İmam Ali’nin emirnamesi -3-
Ordu, Allah'ın izniyle halkın sığınakları, valilerin ziyneti, dinin izzeti, emniyetin vasıtalardır. Halk, ancak onlarla ayakta durur
14.07.2025 00:10:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Mısır'a vali tayin ettiği Malik el-Eşter'e yazdığı emirnamesidir.
"Ordu, Allah'ın izniyle halkın sığınakları, valilerin ziyneti, dinin izzeti, emniyetin vasıtalardır. Halk, ancak onlarla ayakta durur.
Ordu da ancak Allah'ın, onlar için çıkardığı vergiyle ayakta durabilir ve düşmanlarına karşı güç kazanabilir.
Onların bütün ihtiyaçlarının giderilmesi, düzene girmeleri, ancak o vergiye dayanmakla mümkün olabilir.
Bu iki sınıf, ancak kadılar, zekât ve vergi memurları ve kâtiplerden oluşan üçüncü sınıfla güçlenip düzene girer. Onlar anlaşmaları kontrol eder, faydalı şeyleri toplar, özel ve genel işlerde onlara güvenilebilir.
Bütün bunlar da ancak tüccarlarla, sanatkârlarla ayakta durabilir. Onlar, halkın muhtaç olduğu şeyleri hazırlayıp çarşılara pazarlara getirirler.
Bunun sonucunda başka sınıfların elde edemeyeceği kazancı elde ederler, diğerlerinin yapmadığı şeyleri yaparak halkın işlerini düzenlerler.
Sonra muhtaç olan, yoksulluk çeken, gözetilmesi, yardım edilmesi gereken fakir tabaka gelir.
Bunların hepsi için, Allah katında genişlik vardır. İhtiyaçlarının giderilmesi, durumlarının düzene sokulması hususunda hepsinin vali üzerindeki hakkıdır.
Vali, Allah'ın emrettiklerini gereği gibi ihtimamla yerine getirirken, halkın ıslahına çabalarken, Allah'ın yardımını dilemesi, hakka riayet etmesi, işler ister hafif olsun ister ağır, sabır göstermesi gerekir.
Orduna; sence Allah, Resulü ve İmam'ın için en fazla iyilik isteyen, en iffetli, en sabırlı olan, geç sinirlenen, kendisinden özür dilenince rahatlayan, zayıflara merhametli, güçlülere karşı gevşeklik göstermeyen, katılıkları tecavüze sevk etmeyen ve acizlikleri kendilerini hareketten alıkoymayan kimseleri komutan seç.
Sonra toplumun şahsiyetlerine, iyi evlerin halkına, geçmişinde iyilik ve güzellik bulunanlara; gözü pek, kahraman, cömert, iyilik ve bağış sahiplerine katıl.
Çünkü bütün yücelikler, bütün iyilikler onlarda toplanmıştır. Babaların oğullarını gözetmesi gibi sen de onların işlerini gözet. Onlara yaptığın iyiliği büyük görme, verdiğin şey az bile olsa bunu basit görme.
Çünkü bu ihsan, onların hayrını dilemelerine ve hüsn-ü zanda bulunmalarına vesile olur. "Önemli şeyler yapacağım." diye basit işlerini ihmal etme. Lütfettiğin az bile olsa, bir yerde işe yarar, kolaylık sağlar. Büyüğünün de yeri vardır, ona da ihtiyaç duymazlık edemezler.
Yanında en çok itibar gören kumandaların, askerine yardımda cömert davrananlar, onlara yardım edenler, onların ve geride bıraktıkları ailelerinin ihtiyacını giderenler olmalıdır.
Sonuçta onların tek derdi, tasası, en mühim işleri düşmanla cihad olmalıdır. Onları koruyup, şefkatli davranman, kalplerinin sana meyletmesine sebep olur.
Valilerin gözlerini aydın eden işlerin en efdali, ülkede adaletin hâkim olması, halk arasında sevginin, dostluğun yayılmasıdır.
Aralarında sevginin yayılması da ancak gönüllerinin selamet ve huzur içinde olması ile mümkündür.
Hayır dilemeleri de ancak işleri hususunda valilerinin etrafını sarmaları, devletinin yükünün omuzlarına ağır gelmemesi ve yöneticiliğinin uzamasından usanmamalarıyla mümkün olur.
O halde halkın arzularını yerine getir, onlara güzel övgüde bulun, tahammül ettikleri zorlukları sürekli dile getir.
