İmam Ali’den sözler -25-
İnsanlar dünyanın zahirine bakarken, Allah'ın velileri, onun batınına bakarlar; insanlar dünyanın bugünüyle meşgul olurken (çabuk elde edilen şeyler peşinde koşarken), onlar dünyanın sonuyla (ahiret hazırlığıyla) meşgul olurlar
17.08.2025 00:26:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





"İnsanlar dünyanın zahirine bakarken, Allah'ın velileri, onun batınına bakarlar; insanlar dünyanın bugünüyle meşgul olurken (çabuk elde edilen şeyler peşinde koşarken), onlar dünyanın sonuyla (ahiret hazırlığıyla) meşgul olurlar;
onlar dünyanın kendilerini öldürmesinden çekindikleri şeyleri öldürürler; kendilerini terk edecek olanları bilir, onları terk ederler; başkalarının dünyadan elde ettiği çok şeyi (ahiret nimetine oranla) az görürler; onu elde etmelerini kaybetmek sayarlar; insanların uzlaştığı şeye düşman, düşmanlık ettikleri şeye de dostturlar.
Kitap onlarla bilinir; onlar Kitab'ı bilirler, Kitap onlarla ayakta durur; onlar da Kitab'la ayakta dururlar; umdukları şeyden daha üstün bir şey ummazlar; korktukları şeyden daha üstün bir şeyden korkmazlar."
"Lezzetlerin kesilmesini, günahların ise bekasını hatırlayın"
"Allah kuluna şükür kapısını açıp da nimetin artış kapısını kapamaz; dua kapısını açıp da icabet kapısını kapamaz; ona tövbe kapısını açıp da mağfiret kapısını kapamaz."
"İnsanların cömertliğe en layık olanı, cömertlerin onunla tanındığı kimsedir."
İmam (a.s)'dan; "Adalet mi daha üstündür, yoksa bağış mı?" diye sorduklarında söyle buyurdu: "Adalet her şeyi kendi yerine bırakır, ama bağış onları yerinden çıkarır; adalet genel bir koruyucudur; ama bağış özel bir ihsandır. O halde adalet daha yüce ve daha üstündür."
"İnsanlar, bilmedikleri şeyin düşmanıdırlar."
"Zühdün tümü, Kur'an'ın iki kelimesi arasındadır. Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: "Öyle ki elinizden çıkana karşı üzülmeyesiniz ve size verilenlere sevinmeyesiniz."(Hadid: 23) O halde geçmişe üzülmeyen ve geleceğe sevinmeyen kimse, zühdün iki tarafını (geçmiş ve geleceğe itinasızlığı) da elde etmiştir."
"Uyku, günün kararlarını ne kadar da bozucudur!"
"Yöneticilikler, insanların koşu meydanlarıdır."
"Hiçbir şehir sana, diğer bir şehirden daha layık değildir; beldelerin en hayırlısı, seni yüklenen (barındıran) beldedir."
Malik Eşter'in (r.a) şahadet haberi geldiğinde şöyle buyurdu: Malik, ne Malikti! Andolsun Allah'a ki, eğer bir dağ olsaydı, apayrı yüce bir dağ olurdu; bir taş olsaydı, sert bir kaya olurdu; hiçbir hayvan onun tepesine ayak basamazdı ve hiçbir kuş onun üzerine konamazdı."
"Sürekli yapılan az iş, usanılıp bıkılan çok işten daha hayırlıdır."
"Bir adamda güzel bir haslet olduğunda, onun kardeşlerini bekleyin."
(İmam (a.s) Ferazdak'ın babası Galib b. Sa'sa'ya; "Pek çok olan develerini ne yaptın?" diye sordu. Galib cevaben; "Ey Emir'ül-Mü'minin, haklarını (farz olan vergilerini) verme onları dağıttı." dedi. "Bu (Allah yolunda) dağılma, dağılma yollarının en övülenidir."
"Din hükümlerini bilmeden ticaret yapan kimse, faize batar."
"Kim küçük musibetleri büyük sayarsa, Allah onu büyük belalara duçar kılar."
"Kendini değerli bilen, şehvetleri hor ve hakir görür."
"Şaka yapan, aklının bir parçasını dışarı atmış olur."
"Sana rağbet edene rağbet göstermemen, nasibin noksanlığıdır; sana rağbet etmeyene rağbet etmen ise nefsin zilletidir."
