Nurcan Karakaya: Sene 2040

Sene 2040, aradan 16 yıl geçmiş, tüm dünyada İsrail'in işlediği katliamlar konuşuluyor, herkes onları lanetliyor. ABD'de, Fransa'da, Almanya'da Avrupa'da, Afrika'da ve daha birçok ülkede.

Nasıl Yahudileri öldürdükten sonra onlar Almanya'da yâd edilerek anılıyorlar, nasıl Sırplar tarafından katledilen Bosnalı kardeşlerimiz anılıyorlar zaman gelecek Irak'ta olanlar için de, Gazze'de olanlar için de bir anma olacak. Belki o zamana kadar daha birçok ülkede katliamlar olacak. Belki Suriye'de, belki İran'da, belki bu ateş Türkiye'ye de sıçrayacak.

Ama gün gelecek çocuklarımız, torunlarımız soracak;

Peki, siz ne yaptınız, oturup öyle izlediniz mi, çocuklar ölürken elinizden bir şey gelmedi mi?

Ne cevap vereceğiz?

İşte o zaman vicdanlı ve dik bir duruşla cevap verebilmek için şimdi ne yaptığımıza bakmamız gerekiyor.

Kimin tarafındayız mesela, kimlerle yan yana omuz omuzayız. İsrail'e destek verenler mi yoksa düşman olup karşı duranlarla mı? Bu dünyada her zaman iki taraf olmuştur, bir hak bir de batıl. Biz ne taraftayız. Önce safımızı belli edeceğiz.

İşte ben o gün bu soru bana sorulursa şöyle diyeceğim:

"Hiçbir zaman ne İsrail ile ne de İsrail'e destek verenler ile yan yana olmadım, alkış tutmadım. İsrail'in ve ABD'nin kendi ülkem için de bir tehdit olduğunu görüyordum. Bu yüzden hem ülkem için, hem de dünyadaki mazlum insanlar için doğru kişilerin yanında durdum. Tek başıma mücadele edemeyeceğimi biliyordum, ben de doğrunun yanında safımı tuttum. Düşündüm bu güç nasıl yıkılır ve sonra Prof. Dr. Haydar Baş'ın dediği bir söz aklıma geldi. Önce sistemlerini yok edeceğiz, önce Kapitalizm yok olacak. Çünkü ondan besleniyorlar ve güç alıyorlar. Zayıfın sırtına binip onların kanları üzerine bina inşa ediyorlar, yükselip duruyorlar.

Ben de Kapitalizmi yerle bir eden bir model tanıyordum. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni. Çok kez okudum bu kitabı. Objektif yaklaştım, gerçekten çare olur mu diye çok düşündüm. Daha sonra bir baktım tüm dünyadaki önemli bilim adamları bu modelin önünde şapka çıkarıyordu, konferanslara gelip övgüyle anıyorlardı, işte o zaman dedim ki, biz bu dünyayı bu modelle kurtaracak ve yerine yepyeni bir dünya inşa edeceğiz. Güçlünün egemen olduğu bir dünya değil, daha adaletli, daha refah, daha yaşanabilir bir dünya kuracağız.

Bu model BTP iktidarında uygulanabilecek bir modeldi, yıllarca Prof. Dr. Haydar Baş'ı dinledik, onun yanında olduk, onunla beraber yanlışın karşısında sesimizi yükselttik, insanlarımıza anlattık, mücadele ettik, asla oturmadık, yapılanlar karşısında sus pus durmadık. Katliamlara çok üzüldük ama çareyi hep anlattık. Şehir şehir gezdik.

Daha sonra Prof. Dr. Haydar Baş 14 Nisan 2019'da aramızdan ayrıldı, Hakk'a yürüdü. Çok üzüldük, çok ağladık, o tüm ömrünü vatanımıza, dinimize, insanlığa adamıştı. Ama bıraktığı yerden bizler devam edecektik. Yılmayacak, yıkılmayacaktık çünkü Prof. Dr. Haydar Baş şöyle demişti:

'Sizler bu milletin geleceğini tayin edecek olan mimarlarsınız. Bu vatanın birliğinde, yükselmesinde ve kalkınmasında taşlar sizler olacaksınız.'

İşte bu sebeple Hüseyin Baş ile beraber yolumuza devam ettik. Hocamın sağ kolum dediği oğlunun yanında durduk bu sefer. Onunla mücadele ettik, o da babası gibi hep Hakk'ın yanında bâtılın karşısında hareket ediyordu. Onunla sesimizi duyurmaya, bu haksızlığa meydan vermemeye çalışıyorduk. Sahip olduğumuz değerlere, Atatürk'e, Ehl-i Beyt'e, Milli Ekonomi Modeli'ne ve Haydar Hocaya sahip çıkıyorduk. Onlardı bizim rehberlerimiz.

İşte bizim mücadelemiz de böyle oldu."

Eğer sizler de torunlarınıza, çocuklarınıza vicdanlı ve alnı ak bir duruş ile cevap vermek istiyorsanız bu mücadelemizde yanımızda olabilirsiniz. 

Karınca misali safımızı belli edelim...