İmam Zeynelabidin 21 yaşındaydı, Kerbela günü hasta idi ve silah taşıyacak takati yoktu düşe kalka babasına giderek elini öpüp, savaşa çıkmak için izin istediğinde, İmam Hüseyin'in (a.s.), "Hayır oğlum! Sen bu savaşa katılmayacaksın, bu savaşta sana şahadet izni verilmedi, sen kalacaksın ki Ehl-i Beyt'in soyu, seninle devam etsin" diyerek, oğluna izin vermedi.İmam Hüseyin'in (a.s.) oğulları, kardeşi, yeğenleri derken tüm yakınları birçok Yezid askerini öldürdükten sonra hepsi tek tek şehit edildiler. Hz Hüseyin (a.s.) artık tek kalmıştı savaş meydanına girmeden evvel çadırlardaki yakınları ile son kez vedalaştı. Resulü'nün dinini savunma vazifesini Ehl-i Beyt'ine emanet ediyordu. İmam Hüseyin'den (a.s.) ayrılmak, onlara yüklenen vazifeden daha ağır geliyordu ve az sonra gözleri önünde şehit olacağını biliyorlardı.Hüseyin (a.s.), Fırat'ın kenarındaki toprak setten çadırındayken etrafını sardılar. İçlerinden biri öne atıldı, İmam Hüseyin (a.s.)'a sövdü ve başına bir kılıç indirdi. Bu kılıç darbesi İmam'ın (a.s.) başında miğferi parçalamış ve başı isabet almıştı. Yara kanıyordu. Miğfer kanla doldu. İmam Hüseyin (a.s.) ona dedi ki: "Sağ elinle bir şey yiyemeyesin, onunla bir şey içemeyesin ve Allah, seni zalimlerle birlikte haşretsin."Susuzluk, Hz. Hüseyin'in (a.s.) canına tak etmişti. Fırat ırmağının yanına giderek suya vardı su içmek için yüzükoyun yattı. Mel'unun biri Hz. Hüseyin (a.s.)'a bir ok attı. Ok, Hz. Hüseyin'in (a.s.) ağzına dokundu. Hz. Hüseyin (a.s.) o oku hemen eliyle çekti. Ağzındaki su döküldü. Yine döndü. Fakat mübarek ağzından kanlar akıyordu. Hz. Hüseyin'in (a.s.) göğsünden otuz dört kılıç yarası ve otuz üç yerinden de ok yarası almıştı susuzluktan ve kanı da çok aktığından halsiz kalmıştı, oturdu. Şimr mel'unu kendi adamlarından altı kişi ile birlikte tekrar üstüne saldırdılar. Zer'a adında bir mel'un, Hz. Hüseyin'in (a.s.) bir kılıç darbesi ile mübarek kolunu yere düşürdü. Hz. Hüseyin (a.s.) tek kalan kolu ile ona hücum etti ama ona kılıç vurmaya dermanı kalmamıştı. Çadırına girmek istedi. O mel'un da ardından yetişti. Süngüsünü Hüseyin'in (a.s.) mübarek vücuduna sapladı. Süngü göğsünden dışarı çıktı. Sonra Hz. Hüseyin (a.s.) yere düştü.Hz. Hüseyin (a.s.) uzun bir süre hareketsiz kaldı. Herkes son hamleyi yapmaktan çekiniyordu, düşünebiliyor musunuz; yaralı halde iken bile Hz. Hüseyin'den o denli korkuyorlardı! Bunu gören Şimr "öldürün" dedi. Sinan b. Enes b. Amrü'n-Nehai melunu arkasından gelerek, mızrağını Hz. Hüseyin'in (a.s.) köprücük kemiğinden saplayıp göğsünden çıkarınca, İmam Hüseyin (a.s.) yüzünün üzerine yere düşerek Cuma günü öğleden sonra tertemiz ruhunu teslim etti. Sinan b. Enes mel'unu, Havli b. Yezid'e, "Başını kes onun" dedi. Havli bunu yapmak istemeyince, elleri titredi, kesemedi.Sinan b. Enes tarafından başı gövdesinden ayrılıncaya kadar, korkudan yanına kimse yanaşamamıştı. Başı gövdesinden ayrıldıktan sonra melunlar İmam Hüseyin'in cansız vücuduna hücum ettiler. İç çamaşırına kadar her şeyini aldılar. Kûfe ordusu, vicdanlara sığmayan cinayetini daha da ileri götürüyor ve İmam Hüseyin'in (a.s) mübarek bedenini atlara çiğnetiyorlardı. İmam Hüseyin'in (a.s.) defin işlemleri ancak Ömer b. Sa'd'ın ordusu Kerbela'dan çekilince gerçekleşti. Şehit edildiğinde 57 yaşındaydı.Aslında ilk olarak İmam Ali Efendimizin hilafetine karşı duruşla başlayan bu süreç, daha sonra İmam Hüseyin Efendimizin kıyamı ve katledilmesi ile devam etmesi Ehl-i Beyt düşmanlığındandır. "Eğer ben gitmezsem, bu ümmette bir daha hiç kimse, haksızlığa karşı çıkmayacaktır" diyerek şehit olacağını bilerek korkusuzca küfre karşı tüm Müslümanlara dik duruş ve mücadele örneği sergilemiştir. Bu kıyam halkı ayıktırmak ve ümmetin Kur'an çizgisine geri dönmesini temin içindi. Eğer İmam Hüseyin o gün kıyam etmeseydi artık haksızlığın karşısında hiç kimse duramayacaktı. İslam, Peygamberin getirdiği İslam olmaktan çıkacaktı. Selam olsun şehitlerin Şahına ve Ehl-i Beyt'e. Allah (cc) şefaatlerine nail eylesin inşaallah.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Gülden TOPÇU / diğer yazıları
- Kabağın da bir sahibi var / 29.01.2021
- O, her şeyimizdi / 10.05.2020
- Hz. Ali'nin şiaları kimlerdi?-VI / 24.07.2017
- Hz. Ali'nin şiaları kimlerdi?-V / 22.07.2017
- Hz. Ali'nin şiaları kimlerdi? -IV / 20.07.2017
- Hz. Ali'nin Şiaları kimlerdi?-III / 19.07.2017
- Hz. Ali'nin şiaları kimlerdi?-II / 18.07.2017
- Hz. Ali'nin Şiaları kimlerdi? / 12.07.2017
- Hadislerde Hz. Mehdi (a.s.) / 05.12.2015
- Haydar Hoca'yı çok ararsınız / 17.11.2015
- O, her şeyimizdi / 10.05.2020
- Hz. Ali'nin şiaları kimlerdi?-VI / 24.07.2017
- Hz. Ali'nin şiaları kimlerdi?-V / 22.07.2017
- Hz. Ali'nin şiaları kimlerdi? -IV / 20.07.2017
- Hz. Ali'nin Şiaları kimlerdi?-III / 19.07.2017
- Hz. Ali'nin şiaları kimlerdi?-II / 18.07.2017
- Hz. Ali'nin Şiaları kimlerdi? / 12.07.2017
- Hadislerde Hz. Mehdi (a.s.) / 05.12.2015
- Haydar Hoca'yı çok ararsınız / 17.11.2015