İmam Kazım’ın meşhur akıl risâlesi -2-
Allah, Kitab’ında buyuruyor ki: ‘Şüphesiz bunda, kalbi olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır’
10.01.2024 17:23:00
Hasan Parlak
Hasan Parlak





Ey Hişam! Allah, Kitab'ında buyuruyor ki: 'Şüphesiz bunda, kalbi olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.'
Âyette geçen kalp kelimesinden maksat akıldır. 'And olsun Biz Lokman'a hikmet verdik.' Yani anlayış ve akıl verdik.
Ey Hişam! Lokman oğluna şunları söyledi: 'Hak karşısında mütevazı ol ki, insanların en akıllısı olasın.
Oğulcuğum! Dünya derin bir denizdir. Orada nice âlemler batıp gitmiştir. O hâlde, bu denizde Allah korkusu, senin gemin olsun. Bu geminin içeriği, iman olsun. Geminin yelkeni tevekkül olsun. Kaptanı, akıl olsun. Kılavuzu ilim olsun. Demir atması da sabır olsun.'
Ey Hişam! Hiç kuşkusuz her şeyin bir kılavuzu vardır. Aklın kılavuzu da düşüncedir. Düşüncenin kılavuzu da suskunluktur.
Her şeyin bir bineği vardır. Aklın bineği de tevazudur. Yasaklandığın şeyleri istiyor olman, senin cahil biri olduğunun en belirgin kanıtıdır.
Ey Hişam! Senin elinde ceviz varsa ve insanlar da elinde inci olduğunu söyleseler, elindekinin ceviz olduğunu bilirsen insanların ona inci demeleri sana bir yarar sağlamaz.
Şâyet elinde inci varsa ve insanlar da onun ceviz olduğunu söyleseler, elindekinin inci olduğunu bilirsen, insanların onun ceviz olduğunu söylemeleri de sana bir zarar vermez.
Ey Hişam! Allah nebi ve resûllerini, kullarına Allah ile ilgili olarak sırf akıllarını kullansınlar diye göndermiştir. Bu bağlamda peygamberlere en güzel karşılığı verenler, en güzel mârifet mertebelerine ulaşanlar olmuşlardır.
Akıl bakımından en olgun ve en kusursuz olanları, dünya ve âhirette en yüce mertebelere erişenler olmuşlardır.
Ey Hişam! Hiçbir kul yoktur ki, bir melek onun perçeminden tutmuş olmasın. Kul mütevazı olursa Allah, onu yüceltir. Büyüklük taslarsa da Allah onu alçaltır.
Ey Hişam! Allah'ın, insanlara sunduğu iki kanıtı vardır. Biri açık, diğeri gizli. Açık kanıt resûller, nebiler ve imamlardan oluşur. Gizli kanıt ise akıldır.
Ey Hişam! Akıllı insan o kimsedir ki, helâl işlerle uğraşmak onu şükretmekten alıkoymaz; haramlarda sabrını kırmaz.
Ey Hişam! Üç şeyi üç şeye musallat kılan kimse, aklını yıkmaya yardım etmiş gibidir. Uzun dünyevî beklentilerle düşünce nurunu karartanlar. Çok konuşup boş boğazlık etmekle hikmetin tomurcuklarını mahvedenler.
Nefsinin şehevî arzularıyla öğüt alma yeteneklerinin aydınlığını söndürenler. Böyle kimseler akıllarını yıkmak için hevâlarına yardım etmiş olurlar. Aklını yıkan bir kimse de dinini ve dünyasını ifsad etmiş olur.
Ey Hişam! Sen aklını Rabb'inin emrini yerine getirmekten alıkoyduğun ve aklını yenilgiye uğratsın diye hevânın isteklerine uyduğun hâlde, amelin Allah katında gelişir mi?
Ey Hişam! Yalnızlığa sabır göstermek, aklın gücünün belirtisidir. Kim, Allah'ı tanırsa, O'nu bilirse dünya ehlini ve dünyayı arzulayanları terk eder, Allah katında olanları arzular.
