İmam Hadi’nin Resulullah tarafından müjdelenmiş olması
Resulullah, İmamların doğumunu müjdeleyen uzun bir hadisinin kapsamında onun doğumunu şu şekilde müjdelemiştir
17.05.2024 18:30:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Ebû'l-Hasan Ali b. Muhammed b. el-Cevad b. Ali er-Rızâ b. Mûsâ el-Kâzım b. Ca'fer es-Sâdık b. Muhammed el-Bâkır b.Ali Zeynelâbidîn b. Hüseyin es-Sibt b. Ali b. Ebû Tâlib, Ehl-i Beyt İmamlarının onuncusudur.
Annesi Semane el-Mağribiyye adında bir ümmü'l-veled'dir. Mağrib asıllıdır.
İmam Hâdî'nin annesi Ümmü'l-Fazl olarak tanınmıştır.
210 veya 214 yılının Zilhicce ayının ortasında veya Receb ayının ikisinde doğmuştur. Medine'ye üç mil uzaklıktaki Sarya köyünde dünyaya geldi.
Resulullah, İmamların doğumunu müjdeleyen uzun bir hadisinin kapsamında onun doğumunu şu şekilde müjdelemiştir:
"Allah onun (İmam Cevad'ı kastediyor) sülbünde ne azgın, ne de taşkın, iyi ve kutlu, hoş ve temiz bir nutfe yerleştirdi. Ona kendi katında Ali b. Muhammed adını verdi. Sekine ve vakar elbisesini üzerine giydirdi. Ellerinin ayasından bütün ilimleri ve her gizli sırrı içine yerleştirdi. Göğsünde de kendisine bildirdiği şeyler vardır. Onu, düşmanlarından sakınmıştır."
KÜNYESİ VE LAKABLARI
Künyesi Ebû'l-Hasan'dır. Onu, aynı künyeye sahip İmam Mûsâ Kâzım ve İmam Rızâ'dan ayırmak için "Ebû'l-Hasan es-Sâlis" diye anılır.
Lakabları ise şunlardır: Hâdî, Nakî (bunlar en çok bilinen lakablarıdır), Murtaza, Fettah, Nasih, Mütevekkil...
İmam, kendisinin bu sonuncu lakabla çağrılmasını menetmiştir. Çünkü Abbâsî halifesinin lakabı da Mütevekkil idi.
"El-Menâkıb" adlı eserde lakabları şu şekilde belirtilir:
"Necib, Hâdî, Murtaza, Nakî, Âlim, Fakih, Emin, Mu'tamen, Tayyib, Askerî... O ve oğlu el-Askerîyyen (iki Askerî) olarak bilinmektedir.
İmam Hâdî'nin hayatını iki aşamada değerlendirmek mümkündür. Hayatının birinci aşaması babasının imametinde geçirdiği dönemdir. Bu dönem 212 ile 220 yılları arasında geçen süredir. En fazla sekiz sene süren bir dönemdir.
Bu süre içinde İmam Hâdî Abbâsî halifelerinden Me'mun ve Mu'tasım dönemlerine tanık oldu.
İkinci aşama ise, 220 yılında imamlık görevini üstlenmesiyle başlar. 254 yılında şehit edilmesine kadar sürer. Bu yaklaşık 34 yıllık bir zaman dilimidir. Bu süre içinde İmam, altı Abbâsî halifesinin saltanat dönemine tanık oldu:
1- Mu'tasım, 218-227
2- Vasık, 227-232
3- Mütevekkil, 232-247
4- Muntasır, 247-248
5- Müstain, 248-252
6- Mu'taz, 252-255.
İmam Hadi'nin, babasının himâyesinde geçirdiği dönem
İmam Cevad 202 yılında İmam Ali b. Mûsâ er-Rızâ'nın şehit edilmesiyle beraber imamet görevini üstlendi.
Bilindiği gibi o sırada yedi yaşındaydı. Yedi yaşında olmasına rağmen Medine'de İmam Rızâ'nın işlerini yönetiyor, bağlılarına emir ve yasaklar yöneltiyor, kimse de muhalefet etmiyordu.