Çünkü yaptıkları güzel işleri çokça zikretmek, yiğitlikleri hareketlendirir, geri kalmış olanları işe teşvik eder inşallah! Her ferdin başına geleni bil!
Birinin yaptığı işi ve çektiği zahmeti, başkasına mal etme, herkese yaptığının karşılığı eksiltmeden ver.
Kişinin eşraftan olması, yaptığı küçük işi büyük görmene; kişinin düşkünlerden olması, yaptığı büyük işi küçük görmene sebep olmasın.
Büyük işleri, zor durumları, seni şüpheye düşüren işleri Allah ve Resulüne döndür.
Allah, irşat etmeyi sevdiği topluma şöyle buyurmuştur; "Ey İman edenler, Allah'a, Resulüne ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin; eğer bir işte çekişir, ihtilafa düşerseniz, onu Allah'a ve Resulüne döndürün."(Nisa: 59) Allah'a döndürmek, kitabının muhkem hükmünü almak; Resule döndürmek ise, (Müslümanları) toplayan, dağıtmayan sünnetine sarılmaktır.
İnsanlar arasında hükmedecek kişileri; halkın en üstünlerinden, işlerden bunalmayacak, hasımlarına yenilmeyecek, hatada ısrar etmeyecek, hakkı tanıyınca uymada gecikmeyecek, nefsi tamaha yönelmeyecek, araştırmaksızın az bir anlayışla yetinmeyecek, şüpheli işleri herkesten iyi tanıyacak ve herkesten çok delile sarılan kişilerden seç.
Hasmın müracaatından daralıp sıkılmayan; gerçekleri keşfetmede herkesten çok sabreden, hüküm belli olduğunda kesin hükmü veren, övgü ve yalakacılıklara aldanıp kendin beğenmeyen, başkalarının teşvikiyle davalılardan birine yönelmeyen kişiler olsunlar.
Böyle kimseler pek azdır ya! Böyle birinin hâkimliğimi güzel üstlen/güzel tut, ona mal (maaş) vermede elin açık olsun.
Böylece sorunları hallolsun ve insanlara ihtiyacı azalsın. Yakınların, onlar hakkında tamaha kapılmasın ve başkalarının zararından güvende kalsınlar diye onlara kendi yanından iyi bir yer ver.
Bu konuya dikkat et. Çünkü bu din, şerlilerin elinde esir oldu, onda heva ve hevesle amel edildi, onunla dünya istenir oldu. Devam edecek Nehc'ül Belaga Mektuplar 53
"Ordu, Allah'ın izniyle halkın sığınakları, valilerin ziyneti, dinin izzeti, emniyetin vasıtalardır. Halk, ancak onlarla ayakta durur.
Ordu da ancak Allah'ın, onlar için çıkardığı vergiyle ayakta durabilir ve düşmanlarına karşı güç kazanabilir.
Onların bütün ihtiyaçlarının giderilmesi, düzene girmeleri, ancak o vergiye dayanmakla mümkün olabilir.
Bu iki sınıf, ancak kadılar, zekât ve vergi memurları ve kâtiplerden oluşan üçüncü sınıfla güçlenip düzene girer. Onlar anlaşmaları kontrol eder, faydalı şeyleri toplar, özel ve genel işlerde onlara güvenilebilir.
Bütün bunlar da ancak tüccarlarla, sanatkârlarla ayakta durabilir. Onlar, halkın muhtaç olduğu şeyleri hazırlayıp çarşılara pazarlara getirirler.
Bunun sonucunda başka sınıfların elde edemeyeceği kazancı elde ederler, diğerlerinin yapmadığı şeyleri yaparak halkın işlerini düzenlerler.
Sonra muhtaç olan, yoksulluk çeken, gözetilmesi, yardım edilmesi gereken fakir tabaka gelir.
Bunların hepsi için, Allah katında genişlik vardır. İhtiyaçlarının giderilmesi, durumlarının düzene sokulması hususunda hepsinin vali üzerindeki hakkıdır.
Vali, Allah'ın emrettiklerini gereği gibi ihtimamla yerine getirirken, halkın ıslahına çabalarken, Allah'ın yardımını dilemesi, hakka riayet etmesi, işler ister hafif olsun ister ağır, sabır göstermesi gerekir.
Orduna; sence Allah, Resulü ve İmam'ın için en fazla iyilik isteyen, en iffetli, en sabırlı olan, geç sinirlenen, kendisinden özür dilenince rahatlayan, zayıflara merhametli, güçlülere karşı gevşeklik göstermeyen, katılıkları tecavüze sevk etmeyen ve acizlikleri kendilerini hareketten alıkoymayan kimseleri komutan seç.