"Fakirlik ve zenginlik, (kıyamet günü) Allah'a sunulduktan sonradır."
"Zübeyr, uğursuz oğlu Abdullah büyüyünceye kadar, sürekli olarak biz Ehl-i Beyt'ten biriydi." Neh'cul Belağa'dan
onlar dünyanın kendilerini öldürmesinden çekindikleri şeyleri öldürürler; kendilerini terk edecek olanları bilir, onları terk ederler; başkalarının dünyadan elde ettiği çok şeyi (ahiret nimetine oranla) az görürler; onu elde etmelerini kaybetmek sayarlar; insanların uzlaştığı şeye düşman, düşmanlık ettikleri şeye de dostturlar.
Kitap onlarla bilinir; onlar Kitab'ı bilirler, Kitap onlarla ayakta durur; onlar da Kitab'la ayakta dururlar; umdukları şeyden daha üstün bir şey ummazlar; korktukları şeyden daha üstün bir şeyden korkmazlar."
"Lezzetlerin kesilmesini, günahların ise bekasını hatırlayın"
"Allah kuluna şükür kapısını açıp da nimetin artış kapısını kapamaz; dua kapısını açıp da icabet kapısını kapamaz; ona tövbe kapısını açıp da mağfiret kapısını kapamaz."
"İnsanların cömertliğe en layık olanı, cömertlerin onunla tanındığı kimsedir."
İmam (a.s)'dan; "Adalet mi daha üstündür, yoksa bağış mı?" diye sorduklarında söyle buyurdu: "Adalet her şeyi kendi yerine bırakır, ama bağış onları yerinden çıkarır; adalet genel bir koruyucudur; ama bağış özel bir ihsandır. O halde adalet daha yüce ve daha üstündür."
"İnsanlar, bilmedikleri şeyin düşmanıdırlar."
"Zühdün tümü, Kur'an'ın iki kelimesi arasındadır. Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: "Öyle ki elinizden çıkana karşı üzülmeyesiniz ve size verilenlere sevinmeyesiniz."(Hadid: 23) O halde geçmişe üzülmeyen ve geleceğe sevinmeyen kimse, zühdün iki tarafını (geçmiş ve geleceğe itinasızlığı) da elde etmiştir."
"Uyku, günün kararlarını ne kadar da bozucudur!"
"Yöneticilikler, insanların koşu meydanlarıdır."
"Hiçbir şehir sana, diğer bir şehirden daha layık değildir; beldelerin en hayırlısı, seni yüklenen (barındıran) beldedir."
Malik Eşter'in (r.a) şahadet haberi geldiğinde şöyle buyurdu: Malik, ne Malikti! Andolsun Allah'a ki, eğer bir dağ olsaydı, apayrı yüce bir dağ olurdu; bir taş olsaydı, sert bir kaya olurdu; hiçbir hayvan onun tepesine ayak basamazdı ve hiçbir kuş onun üzerine konamazdı."
"Sürekli yapılan az iş, usanılıp bıkılan çok işten daha hayırlıdır."
"Bir adamda güzel bir haslet olduğunda, onun kardeşlerini bekleyin."
(İmam (a.s) Ferazdak'ın babası Galib b. Sa'sa'ya; "Pek çok olan develerini ne yaptın?" diye sordu. Galib cevaben; "Ey Emir'ül-Mü'minin, haklarını (farz olan vergilerini) verme onları dağıttı." dedi. "Bu (Allah yolunda) dağılma, dağılma yollarının en övülenidir."
"Din hükümlerini bilmeden ticaret yapan kimse, faize batar."
"Kim küçük musibetleri büyük sayarsa, Allah onu büyük belalara duçar kılar."
"Kendini değerli bilen, şehvetleri hor ve hakir görür."
"Şaka yapan, aklının bir parçasını dışarı atmış olur."
"Sana rağbet edene rağbet göstermemen, nasibin noksanlığıdır; sana rağbet etmeyene rağbet etmen ise nefsin zilletidir."
"Fakirlik ve zenginlik, (kıyamet günü) Allah'a sunulduktan sonradır."
"Zübeyr, uğursuz oğlu Abdullah büyüyünceye kadar, sürekli olarak biz Ehl-i Beyt'ten biriydi." Neh'cul Belağa'dan
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.