Belki de millet olarak sömürüye tabi tutulduğumuz, bütün kıymetlerimizi kaybettiğimiz en büyük alan "ilim" alanıdır. Milletimiz cahil bırakıldı. Bu süreç yüz yıllara dayanır ama şunu kesin olarak ifade edebilirim ki, manevi alanda cehaletimizin başlangıcı (millet olarak) Ehl-i Beyt'e, Ehl-i Beyt yolunda gidenlere sırt çevirmemizle başlar. Peygamberimiz (sav) canlı Kuran'dı. Ehl-i Beyt ise canlı Resul'dü. Bu yolun hedefi Allah'a vuslat, yolun adı ise İslam'dı. İşte bu yoldaki, yolcunun adı insandı. Kuran, Hz. Peygamber ve Ehli Beyt'i, insanı hedef almış, mükemmel insan modelinin bizzat şahıslarında hayata geçirmişlerdi. Tabi mirasları da Kuran ve bu modelin hayat bulduğu Ehl-i Beyt'ti. İşte bizi bu yoldan, bu yolun başındaki rehberlerden uzak ettiler. Haliyle maneviyattan uzaklaştık. Bu uzaklaşma hem kimliğimizi, hem de maddi değerlerimizi kaybetmenin de önünü açtı. Durum ortada.Burada şunu ifade etmeliyim ki, bizler ilim ile bilgiyi karıştırıyoruz. Birileri bilgiyi bize ilim olarak yutturuyor. Ne demek istediğimi okuma, yazma bilmeyen Yunus Emre'den anlatayım. "İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsin, Ya nice okumaktır?" Evet, ilimde merkez insandır. İnsanın kendini bilmesidir. Bu gerçeği Muhterem Hocam Prof. Dr. Haydar Baş tek cümle ile özetlemiştir; "Akıl insana verilmiş bir araçtır. İnsan gönüldür, gönül". Gönlün sahibi Allah'tır. Allah ise merhametlilerin en merhametlisidir. Rahman'dır, Rahimdir. O günlün temizleyip, sahibine teslim etmedikten sonra bilgi insanı cahilleştirir hatta durum ve şartlara göre zalimleştirir. Bugün yeryüzünün zulüm ve zalimlerle dolmasının sebebi de budur.Bugün minberlerde, hutbelerde, ekranlarda, gazete köşelerinde birçok kişi görürsünüz. İsimlerinin başında değişik ve bol unvanlar vardır. Konuşmaları da iyidir! Yüz yıllar öncesini gün gün, isim isim anlatırlar. Yerine göre gözyaşı döker, yerine göre de celallenirler. İnsanlar etkilenir. Bu etkilenme, saygıyı ve sahiplenmeyi getirir. Artık sıradan vatandaş için ölçü bellidir. Kim ne derse desin, kim hangi ayeti, hadis okursa okusun, etkilendiği o şöhretli, meşhur hocanın dediklerine ters ise aykırı ise sen zındıksın, münafıksın. Halbuki benim kardeşim, iki süslü kelimeye, birkaç damla gözyaşına, siyasi rant için kalabalıklar içinde kılınan namaza, okunan Kurana aldanmış ve dinini bitirmiş haberi yok. Nerde bu din istismarcıları, demeyin. Bakın, her taraf bunlarla dolu. Allah ve Resulünün emirlerine açıkça muhalefet ediyorlar, kendi verdikleri hükümleri dinin hükmü gibi yansıtıyorlar artı birde dinden kendilerine destek bulmaya gayret ediyorlar. Birde "aman başıma bir iş gelmesin, işimden aşımdan olmayayım" mantığıyla ininde sinenler var. Bunlar benim tespit veya iddiamda değil. Haberi verilmiş gerçeklerdir. "Dini yalanlayanı gördün mü? İşte o, yetimi itip kakar. Yoksulu doyurmaya teşvik etmez. Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, Onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar gösteriş yapanlardır Ve hayra da mâni olurlar". (Maun 1-7) "Onlar, hem insanları Kuran'dan menederler, hem de kendileri ondan uzak dururlar. Böylece ancak kendilerini helâke atarlar da farkına varmazlar." (En'âm: 26)Sevgili Peygamberimiz (sav) ise saptırıcı imam, önder, âlim vs. denen tehlikeye karşı binlerce hadisi şerif ile uyarmış, bu kişilerin profilini açıkça çizmiştir. Bir kaçını hatırlayalım? "Ahir zamanda dünya menfaati için dini alet eden riyakârlar çıkar. Sözleri baldan tatlıdır. Bunlar kuzu postuna bürünmüş birer kurttur" (Tirmizi)"Ahir zamanda âlimler, halkın istediği yönde fetva verip, helale haram, harama helal derler, Kuranı ticarete, menfaate alet ederler" (Deylemi)"Münafıkların çoğu okumuş olanlardır". (Kimyayı Saadet, Sayfa 174)İmam Ali (a.s) Efendimiz ise şöyle buyuruyor; "İnsanların üzerine öyle bir zaman gelecek ki İslam'ın ismi, Kuran'ında sadece kılıfı kalacak. Mescitleri bakımlıdır? Ama cemaat yok. O zamanın en kötüleri âlimleridir. Fitne onlardan çıkar yine onlara döner." (Tenbihül Gafilin sh:406)Allah (c.c) bizleri saptırıcı önderlerin şerrinden korusun. Ehl-i Beyt yolundan gidenlere ve bu yala davet edenlere, yar ve yardımcı eylesin. (amin)
Akın Aydın / diğer yazıları
- Fuhuş kökünden fahiş fiyatlar / 24.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024
- Arzusu millî egemenliğe dayanan Türk devleti kurmaktı / 23.04.2024
- Ekrem İmamoğlu’na açık mektup / 22.04.2024
- Erdoğan anlattığı kıssayı bile unuttu / 21.04.2024
- Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz / 20.04.2024
- Hayber’deki 'Demir Kubbe'yi yıkan adam / 19.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -2- / 18.04.2024
- Dünkü Hayber bugünkü İsrail’den daha güçlüydü -1- / 17.04.2024
- İsrail, İslam dünyasının acziyetini ispatladı / 15.04.2024
- ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan’ / 14.04.2024