Sonra toplumun şahsiyetlerine, iyi evlerin halkına, geçmişinde iyilik ve güzellik bulunanlara; gözü pek, kahraman, cömert, iyilik ve bağış sahiplerine katıl.
Çünkü bütün yücelikler, bütün iyilikler onlarda toplanmıştır. Babaların oğullarını gözetmesi gibi sen de onların işlerini gözet. Onlara yaptığın iyiliği büyük görme, verdiğin şey az bile olsa bunu basit görme.
Çünkü bu ihsan, onların hayrını dilemelerine ve hüsn-ü zanda bulunmalarına vesile olur. "Önemli şeyler yapacağım." diye basit işlerini ihmal etme. Lütfettiğin az bile olsa, bir yerde işe yarar, kolaylık sağlar. Büyüğünün de yeri vardır, ona da ihtiyaç duymazlık edemezler.
Yanında en çok itibar gören kumandaların, askerine yardımda cömert davrananlar, onlara yardım edenler, onların ve geride bıraktıkları ailelerinin ihtiyacını giderenler olmalıdır.
Sonuçta onların tek derdi, tasası, en mühim işleri düşmanla cihad olmalıdır. Onları koruyup, şefkatli davranman, kalplerinin sana meyletmesine sebep olur.
Valilerin gözlerini aydın eden işlerin en efdali, ülkede adaletin hâkim olması, halk arasında sevginin, dostluğun yayılmasıdır.
Aralarında sevginin yayılması da ancak gönüllerinin selamet ve huzur içinde olması ile mümkündür.
Hayır dilemeleri de ancak işleri hususunda valilerinin etrafını sarmaları, devletinin yükünün omuzlarına ağır gelmemesi ve yöneticiliğinin uzamasından usanmamalarıyla mümkün olur.
O halde halkın arzularını yerine getir, onlara güzel övgüde bulun, tahammül ettikleri zorlukları sürekli dile getir.
Çünkü yaptıkları güzel işleri çokça zikretmek, yiğitlikleri hareketlendirir, geri kalmış olanları işe teşvik eder inşallah! Her ferdin başına geleni bil!
Birinin yaptığı işi ve çektiği zahmeti, başkasına mal etme, herkese yaptığının karşılığı eksiltmeden ver.
Kişinin eşraftan olması, yaptığı küçük işi büyük görmene; kişinin düşkünlerden olması, yaptığı büyük işi küçük görmene sebep olmasın.
Büyük işleri, zor durumları, seni şüpheye düşüren işleri Allah ve Resulüne döndür.
Allah, irşat etmeyi sevdiği topluma şöyle buyurmuştur; "Ey İman edenler, Allah'a, Resulüne ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin; eğer bir işte çekişir, ihtilafa düşerseniz, onu Allah'a ve Resulüne döndürün."(Nisa: 59) Allah'a döndürmek, kitabının muhkem hükmünü almak; Resule döndürmek ise, (Müslümanları) toplayan, dağıtmayan sünnetine sarılmaktır.
İnsanlar arasında hükmedecek kişileri; halkın en üstünlerinden, işlerden bunalmayacak, hasımlarına yenilmeyecek, hatada ısrar etmeyecek, hakkı tanıyınca uymada gecikmeyecek, nefsi tamaha yönelmeyecek, araştırmaksızın az bir anlayışla yetinmeyecek, şüpheli işleri herkesten iyi tanıyacak ve herkesten çok delile sarılan kişilerden seç.
Hasmın müracaatından daralıp sıkılmayan; gerçekleri keşfetmede herkesten çok sabreden, hüküm belli olduğunda kesin hükmü veren, övgü ve yalakacılıklara aldanıp kendin beğenmeyen, başkalarının teşvikiyle davalılardan birine yönelmeyen kişiler olsunlar.
Böyle kimseler pek azdır ya! Böyle birinin hâkimliğimi güzel üstlen/güzel tut, ona mal (maaş) vermede elin açık olsun.
Böylece sorunları hallolsun ve insanlara ihtiyacı azalsın. Yakınların, onlar hakkında tamaha kapılmasın ve başkalarının zararından güvende kalsınlar diye onlara kendi yanından iyi bir yer ver.
Bu konuya dikkat et. Çünkü bu din, şerlilerin elinde esir oldu, onda heva ve hevesle amel edildi, onunla dünya istenir oldu. Devam edecek Nehc'ül Belaga Mektuplar 53
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.