İmam Ali’den sözler -6-
İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki sadece (sultan ve padişahlara) söz taşıyanlar yakınlaşabilecek, sadece kötüler zarif ve zeki sayılacak ve sadece insaf sahipleri zayıf düşürülecek
29.07.2025 00:29:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





"İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki sadece (sultan ve padişahlara) söz taşıyanlar yakınlaşabilecek, sadece kötüler zarif ve zeki sayılacak ve sadece insaf sahipleri zayıf düşürülecek.
O zaman sadaka zarar sayılacak, sıla-i rahim (akrabalara ihsan ve onlarla ilişki) bir minnet etme aracı haline gelecek ve ibadet insanlara üstünlük taslama bahanesi olacak.
İşte bu zamanda iktidar ve saltanat (hükümet ve yöneticilik) kadınların istişaresi, çocukların (tecrübesiz gençlerin) emirliği ve hizmetçilerin (aşağılık ve soysuz insanların) tedbir ve düşünceleri ile yapılacak."
Hz. Ali (a.s)'ın üzerinde yamalı gömlek görüp nedenini sorduklarında şöyle buyurdular: "Bununla kalp mütevazı olur, asi nefis ram olur ve mü'minler ondan örnek alır. Dünya ve ahiret iki uyumsuz düşman ve iki farklı yoldurlar. O halde kim dünyayı sever ve ona gönül verirse, ahirete buğz eder ve ona düşman kesilir. Bunlar doğu ve batı gibidirler.
Bunların arasında yürüyen, birine yaklaştıkça diğerinden uzaklaşır. Bunlar bir kocası olan iki kadın (kuma) gibidirler (sürekli ihtilaf içerisindeler)."
Nevf-i Bikkali'den şöyle dediği nakledilmiştir: Bir gece Emir'ül-Mü'minin Hz. Ali (a.s)'ı ibadet için yatağından kalktığını gördüm. Yıldızlara baktıktan sonra bana; 'Ey Nevf! Yatmış mısın, yoksa uyanık mısın?" diye sordu, uyanığım dediğimde ise şöyle buyurdu:
"Ey Nevf! Ne mutlu dünyada zahit olanlara ve ahirete rağbet edenlere! Onlar yeryüzünü sergi, toprağını yatak, suyunu güzel koku, Kur'ân'ı iç elbise (kalp ziyneti), duayı ise (olaylara karşı) dış elbise yapan ve dünyayı Hz. Mesih İsa gibi kesip atan (ondan yüz çeviren) kimselerdir.
Ey Nevf! Davud (a.s) böylesi bir gecede kalkıp şöyle buyurdu: "Halktan haraç alan zorba, halkı sultanlara ispiyonlayan gammaz zalim, hükümeti koruyan polis ve tambur ile davul çalanlar dışında, bu saatte dua eden her kulun duası kabul olur."
"Allah size (oruç, namaz ve hac gibi) bir takım şeyleri farz kılmıştır; o halde onların haramlığını bozmayın. Bir takım şeyleri de susarak ifade etmemiştir. Ama bu unuttuğundan dolayı değildir. O halde onları elde etmek için kendinizi zahmete atmayın."
"İnsanlar dünyalarını düzeltmek için dini işlerinden birini terk ettiklerinde, Allah daha zararlı bir şeyi onların yüzüne açar."
"Nice âlim vardır ki, cehaleti onu öldürmekte ve kendisiyle olan ilmi de ona bir fayda sağlamamaktadır."
"Bu insanın damarlarına bağlanmış bir et parçası vardır; bu, insanın içinde olan en şaşılacak bir uzuvdur ve o da kalptir. İşte bunda hikmetten ve ondan farklı bir takım şeyler vardır.
Eğer onun için bir ümit doğarsa, tamah onu zelil eder; tamah onu heyecanlandırırsa, hırs onu helak eder; eğer ümitsizlik ona musallat olursa, eseflenmek onu öldürür; gazaplanırsa, öfkesi şiddetlenir; hoşnutluk onu mesut ederse, sakınmayı unutur; korku onu sararsa, kaçınmak onu meşgul eder; genişliğe kavuşursa (veya emniyet ve rahatlığı artarsa), gaflet onu yakalar;
Bir mal elde ederse, zenginlik onu azdırır; bir musibet ona ulaşırsa, sabırsızlanma onu rüsva eder; yokluk onu ısırırsa, bela onu oyalar; açlık onu takatsiz ederse, zaaf onu çökertir; doymak onu ifrata götürürse (fazla yerse), aşırı doymak (mide şişkinliği) onu sıkar. O halde her kusur ona zararlıdır; her ifrat (haddi aşmak) da onu bozguna uğratır."
"Biz dayanılacak orta halli bir yastığız (güvenilir, mutmain bir dayanağız); geri kalan bize ulaşmalı; haddi aşıp ileri giden de bize dönmelidir."
"Allah'ın emrini, ancak yaltaklık yapmayan (veya rüşvet vermeyen), kendini batıla benzetmeyen (boyun eğmeyen) ve tamahlara kapılmayan kişi uygulayabilir."
İmam (a.s)'ın sevgili yaranlarından olan Sehl b. Huneyf el-Ensari Kufe'de vefat edince şöyle buyurdu: "Beni bir dağ bile sevse, parça parça olur."
