İmam Askeri’nin ilmî çalışmaları
İmam Askerî, Abbasîlerin yoğun baskı ortamı sebebiyle ümmetin tamamına ulaşacak genişlikte bir ilmî faaliyet yapmaya muvaffak olamadı
13.06.2024 18:13:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





İmam Askerî, Abbasîlerin yoğun baskı ortamı sebebiyle ümmetin tamamına ulaşacak genişlikte bir ilmî faaliyet yapmaya muvaffak olamadı.
Ancak o şartlar içinde ilmin yayılmasına vesile olacak değerli ilim adamları yetiştirdi. Şeyh Tûsî, İmam'ın yetiştirdiği ilim adamlarının sayısının yüz civarında olduğunu söylemektedir.
Bu ilim adamlarının bazıları şunlardır:
Ahmet b. İshak,
Eş'arî Kummî,
Ebu Hâşim Davud b. Kâsım Ca'ferî,
Abdullah b. Ca'fer Numeyrî,
Ebu Amr Osman b. Said Amrî,
Ali b. Ca'fer,
Muhammed b. Hasan Seffar...
İmam Askerî, büyük baskı ortamına rağmen ümmetin içinden çıkamadığı meseleleri de halletmekteydi.
İMAM'IN BAZI İLMÎ MÜNAZARALARI FİLOZOFUN YANLIŞI
İbn Şehraşub şunları kaydediyor: "İslam ve Arap filozoflarından sayılan ve Irak'ta yaşayan İbn İshak el-Kindî, 'Kur'an'daki Çelişkiler' adlı kendine göre bir kitap yazdı.
Bu kitabı yazmak için uzun süre evinde inzivaya çekildi. Onun öğrencilerinden biri, bir gün İmam Askerî'nin huzuruna çıktı.
İmam, onu görünce buyurdu ki: 'Aranızda üstadınız el-Kindî'nin sözlerini cevaplayabilecek biri yok mudur?'
Öğrenci, 'Biz hepimiz onun öğrencileriyiz. Üstadın yanılgılarına itiraz edemeyiz' dedi.
İmam, 'Bazı konular size anlatılırsa, üstadınıza anlatabilir misiniz?' buyurdu. Öğrenci, 'evet' dedi.
Bunun üzerine İmam, şunları söyledi: 'Buradan dönünce üstadının yanına git. Ona karşı saygılı ve sevgili davran, onunla samimiyet kurmaya çalış.
Tam anlamıyla samimi olunca ona de ki: Bir meseleyle karşılaştım, onu sizden başkasının cevaplamaya liyakati yoktur.
Mesele şu ki; Kur'an'ın sahibinin kendi sözlerinden, sizin tahmininizden başka şey de irade etmesi mümkün müdür? O, cevaben; evet, böyle bir kastı olması mümkündür, diyecektir.
Sen de ona de ki: Bu durumda Kur'an'ın sahibinin, sizin tahmininizden başka bir şey ifade etmediğini ve sizin, O'ndan başka mânâlar çıkarmadığınızı nereden biliyorsunuz?'
İmam şunları ekledi: 'O akıllı adamdır. Bu nükteyi vurgulamanız, yanıldığını anlamasına yetecektir.'
İbn İshak el-Kindî'nin talebesi, üstadının yanına döndüğünde, İmam'ın dediği gibi yaptı.
Ortam müsait olunca İmam'ın kendisine anlattığı şekilde şunları söyledi: 'Bir kelamın sahibi, söylediği şeyden okuyanın zihnine gelmeyen bir şey irade etmiş olabilir mi? Başka bir tâbirle; söz sahibi, dinleyenin aklına gelene aykırı bir şey kastetmiş olabilir mi?'
Iraklı filozof öğrencisinin sorusunu dikkatle dinledi ve 'Sorunu tekrar et' dedi. Öğrenci, sorusunu tekrar etti.
Üstadı el-Kindî, biraz düşündükten sonra şu cevabı verdi:
'Evet olabilir. Sözün sahibi dinleyenin aklına gelmeyen bir şey kastetmiş olabilir. Dinleyen, sözün zâhirinden sahibinin iradesine ters düşen bir şey anlamış olabilir.'
Böyle ustaca bir soru yöneltmenin öğrencisinin kapasitesini aştığını fark eden İbn İshak el-Kindî, talebesine yemin ettirerek, 'Gerçeği bana söyle. Böyle bir soru sormak nereden aklına geldi?'
Öğrenci, 'Böyle bir sorunun benim aklıma gelmiş olmasında nasıl bir sakınca olabilir?' dedi.
Üstadı, 'Hayır, bu tür konular senin için daha erkendir, bu soruyu nereden öğrendin gerçeği bana söyle' dedi.
Öğrenci, 'Gerçek şu ki, Ebu Muhammed (İmam Askerî) bu soruyu bana öğretti' deyince; üstadı el-Kindî, 'İşte şimdi gerçeği söyledin' dedi ve ekledi: 'Bu tür sorular ancak böyle bir aileye yakışır.'