Safvan b. Yahya şöyle anlatır: "İmam Rızâ'ya dedim ki: 'Yüce Allah sana Ebû Ca'fer'i bahşetmeden evvel sana sorardık ve sende, Allah bana bir oğul bahşedecektir, derdin.
Gerçekten Yüce Allah sana bir oğul bahşetti ve gözümüzü aydınlattı. Allah o günü göstermesin ama eğer emr-i Hak vâki olursa imamlık görevi kimin olacaktır?'
İmam, eliyle önünde yatmakta olan Ebû Ca'fer'i işaret etti.
Dedim ki: 'Sana feda olayım, o daha üç yaşında...'
Bunun üzerine İmam Rızâ, 'Bunun bir zararı yoktur. Nitekim İsâ daha üç yaşında iken hüccet görevini yapıyordu' buyurdu."
İmam Cevad babasından sonra on dokuz seneden yirmi beş gün az yaşadı. Bu onun imamlık süresiydi.
İmam Cevad'ın bu erken dönem imamlığı herkesin ve özellikle Ehl-i Beyt takipçilerinin dikkatini çekmişti. "İmam Cevad" adlı eserimizde konuyla ilgili ayrıntılı bilgi mevcuttur.
Bazı Ehl-i Beyt takipçileri bu erken dönem imamlık meselesini tartışmak üzere içlerinden birinin evinde toplandılar. Bu toplantıya katılanlar arasında Reyyan b. Salt, Yûnus, Safvan b. Yahya, Muhammed b. Hekim, Abdurrahman b. Haccac gibi önde gelen isimler vardı. Ağlıyorlardı.
Yûnus onlara dedi ki: "Ağlamayı bırakın ve şu çocuğun (İmam Cevad) büyümesini bekleyin."
Reyyan b. Salt şu karşılığı verdi: "Eğer emir Allah'tan geliyorsa iki günlük çocuk yüz yaşındaki adam gibidir. Şayet emir Allah'tan gelmiyorsa bir adam beş bin sene de yaşasa seyyidlerin getirdiğinin aynısını veya bir kısmını getiremez. Meseleye bu açıdan bakmak gerekir..."
Yukarıdaki ifadeler imamet makamının niteliğini ve kaynağını göstermesi bakımından dikkat çekicidir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Taki eserinden)
Annesi Semane el-Mağribiyye adında bir ümmü'l-veled'dir. Mağrib asıllıdır.
İmam Hâdî'nin annesi Ümmü'l-Fazl olarak tanınmıştır.
210 veya 214 yılının Zilhicce ayının ortasında veya Receb ayının ikisinde doğmuştur. Medine'ye üç mil uzaklıktaki Sarya köyünde dünyaya geldi.
Resulullah, İmamların doğumunu müjdeleyen uzun bir hadisinin kapsamında onun doğumunu şu şekilde müjdelemiştir:
"Allah onun (İmam Cevad'ı kastediyor) sülbünde ne azgın, ne de taşkın, iyi ve kutlu, hoş ve temiz bir nutfe yerleştirdi. Ona kendi katında Ali b. Muhammed adını verdi. Sekine ve vakar elbisesini üzerine giydirdi. Ellerinin ayasından bütün ilimleri ve her gizli sırrı içine yerleştirdi. Göğsünde de kendisine bildirdiği şeyler vardır. Onu, düşmanlarından sakınmıştır."
KÜNYESİ VE LAKABLARI
Künyesi Ebû'l-Hasan'dır. Onu, aynı künyeye sahip İmam Mûsâ Kâzım ve İmam Rızâ'dan ayırmak için "Ebû'l-Hasan es-Sâlis" diye anılır.
Lakabları ise şunlardır: Hâdî, Nakî (bunlar en çok bilinen lakablarıdır), Murtaza, Fettah, Nasih, Mütevekkil...
İmam, kendisinin bu sonuncu lakabla çağrılmasını menetmiştir. Çünkü Abbâsî halifesinin lakabı da Mütevekkil idi.