"Biz Ehl-i Beyt'i seven, fakirlik elbisesini giymeye hazırlanmalıdır." (Neh'ul Belağa'dan)
O zaman sadaka zarar sayılacak, sıla-i rahim (akrabalara ihsan ve onlarla ilişki) bir minnet etme aracı haline gelecek ve ibadet insanlara üstünlük taslama bahanesi olacak.
İşte bu zamanda iktidar ve saltanat (hükümet ve yöneticilik) kadınların istişaresi, çocukların (tecrübesiz gençlerin) emirliği ve hizmetçilerin (aşağılık ve soysuz insanların) tedbir ve düşünceleri ile yapılacak."
Hz. Ali (a.s)'ın üzerinde yamalı gömlek görüp nedenini sorduklarında şöyle buyurdular: "Bununla kalp mütevazı olur, asi nefis ram olur ve mü'minler ondan örnek alır. Dünya ve ahiret iki uyumsuz düşman ve iki farklı yoldurlar. O halde kim dünyayı sever ve ona gönül verirse, ahirete buğz eder ve ona düşman kesilir. Bunlar doğu ve batı gibidirler.
Bunların arasında yürüyen, birine yaklaştıkça diğerinden uzaklaşır. Bunlar bir kocası olan iki kadın (kuma) gibidirler (sürekli ihtilaf içerisindeler)."
Nevf-i Bikkali'den şöyle dediği nakledilmiştir: Bir gece Emir'ül-Mü'minin Hz. Ali (a.s)'ı ibadet için yatağından kalktığını gördüm. Yıldızlara baktıktan sonra bana; 'Ey Nevf! Yatmış mısın, yoksa uyanık mısın?" diye sordu, uyanığım dediğimde ise şöyle buyurdu:
"Ey Nevf! Ne mutlu dünyada zahit olanlara ve ahirete rağbet edenlere! Onlar yeryüzünü sergi, toprağını yatak, suyunu güzel koku, Kur'ân'ı iç elbise (kalp ziyneti), duayı ise (olaylara karşı) dış elbise yapan ve dünyayı Hz. Mesih İsa gibi kesip atan (ondan yüz çeviren) kimselerdir.
Ey Nevf! Davud (a.s) böylesi bir gecede kalkıp şöyle buyurdu: "Halktan haraç alan zorba, halkı sultanlara ispiyonlayan gammaz zalim, hükümeti koruyan polis ve tambur ile davul çalanlar dışında, bu saatte dua eden her kulun duası kabul olur."
"Allah size (oruç, namaz ve hac gibi) bir takım şeyleri farz kılmıştır; o halde onların haramlığını bozmayın. Bir takım şeyleri de susarak ifade etmemiştir. Ama bu unuttuğundan dolayı değildir. O halde onları elde etmek için kendinizi zahmete atmayın."
"İnsanlar dünyalarını düzeltmek için dini işlerinden birini terk ettiklerinde, Allah daha zararlı bir şeyi onların yüzüne açar."
"Nice âlim vardır ki, cehaleti onu öldürmekte ve kendisiyle olan ilmi de ona bir fayda sağlamamaktadır."
"Bu insanın damarlarına bağlanmış bir et parçası vardır; bu, insanın içinde olan en şaşılacak bir uzuvdur ve o da kalptir. İşte bunda hikmetten ve ondan farklı bir takım şeyler vardır.
Eğer onun için bir ümit doğarsa, tamah onu zelil eder; tamah onu heyecanlandırırsa, hırs onu helak eder; eğer ümitsizlik ona musallat olursa, eseflenmek onu öldürür; gazaplanırsa, öfkesi şiddetlenir; hoşnutluk onu mesut ederse, sakınmayı unutur; korku onu sararsa, kaçınmak onu meşgul eder; genişliğe kavuşursa (veya emniyet ve rahatlığı artarsa), gaflet onu yakalar;
Bir mal elde ederse, zenginlik onu azdırır; bir musibet ona ulaşırsa, sabırsızlanma onu rüsva eder; yokluk onu ısırırsa, bela onu oyalar; açlık onu takatsiz ederse, zaaf onu çökertir; doymak onu ifrata götürürse (fazla yerse), aşırı doymak (mide şişkinliği) onu sıkar. O halde her kusur ona zararlıdır; her ifrat (haddi aşmak) da onu bozguna uğratır."
"Biz dayanılacak orta halli bir yastığız (güvenilir, mutmain bir dayanağız); geri kalan bize ulaşmalı; haddi aşıp ileri giden de bize dönmelidir."
"Allah'ın emrini, ancak yaltaklık yapmayan (veya rüşvet vermeyen), kendini batıla benzetmeyen (boyun eğmeyen) ve tamahlara kapılmayan kişi uygulayabilir."
İmam (a.s)'ın sevgili yaranlarından olan Sehl b. Huneyf el-Ensari Kufe'de vefat edince şöyle buyurdu: "Beni bir dağ bile sevse, parça parça olur."
"Biz Ehl-i Beyt'i seven, fakirlik elbisesini giymeye hazırlanmalıdır." (Neh'ul Belağa'dan)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.