Allah yalnızlıkta onun yoldaşı, birlikte onun arkadaşı, yoksullukta onun zenginliği olur ve kimsesizlikte onun izzet vereni olur.
Ey Hişam! Halk, Allah'a itaat etmekle görevlendirilmiştir. Kurtuluş da ancak itaatle olur. İtaat ilimle, ilim öğrenmekle, öğrenmek ise ancak akılla sağlama alınır. Ancak Rabbanî âlimden edinilen bilgiye bilgi denir. İlmi tanımak da ancak akılla olur."
Ey Hişam! Akıllı bir insanın işlediği az bir amel kabul görür ve katlanarak artar. Hevâ ve heveslerinin peşinden gidenlerin, cahillerin işledikleri çok amel ise geri çevrilir.
Ey Hişam! Akıllı insan, dünyadan az bir şeye ama hikmete sahip olmak koşuluyla râzı olur fakat dünyaya sahip olmakla beraber hikmetten az bir şeye râzı olmaz. Bu yüzden böyle olanlar kârlı bir ticaret yapmışlardır.
Ey Hişam! Eğer sana yeten dünyalık seni ihtiyaçsız bırakıyorsa, dünyadan en basit bir şey bile sana yeter ama sana yeten seni ihtiyaçsız bırakmıyorsa, dünyada hiçbir şey sana yetmez. Seni ihtiyaçsız kılmaz.
Ey Hişam! Akıllı insanlar dünyanın fazlalıklarını terk etmişlerdir, günahları mı terk etmeyecekler? Oysa dünyayı terk etmemek erdemlilik, günahları terk etmekse zorunluluktur.
Ey Hişam! Akıllı insanlar, dünyadan uzaklaşıp âhirete yöneldiler. Çünkü dünya hem isteyen, hem istenendir. Âhiret de hem isteyen, hem istenendir.
Bir kimse âhireti isterse, dünya da onu ister. Böylece dünyadan payına düşen rızkı eksiksiz alır.
Bir kimse dünyayı isterse ahret de onu ister. Böylece ölüm gelip çatar, hem dünyasını, hem de âhiretini alt üst eder. Planlarını bozar." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Musa Kazım eserinden)
Âyette geçen kalp kelimesinden maksat akıldır. 'And olsun Biz Lokman'a hikmet verdik.' Yani anlayış ve akıl verdik.
Ey Hişam! Lokman oğluna şunları söyledi: 'Hak karşısında mütevazı ol ki, insanların en akıllısı olasın.
Oğulcuğum! Dünya derin bir denizdir. Orada nice âlemler batıp gitmiştir. O hâlde, bu denizde Allah korkusu, senin gemin olsun. Bu geminin içeriği, iman olsun. Geminin yelkeni tevekkül olsun. Kaptanı, akıl olsun. Kılavuzu ilim olsun. Demir atması da sabır olsun.'
Ey Hişam! Hiç kuşkusuz her şeyin bir kılavuzu vardır. Aklın kılavuzu da düşüncedir. Düşüncenin kılavuzu da suskunluktur.
Her şeyin bir bineği vardır. Aklın bineği de tevazudur. Yasaklandığın şeyleri istiyor olman, senin cahil biri olduğunun en belirgin kanıtıdır.
Ey Hişam! Senin elinde ceviz varsa ve insanlar da elinde inci olduğunu söyleseler, elindekinin ceviz olduğunu bilirsen insanların ona inci demeleri sana bir yarar sağlamaz.
Şâyet elinde inci varsa ve insanlar da onun ceviz olduğunu söyleseler, elindekinin inci olduğunu bilirsen, insanların onun ceviz olduğunu söylemeleri de sana bir zarar vermez.
Ey Hişam! Allah nebi ve resûllerini, kullarına Allah ile ilgili olarak sırf akıllarını kullansınlar diye göndermiştir. Bu bağlamda peygamberlere en güzel karşılığı verenler, en güzel mârifet mertebelerine ulaşanlar olmuşlardır.
Akıl bakımından en olgun ve en kusursuz olanları, dünya ve âhirette en yüce mertebelere erişenler olmuşlardır.
