İmam Ali’den sözler -5-
Yeryüzünde Allah'ın azabından iki eman vardı; onlardan biri kaldırılmış (elden çıkmış), diğeri ise yanınızdadır; o halde ona sarılın
28.07.2025 00:10:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Ebu Cafer imam Muhammed b. Ali el-Bakır (a.s), Hz. Ali (a.s)'dan şöyle nakletti: "Yeryüzünde Allah'ın azabından iki eman vardı; onlardan biri kaldırılmış (elden çıkmış), diğeri ise yanınızdadır; o halde ona sarılın.
Kaldırılmış olan eman Resulullah'tır; baki kalan eman ise istiğfardır. Nitekim Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Sen içlerinde olduğun halde Allah onları azaplandıracak değildir ve onlar istiğfar ettikleri halde de Allah onları azaplandıracak değildir."(Enfal: 33)
"Kim kendisiyle Allah arasında olanı düzeltirse, Allah da onunla insanların arasını düzeltir; kim ahiret işini düzeltirse, Allah da dünya işlerini düzeltir; kimin kendi içinden bir öğüt vereni olursa, Allah tarafından onun için bir koruyucu olur."
"Mükemmel fakih (İslami ilimlerde mütehassıs, zeki ve anlayışlı kimse), halkı Allah'ın rahmetinden ümitsiz etmeyen, onları Allah'ın şefkatinden ümitsizliğe düşürmeyen ve Allah'ın düzeninden (cezasından) onları güvende kılmayan kimsedir."
"Bu kalpler, bedenlerin usandığı gibi usanır; o halde bu kalplere yeni hikmetler arayın."
"İlmin en değersizi, dilde duranıdır; en üstünü ise aza ve organlarda görünendir."
"Sizden biriniz; "Allah'ım, fitneden sana sığınırım." demesin. Zira fitneye duçar olmamış hiç kimse yoktur. O halde sığınanlar fitnelerin saptırıcılığından Allah'a sığınmalıdır.
Nitekim Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: "Bilin ki mallarınız ve evlatlarınız ancak bir fitnedir."(Enfal: 28) Bu ayetin manası da şudur: Allah-u Teâlâ, rızkına karşı çıkanlarla, kendi payına rızayet gösterenlerin açıkça ortaya çıkması için evlat ve mallarla insanları imtihan etmektedir.
Gerçi Allah onları kendilerinden daha iyi bilmektedir. Ama sevap veya cezayı gerektiren fiillerin (kendilerine) aşikâr olması için onları imtihan etmektedir.
Zira bazıları erkek çocukları sevmekte, kız çocuğundan ise nefret etmekteler. Bazıları da malın çoğalmasını sevmekte ve ondan bir şevin azalmasını sevmemekteler."
Kendisine; "Hayır nedir?" diye sorulunca şöyle buyurdu: "Hayır, malının veya evladının çoğalması değildir. Şüphesiz ki hayır ilminin çoğalması, hilminin büyümesi ve rabbine ibadet sayesinde insanlar arasında yücelmendir.
O halde eğer iyilik yapmış olursan, Allah'a hamd edersin; eğer kötülük etmiş olursan, Allah'tan bağışlanma dilersin. Dünyada sadece iki kişiye hayır vardır: Birisi günah işlediğinde hemen tövbeyle telafi eden, diğeri ise hayırlara koşan kimsedir."
"Takvayla yapılan hiçbir amel az değildir; makbul olan bir amel nasıl az olabilir?"
"İnsanların nebilere en yakın olanları, onların (Allah tarafından) getirdiği şeyi en iyi bilenlerdir." İmam (a.s) daha sonra şu ayeti okudu: "Doğrusu insanların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar, bu Peygamber (Hz. Muhammed) ve iman edenlerdir."(Al-i İmran: 68)
Muhammed'in (s.a.a) dostu, Peygamber'e akrabalık bağı uzak olsa bile Allah'a itaat eden kimsedir; Muhammed'in düşmanı ise peygambere akrabalık bağı yakın olsa bile Allah'a isyan eden kimsedir."
Hururalı bir adamın teheccüd namazı kıldığını ve Kur'ân okuduğunu işitince şöyle buyurdu: "Yakîn üzere olan uyku, şüphe halinde kılman namazdan daha hayırlıdır."
"Bir hadis duyduğunuzda onu nakletmek için değil, riayet (düşünmek ve amel etmek) için algılayın. Çünkü ilmi rivayet edenler çoktur; fakat onu riayet edenler pek azdır.
Bir şahsın; "İnna lillah ve inna ileyhi raciun" dediğini duyunca şöyle buyurdu: "İnna lillah" (Biz Allah içiniz) deyişimiz, kul olduğumuza itirafıdır. "İnna ileyhi raciun" (Biz O'na dönücüleriz) deyişimiz ise, helak olmamıza itiraftır."
Bir grubun, yüzüne karşı kendisini övmesi üzerine şöyle buyurdu: "Allah'ım, sen beni kendimden daha iyi tanırsın; ben de kendimi onlardan daha iyi tanırım. Allah'ım, bizi, onların sandıklarından daha iyi kıl ve bilmedikleri şeyleri de bağışla."
