İmam Bâkır sahabesini ölümden kurtarıyor
İmam Bâkır (a.s.), ashabından olan Cabir hakkında Emevi halifesi Hişam b. Abdülmelik'in ölüm kararı çıkaracağını keşfederek, bir mektupla Cabir'i uyarmış, bu sayede o öldürülmekten son anda kurtulmuştur
11.06.2021 09:30:00





Numan b. Beşir şöyle diyor:
Ben, Cabir b. Yezid-i Cufi'yle birlikte hacca gittim. Medine'ye uğradığımızda Cabir, İmam Bâkır (a.s)'ın huzuruna vardı. Onunla görüşüp konuştuktan sonra vedalaşarak geri döndü. Daha sonra birlikte Mekke yolu üzerinde olan Uheyrice konağına vardık. Öğle namazını kılıp hareket etmek için tahtırevanda oturduğumuz zaman uzun boylu esmer bir adam gelerek elindeki mektubu Cabir'e verdi. Cabir mektubu alarak öptü. Mektubun üzerine vurulan çamur damga henüz kurumamıştı.
Cabir mektubu getiren adama, "Ne zaman mevlamın yanından ayrıldın?" diye sordu.
Mektubu getiren şahıs, "Şimdi!" dedi.
Cabir, "Öğle namazından önce mi, sonra mı?" diye sordu.
Mektubu getiren şahıs, "Namazdan sonra!" dedi.
Cabir mektubu açarak okudu, okudukça yüzü kırışıyordu! Cabir'i artık ondan sonra sevinçli ve güler yüzlü görmedik.
Gece vakti Kûfe'ye vardık. Sabah olunca Cabir'i görmeye gittim. Cabir evinden dışarı çıkmıştı ve birkaç kemik de boynuna asmıştı. Bir kamışa binerek şöyle diyordu: "Mensur b. Cumhur, memuru olmayan bir emirdir! Azledilmiş bir validir."
Cabir anlamlı bir şekilde bana baktı ve ben de ona baktım. Ne o bana bir şey söyledi ve ne de ben ona bir şey söyledim. Ama ben onun bu haline ağladım.
Büyük küçük herkes onun etrafını sarmıştı. Cabir o haliyle Kûfe meydanına gitti. Orada çocuklarla oynuyordu. Halk, "Cabir delirmiştir! Cabir aklını yitirmiştir" diyorlardı.
Birkaç gün geçmemişken Emevi halifesi Hişam b. Abdülmelik tarafından, Cabir'in yakalanarak boynunun vurulması ve başının ise halifeye gönderilmesi ile ilgili Kûfe valisine bir mektup geldi.
Kûfe valisi etrafındakilere, "Cabir kimdir?" diye sordu.
Etrafındakiler cevabında şöyle dediler: "Cabir; bilgin, hadis ravisi, zahid ve takvalı bir kimse idi. Ama maalesef ki delirmiş, bir kamışa binerek Kûfe meydanında çocuklarla oynuyor."
Kûfe valisi bizzat kendisi onu görmek için Kûfe meydanına geldi. Cabir'in bir kamışa binerek çocuklarla oynadığını görünce şöyle dedi: "Allah'a şükür ki, beni böyle bir insanı öldürmekten alıkoydu ve elimi onun kanına bulaştırmadı."
Çok geçmeksizin Mensur (Kûfe'nin valisi), Cabir'in haber verdiği (yani "Mensur, memursuz emirdir" dediği) gibi valilik makamından azledildi. (Bihar, c.27, s.23; c.46, s.282).
İşte böylece İmam Bakır (a.s), değerli sahabisini kesin ölümden kurtarmış oldu.
Ben, Cabir b. Yezid-i Cufi'yle birlikte hacca gittim. Medine'ye uğradığımızda Cabir, İmam Bâkır (a.s)'ın huzuruna vardı. Onunla görüşüp konuştuktan sonra vedalaşarak geri döndü. Daha sonra birlikte Mekke yolu üzerinde olan Uheyrice konağına vardık. Öğle namazını kılıp hareket etmek için tahtırevanda oturduğumuz zaman uzun boylu esmer bir adam gelerek elindeki mektubu Cabir'e verdi. Cabir mektubu alarak öptü. Mektubun üzerine vurulan çamur damga henüz kurumamıştı.
Cabir mektubu getiren adama, "Ne zaman mevlamın yanından ayrıldın?" diye sordu.
Mektubu getiren şahıs, "Şimdi!" dedi.
Cabir, "Öğle namazından önce mi, sonra mı?" diye sordu.
Mektubu getiren şahıs, "Namazdan sonra!" dedi.
Cabir mektubu açarak okudu, okudukça yüzü kırışıyordu! Cabir'i artık ondan sonra sevinçli ve güler yüzlü görmedik.
Gece vakti Kûfe'ye vardık. Sabah olunca Cabir'i görmeye gittim. Cabir evinden dışarı çıkmıştı ve birkaç kemik de boynuna asmıştı. Bir kamışa binerek şöyle diyordu: "Mensur b. Cumhur, memuru olmayan bir emirdir! Azledilmiş bir validir."
Cabir anlamlı bir şekilde bana baktı ve ben de ona baktım. Ne o bana bir şey söyledi ve ne de ben ona bir şey söyledim. Ama ben onun bu haline ağladım.
Büyük küçük herkes onun etrafını sarmıştı. Cabir o haliyle Kûfe meydanına gitti. Orada çocuklarla oynuyordu. Halk, "Cabir delirmiştir! Cabir aklını yitirmiştir" diyorlardı.
Birkaç gün geçmemişken Emevi halifesi Hişam b. Abdülmelik tarafından, Cabir'in yakalanarak boynunun vurulması ve başının ise halifeye gönderilmesi ile ilgili Kûfe valisine bir mektup geldi.
Kûfe valisi etrafındakilere, "Cabir kimdir?" diye sordu.
Etrafındakiler cevabında şöyle dediler: "Cabir; bilgin, hadis ravisi, zahid ve takvalı bir kimse idi. Ama maalesef ki delirmiş, bir kamışa binerek Kûfe meydanında çocuklarla oynuyor."
Kûfe valisi bizzat kendisi onu görmek için Kûfe meydanına geldi. Cabir'in bir kamışa binerek çocuklarla oynadığını görünce şöyle dedi: "Allah'a şükür ki, beni böyle bir insanı öldürmekten alıkoydu ve elimi onun kanına bulaştırmadı."
Çok geçmeksizin Mensur (Kûfe'nin valisi), Cabir'in haber verdiği (yani "Mensur, memursuz emirdir" dediği) gibi valilik makamından azledildi. (Bihar, c.27, s.23; c.46, s.282).
İşte böylece İmam Bakır (a.s), değerli sahabisini kesin ölümden kurtarmış oldu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.