Ey Hişam! Hiçbir kul yoktur ki, bir melek onun perçeminden tutmuş olmasın. Kul mütevazı olursa Allah, onu yüceltir. Büyüklük taslarsa da Allah onu alçaltır.
Ey Hişam! Allah'ın, insanlara sunduğu iki kanıtı vardır. Biri açık, diğeri gizli. Açık kanıt resûller, nebiler ve imamlardan oluşur. Gizli kanıt ise akıldır.
Ey Hişam! Akıllı insan o kimsedir ki, helâl işlerle uğraşmak onu şükretmekten alıkoymaz; haramlarda sabrını kırmaz.
Ey Hişam! Üç şeyi üç şeye musallat kılan kimse, aklını yıkmaya yardım etmiş gibidir. Uzun dünyevî beklentilerle düşünce nurunu karartanlar. Çok konuşup boş boğazlık etmekle hikmetin tomurcuklarını mahvedenler.
Nefsinin şehevî arzularıyla öğüt alma yeteneklerinin aydınlığını söndürenler. Böyle kimseler akıllarını yıkmak için hevâlarına yardım etmiş olurlar. Aklını yıkan bir kimse de dinini ve dünyasını ifsad etmiş olur.
Ey Hişam! Sen aklını Rabb'inin emrini yerine getirmekten alıkoyduğun ve aklını yenilgiye uğratsın diye hevânın isteklerine uyduğun hâlde, amelin Allah katında gelişir mi?
Ey Hişam! Yalnızlığa sabır göstermek, aklın gücünün belirtisidir. Kim, Allah'ı tanırsa, O'nu bilirse dünya ehlini ve dünyayı arzulayanları terk eder, Allah katında olanları arzular.
Allah yalnızlıkta onun yoldaşı, birlikte onun arkadaşı, yoksullukta onun zenginliği olur ve kimsesizlikte onun izzet vereni olur.
Ey Hişam! Halk, Allah'a itaat etmekle görevlendirilmiştir. Kurtuluş da ancak itaatle olur. İtaat ilimle, ilim öğrenmekle, öğrenmek ise ancak akılla sağlama alınır. Ancak Rabbanî âlimden edinilen bilgiye bilgi denir. İlmi tanımak da ancak akılla olur."
Ey Hişam! Akıllı bir insanın işlediği az bir amel kabul görür ve katlanarak artar. Hevâ ve heveslerinin peşinden gidenlerin, cahillerin işledikleri çok amel ise geri çevrilir.
Ey Hişam! Akıllı insan, dünyadan az bir şeye ama hikmete sahip olmak koşuluyla râzı olur fakat dünyaya sahip olmakla beraber hikmetten az bir şeye râzı olmaz. Bu yüzden böyle olanlar kârlı bir ticaret yapmışlardır.
Ey Hişam! Eğer sana yeten dünyalık seni ihtiyaçsız bırakıyorsa, dünyadan en basit bir şey bile sana yeter ama sana yeten seni ihtiyaçsız bırakmıyorsa, dünyada hiçbir şey sana yetmez. Seni ihtiyaçsız kılmaz.
Ey Hişam! Akıllı insanlar dünyanın fazlalıklarını terk etmişlerdir, günahları mı terk etmeyecekler? Oysa dünyayı terk etmemek erdemlilik, günahları terk etmekse zorunluluktur.
Ey Hişam! Akıllı insanlar, dünyadan uzaklaşıp âhirete yöneldiler. Çünkü dünya hem isteyen, hem istenendir. Âhiret de hem isteyen, hem istenendir.
Bir kimse âhireti isterse, dünya da onu ister. Böylece dünyadan payına düşen rızkı eksiksiz alır.
Bir kimse dünyayı isterse ahret de onu ister. Böylece ölüm gelip çatar, hem dünyasını, hem de âhiretini alt üst eder. Planlarını bozar." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Musa Kazım eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.




























































