"İhtiyaçların karşılanması sadece şu üç şeyle doğrulur: "(Allah nezdinde) büyük sayılmak için onu küçük saymak, (ecir günü) ortaya çıkması için onu gizlemek ve (isteyene) tatlı olması için de onu karşılamada acele etmek." (Neh'ul Belağa'dan)
Kaldırılmış olan eman Resulullah'tır; baki kalan eman ise istiğfardır. Nitekim Allah-u Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Sen içlerinde olduğun halde Allah onları azaplandıracak değildir ve onlar istiğfar ettikleri halde de Allah onları azaplandıracak değildir."(Enfal: 33)
"Kim kendisiyle Allah arasında olanı düzeltirse, Allah da onunla insanların arasını düzeltir; kim ahiret işini düzeltirse, Allah da dünya işlerini düzeltir; kimin kendi içinden bir öğüt vereni olursa, Allah tarafından onun için bir koruyucu olur."
"Mükemmel fakih (İslami ilimlerde mütehassıs, zeki ve anlayışlı kimse), halkı Allah'ın rahmetinden ümitsiz etmeyen, onları Allah'ın şefkatinden ümitsizliğe düşürmeyen ve Allah'ın düzeninden (cezasından) onları güvende kılmayan kimsedir."
"Bu kalpler, bedenlerin usandığı gibi usanır; o halde bu kalplere yeni hikmetler arayın."
"İlmin en değersizi, dilde duranıdır; en üstünü ise aza ve organlarda görünendir."
"Sizden biriniz; "Allah'ım, fitneden sana sığınırım." demesin. Zira fitneye duçar olmamış hiç kimse yoktur. O halde sığınanlar fitnelerin saptırıcılığından Allah'a sığınmalıdır.
Nitekim Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: "Bilin ki mallarınız ve evlatlarınız ancak bir fitnedir."(Enfal: 28) Bu ayetin manası da şudur: Allah-u Teâlâ, rızkına karşı çıkanlarla, kendi payına rızayet gösterenlerin açıkça ortaya çıkması için evlat ve mallarla insanları imtihan etmektedir.
Gerçi Allah onları kendilerinden daha iyi bilmektedir. Ama sevap veya cezayı gerektiren fiillerin (kendilerine) aşikâr olması için onları imtihan etmektedir.
Zira bazıları erkek çocukları sevmekte, kız çocuğundan ise nefret etmekteler. Bazıları da malın çoğalmasını sevmekte ve ondan bir şevin azalmasını sevmemekteler."
Kendisine; "Hayır nedir?" diye sorulunca şöyle buyurdu: "Hayır, malının veya evladının çoğalması değildir. Şüphesiz ki hayır ilminin çoğalması, hilminin büyümesi ve rabbine ibadet sayesinde insanlar arasında yücelmendir.
O halde eğer iyilik yapmış olursan, Allah'a hamd edersin; eğer kötülük etmiş olursan, Allah'tan bağışlanma dilersin. Dünyada sadece iki kişiye hayır vardır: Birisi günah işlediğinde hemen tövbeyle telafi eden, diğeri ise hayırlara koşan kimsedir."
"Takvayla yapılan hiçbir amel az değildir; makbul olan bir amel nasıl az olabilir?"
"İnsanların nebilere en yakın olanları, onların (Allah tarafından) getirdiği şeyi en iyi bilenlerdir." İmam (a.s) daha sonra şu ayeti okudu: "Doğrusu insanların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar, bu Peygamber (Hz. Muhammed) ve iman edenlerdir."(Al-i İmran: 68)
Muhammed'in (s.a.a) dostu, Peygamber'e akrabalık bağı uzak olsa bile Allah'a itaat eden kimsedir; Muhammed'in düşmanı ise peygambere akrabalık bağı yakın olsa bile Allah'a isyan eden kimsedir."
Hururalı bir adamın teheccüd namazı kıldığını ve Kur'ân okuduğunu işitince şöyle buyurdu: "Yakîn üzere olan uyku, şüphe halinde kılman namazdan daha hayırlıdır."
"Bir hadis duyduğunuzda onu nakletmek için değil, riayet (düşünmek ve amel etmek) için algılayın. Çünkü ilmi rivayet edenler çoktur; fakat onu riayet edenler pek azdır.
Bir şahsın; "İnna lillah ve inna ileyhi raciun" dediğini duyunca şöyle buyurdu: "İnna lillah" (Biz Allah içiniz) deyişimiz, kul olduğumuza itirafıdır. "İnna ileyhi raciun" (Biz O'na dönücüleriz) deyişimiz ise, helak olmamıza itiraftır."
Bir grubun, yüzüne karşı kendisini övmesi üzerine şöyle buyurdu: "Allah'ım, sen beni kendimden daha iyi tanırsın; ben de kendimi onlardan daha iyi tanırım. Allah'ım, bizi, onların sandıklarından daha iyi kıl ve bilmedikleri şeyleri de bağışla."
"İhtiyaçların karşılanması sadece şu üç şeyle doğrulur: "(Allah nezdinde) büyük sayılmak için onu küçük saymak, (ecir günü) ortaya çıkması için onu gizlemek ve (isteyene) tatlı olması için de onu karşılamada acele etmek." (Neh'ul Belağa'dan)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.