşte bu yüzden, 2. yüzyıl tezlerinin, sıcak gündemle ve güncel görevlerle de buluşturulması gerektiğini düşünüyoruz. Siyasal partilerin ve özellikle de muhalefetin çok kapsamlı "2. yüzyıl tezleri" ve güncel görevleri vurgulayan "demokrasi programı" ile halkın karşısına çıkmasının yararlı olacağına inanıyoruz.
Önümüzde duran sıcak bir gündem maddesi de 2024 Mart yerel seçimleridir. Bu seçimlerin ülkemiz ve halkımız için önemi göz ardı edilemez, edilmemelidir.
Halkımız Mart yerel seçimlerinde, kentlerimizi Cumhuriyetin 2. yüzyılına taşıyacak yönetimleri ve kadroları belirleyecek. Bu tarihsel derecede önemli bir seçimdir.
Önümüzdeki dönemde, ülkemiz ve kentlerimiz, Cumhuriyetin 2. yüzyılına yakışacak çağdaş ve demokrat bir siyasal anlayışla mı yönetilecek? İşte temel soru ve sorun budur.
Bu yaklaşım muhalefet için Mart yerel seçimlerinin ana stratejisi olmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. kuruluş yıldönümünü kutlarken; "Cumhuriyetin 2. yüzyılında, nasıl bir Türkiye" sorusunu sormayı ve bu soru üstüne düşünmeyi ihmal etmemeliyiz.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023