Böylece filozof, ne kadar büyük bir yanılgı içinde olduğunun farkına varıp ateş yakılmasını emretti. Kendine göre 'Kur'an'daki Çelişkiler' diye yazdığı kitabını yaktı." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
Ancak o şartlar içinde ilmin yayılmasına vesile olacak değerli ilim adamları yetiştirdi. Şeyh Tûsî, İmam'ın yetiştirdiği ilim adamlarının sayısının yüz civarında olduğunu söylemektedir.
Bu ilim adamlarının bazıları şunlardır:
Ahmet b. İshak,
Eş'arî Kummî,
Ebu Hâşim Davud b. Kâsım Ca'ferî,
Abdullah b. Ca'fer Numeyrî,
Ebu Amr Osman b. Said Amrî,
Ali b. Ca'fer,
Muhammed b. Hasan Seffar...
İmam Askerî, büyük baskı ortamına rağmen ümmetin içinden çıkamadığı meseleleri de halletmekteydi.
İMAM'IN BAZI İLMÎ MÜNAZARALARI FİLOZOFUN YANLIŞI
İbn Şehraşub şunları kaydediyor: "İslam ve Arap filozoflarından sayılan ve Irak'ta yaşayan İbn İshak el-Kindî, 'Kur'an'daki Çelişkiler' adlı kendine göre bir kitap yazdı.
Bu kitabı yazmak için uzun süre evinde inzivaya çekildi. Onun öğrencilerinden biri, bir gün İmam Askerî'nin huzuruna çıktı.
İmam, onu görünce buyurdu ki: 'Aranızda üstadınız el-Kindî'nin sözlerini cevaplayabilecek biri yok mudur?'
Öğrenci, 'Biz hepimiz onun öğrencileriyiz. Üstadın yanılgılarına itiraz edemeyiz' dedi.
İmam, 'Bazı konular size anlatılırsa, üstadınıza anlatabilir misiniz?' buyurdu. Öğrenci, 'evet' dedi.
Bunun üzerine İmam, şunları söyledi: 'Buradan dönünce üstadının yanına git. Ona karşı saygılı ve sevgili davran, onunla samimiyet kurmaya çalış.
Tam anlamıyla samimi olunca ona de ki: Bir meseleyle karşılaştım, onu sizden başkasının cevaplamaya liyakati yoktur.
Mesele şu ki; Kur'an'ın sahibinin kendi sözlerinden, sizin tahmininizden başka şey de irade etmesi mümkün müdür? O, cevaben; evet, böyle bir kastı olması mümkündür, diyecektir.
Sen de ona de ki: Bu durumda Kur'an'ın sahibinin, sizin tahmininizden başka bir şey ifade etmediğini ve sizin, O'ndan başka mânâlar çıkarmadığınızı nereden biliyorsunuz?'
İmam şunları ekledi: 'O akıllı adamdır. Bu nükteyi vurgulamanız, yanıldığını anlamasına yetecektir.'
İbn İshak el-Kindî'nin talebesi, üstadının yanına döndüğünde, İmam'ın dediği gibi yaptı.
Ortam müsait olunca İmam'ın kendisine anlattığı şekilde şunları söyledi: 'Bir kelamın sahibi, söylediği şeyden okuyanın zihnine gelmeyen bir şey irade etmiş olabilir mi? Başka bir tâbirle; söz sahibi, dinleyenin aklına gelene aykırı bir şey kastetmiş olabilir mi?'
Iraklı filozof öğrencisinin sorusunu dikkatle dinledi ve 'Sorunu tekrar et' dedi. Öğrenci, sorusunu tekrar etti.
Üstadı el-Kindî, biraz düşündükten sonra şu cevabı verdi:
'Evet olabilir. Sözün sahibi dinleyenin aklına gelmeyen bir şey kastetmiş olabilir. Dinleyen, sözün zâhirinden sahibinin iradesine ters düşen bir şey anlamış olabilir.'
Böyle ustaca bir soru yöneltmenin öğrencisinin kapasitesini aştığını fark eden İbn İshak el-Kindî, talebesine yemin ettirerek, 'Gerçeği bana söyle. Böyle bir soru sormak nereden aklına geldi?'
Öğrenci, 'Böyle bir sorunun benim aklıma gelmiş olmasında nasıl bir sakınca olabilir?' dedi.
Üstadı, 'Hayır, bu tür konular senin için daha erkendir, bu soruyu nereden öğrendin gerçeği bana söyle' dedi.
Öğrenci, 'Gerçek şu ki, Ebu Muhammed (İmam Askerî) bu soruyu bana öğretti' deyince; üstadı el-Kindî, 'İşte şimdi gerçeği söyledin' dedi ve ekledi: 'Bu tür sorular ancak böyle bir aileye yakışır.'
Böylece filozof, ne kadar büyük bir yanılgı içinde olduğunun farkına varıp ateş yakılmasını emretti. Kendine göre 'Kur'an'daki Çelişkiler' diye yazdığı kitabını yaktı." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.