"El-Menâkıb" adlı eserde lakabları şu şekilde belirtilir:
"Necib, Hâdî, Murtaza, Nakî, Âlim, Fakih, Emin, Mu'tamen, Tayyib, Askerî... O ve oğlu el-Askerîyyen (iki Askerî) olarak bilinmektedir.
İmam Hâdî'nin hayatını iki aşamada değerlendirmek mümkündür. Hayatının birinci aşaması babasının imametinde geçirdiği dönemdir. Bu dönem 212 ile 220 yılları arasında geçen süredir. En fazla sekiz sene süren bir dönemdir.
Bu süre içinde İmam Hâdî Abbâsî halifelerinden Me'mun ve Mu'tasım dönemlerine tanık oldu.
İkinci aşama ise, 220 yılında imamlık görevini üstlenmesiyle başlar. 254 yılında şehit edilmesine kadar sürer. Bu yaklaşık 34 yıllık bir zaman dilimidir. Bu süre içinde İmam, altı Abbâsî halifesinin saltanat dönemine tanık oldu:
1- Mu'tasım, 218-227
2- Vasık, 227-232
3- Mütevekkil, 232-247
4- Muntasır, 247-248
5- Müstain, 248-252
6- Mu'taz, 252-255.
İmam Hadi'nin, babasının himâyesinde geçirdiği dönem
İmam Cevad 202 yılında İmam Ali b. Mûsâ er-Rızâ'nın şehit edilmesiyle beraber imamet görevini üstlendi.
Bilindiği gibi o sırada yedi yaşındaydı. Yedi yaşında olmasına rağmen Medine'de İmam Rızâ'nın işlerini yönetiyor, bağlılarına emir ve yasaklar yöneltiyor, kimse de muhalefet etmiyordu.
Safvan b. Yahya şöyle anlatır: "İmam Rızâ'ya dedim ki: 'Yüce Allah sana Ebû Ca'fer'i bahşetmeden evvel sana sorardık ve sende, Allah bana bir oğul bahşedecektir, derdin.
Gerçekten Yüce Allah sana bir oğul bahşetti ve gözümüzü aydınlattı. Allah o günü göstermesin ama eğer emr-i Hak vâki olursa imamlık görevi kimin olacaktır?'
İmam, eliyle önünde yatmakta olan Ebû Ca'fer'i işaret etti.
Dedim ki: 'Sana feda olayım, o daha üç yaşında...'
Bunun üzerine İmam Rızâ, 'Bunun bir zararı yoktur. Nitekim İsâ daha üç yaşında iken hüccet görevini yapıyordu' buyurdu."
İmam Cevad babasından sonra on dokuz seneden yirmi beş gün az yaşadı. Bu onun imamlık süresiydi.
İmam Cevad'ın bu erken dönem imamlığı herkesin ve özellikle Ehl-i Beyt takipçilerinin dikkatini çekmişti. "İmam Cevad" adlı eserimizde konuyla ilgili ayrıntılı bilgi mevcuttur.
Bazı Ehl-i Beyt takipçileri bu erken dönem imamlık meselesini tartışmak üzere içlerinden birinin evinde toplandılar. Bu toplantıya katılanlar arasında Reyyan b. Salt, Yûnus, Safvan b. Yahya, Muhammed b. Hekim, Abdurrahman b. Haccac gibi önde gelen isimler vardı. Ağlıyorlardı.
Yûnus onlara dedi ki: "Ağlamayı bırakın ve şu çocuğun (İmam Cevad) büyümesini bekleyin."
Reyyan b. Salt şu karşılığı verdi: "Eğer emir Allah'tan geliyorsa iki günlük çocuk yüz yaşındaki adam gibidir. Şayet emir Allah'tan gelmiyorsa bir adam beş bin sene de yaşasa seyyidlerin getirdiğinin aynısını veya bir kısmını getiremez. Meseleye bu açıdan bakmak gerekir..."
Yukarıdaki ifadeler imamet makamının niteliğini ve kaynağını göstermesi bakımından dikkat çekicidir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Taki eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.