İlhan Keçeci: Gaflet mi?

Virüs dünyanın gündemine öyle bir girdi ki, insanlık alışıla gelmiş yaşantısını terk edip can ve sağlık endişesi ile virüsün tayin ettiği yaşam tarzına geçmek zorunda kaldı. Topyekûn ülkemiz, siyasi görüşü, düşüncesi farklı olsa da tüm Türkiye günlerini haftalardır evde geçiriyor.

Esnafmış, işçiymiş hiçbirinin önemi kalmadı.

Virüs ile karar noktasında tek millet oluverdik.

Niyetimizi hemen belirtelim:

Allah tüm hastalarımıza acil şifalar versin. Tez zamanda bu günleri atlatmayı lütfetsin.

Lakin virüsle mücadele eden ülkeler vatandaşlarına sosyal destek paketi açıklıyor, yardım seferberliği ilan ediyor ve üzerine düşeni kısmen yapıyor.

Ülkemizde durum farklı; zorunlu "Evde Kal Türk İnsanı" talimatı sağlık açısından zaruri eyvallah.

Yani esnaf, işçi, sanayici, tüccar fark etmez virüs ayrım yapmıyor. Destek çözümünde evde kalanların tamamına aynı muamele yok. Eğer virüs herkese evde kal diyorsa bu yardım tatminkâr ve herkese olmalı. Altta siyasi partiler, muhtarlar, halk kendi içinde çevresinin yaralarını sarmak için bir gayret içinde.

Ne diyelim herkesin niyetine sağlık. Kolay gelsin!

Asıl konu virüsle gündemimize giren çözüm adresi!

Destek paketleri açıklayan ülkelerin uyguladığı metot "para basmak"! Bu kural televizyon haber ve tartışma programlarında, gazete manşetlerinde, sosyal medyada milletimizin 7/24 izlediği dinlediği şahit olduğu bir hakikat.

Maalesef bizler de bu hakikati hayretle izliyoruz.

Dünya Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in yazmış olduğu, Milli Ekonomi Modeli tezinin bir kuralı olan, emek ve üretim mukabili para basma ve tüketimi devreye koyarak emisyonu genişletme kuralında kısmen kopya çekse de Sayın Baş'ta birleşmişken, bizim yaptığımız virüsün evde kal kuralında birleşmek ve 7/24 televizyondan, sosyal medyadan Sayın Baş'ın dediklerini yapan "para bas milletine dağıt" iktisat kuralını izlemekten başka bir şey değil!

Sayın Baş'ın Rusya Duma'sında 6 saat kendi tezini sunması, milli paraya geçip Milli Ekonomi Modeli'ni kanunlaştırması tüm dünya ve milletimizce bilinmektedir.

Bağımsız Türkiye Partisi kadroları sadece seçim zamanı değil, her fırsatta insanımızın tüm ihtiyaçlarına cevap verecek Sayın Baş'ın Sosyal Devlet Projelerini anlattık. Tüm programlara siyasi partiler, dernekler, iş adamları, halkımız davet edildi. Yeni Mesaj gazetesi yazdı, Meltem Medya yayınladı. Sayın Baş ömrü boyunca anlatmaktan asla usanmadı…

Yani millet "Sayın Baş ve projelerinden haberimiz yok" diyemez, hükümet diyemez, Sivil Toplum Kurumu diyemez, vekiller diyemez... Hele CHP ve gönül verenler! Yahu, Sayın Baş'ın siyasi arenada hiçbir mevki, makam talebi olmamasına rağmen Alevi vatandaşlarımız, "Prof. Dr. Haydar Baş'ın ekonomi tezi var, Ehl-i Beyt hakkında külliyat yazdı, biz ona minnettarız, Atatürk eseri var çalışmalarını takip ediyoruz" dediler hatta Alevi dernekleri ekip kurup CHP Genel Merkezine günlerce mail attılar; biz Sayın Baş'ı CHP'de aday olarak görmek istiyoruz diye… Ben şahidim dedeler, başkanlar bizden kamera isteyip röportaj verdiler ve Meltem TV ana haberde yayınlandı bu görüntüler. Bunun üzerine CHP Genel Merkezi Sayın Baş'a teklif götürmesine rağmen Sn. Kılıçdaroğlu bir çalımla verdikleri sözün aksi bir ahlak sergiledi. Bugün CHP de yardım topluyor.

Sayın Baş'ın inancında tüketim, kaynaktır. Milletin cebine devlet para koymalı ki, esnafa pazar olsun.

İktidarın ve muhalefetin inancında ise milletin cebi kaynak!

Ah ah! Şu kıyas bile çok şeyleri açıklıyor ya neyse konumuz bu değil.

Bana göre CHP başta olmak üzere tüm milletimiz Sayın Baş'ın para basma kanununu dünya uygularken, TV ekranlarından, sosyal medyadan, gazete manşetlerinden izlemekten başka hiçbir şey yapmıyorlar.

Halen Sayın Baş'ı görmezden, duymazdan gelip bu sıkıntıları yaşamaya ve yaşatmaya razı oluyorlar.

Bizi virüs salgını bile gafletten uyandırmıyorsa, Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu ne yapsın?