İmam Musa Kazım: Akıl nedir?
Bu noktada İmam Musa Kazım Hazretlerinin en meşhur talebelerinden Hişam'a, akıl konusundaki öğretilerinden örnekler vermek istiyorum.
* Hiç kuşkusuz her şeyin bir kılavuzu vardır. Aklın kılavuzu da düşüncedir. Düşüncenin kılavuzu da suskunluktur. Her şeyin bir bineği vardır. Aklın bineği de tevazudur. Yasaklandığın şeyleri istiyor olman, senin cahil biri olduğunun en belirgin kanıtıdır.
* Senin elinde ceviz varsa ve insanlar da elinde inci olduğunu söyleseler, elindekinin ceviz olduğunu bilirsen, insanların ona inci demeleri sana bir yarar sağlamaz.
Şayet elinde inci varsa ve insanlar da onun ceviz olduğunu söyleseler, elindekinin inci olduğunu bilirsen, insanların onun ceviz olduğunu söylemeleri de sana bir zarar vermez.
* Allah nebi ve resullerini, kullarına Allah ile ilgili olarak sırf akıllarını kullansınlar diye göndermiştir. Bu bağlamda peygamberlere en güzel karşılığı verenler, en güzel marifet mertebelerine ulaşanlar olmuşlardır.Akıl bakımından en olgun ve en kusursuz olanları, dünya ve ahirette en yüce mertebelere erişenler olmuşlardır.
* Hiçbir kul yoktur ki, bir melek onun perçeminden tutmuş olmasın. Kul mütevazı olursa, Allah onu yüceltir. Büyüklük taslarsa da Allah onu alçaltır.
* Allah'ın, insanlara sunduğu iki kanıtı vardır. Biri açık, diğeri gizli. Açık kanıt resuller, nebiler ve imamlardan oluşur. Gizli kanıt ise akıldır.
* Akıllı insan o kimsedir ki, helâl işlerle uğraşmak onu şükretmekten alıkoymaz; haramlarda sabrını kırmaz.
* Üç şeyi üç şeye musallat kılan kimse, aklını yıkmaya yardım etmiş gibidir. Uzun dünyevî beklentilerle düşünce nurunu karartanlar.
Çok konuşup boş boğazlık etmekle hikmetin tomurcuklarını mahvedenler.
Nefsinin şehevî arzularıyla öğüt alma yeteneklerinin aydınlığını söndürenler.
Böyle kimseler akıllarını yıkmak için hevâlarına yardım etmiş olurlar. Aklını yıkan bir kimse de dinini ve dünyasını ifsat etmiş olur.
* Sen aklını Rabb'inin emrini yerine getirmekten alıkoyduğun ve aklını yenilgiye uğratsın diye hevânın isteklerine uyduğun hâlde, amelin Allah katında gelişir mi?
* İlimle ilgili olarak bilmediklerini öğren, cahile de öğrendiğini öğret. İlminden dolayı âlimi yücelt, onunla çekişmeyi bırak. Cehaletinden dolayı cahili küçült ama kovma; aksine yakınlaştır ve onu eğit."
Aynı risalesinde İmam Musa Kazım Hazretleri, 'iman-akıl' ilişkisini şöyle anlatıyor;
"Ey Hişam b. Hakem! Yüce Allah, insanlar için kanıtları akıl aracılığıyla tamamlamıştır. Açıklama ile onlara iletmiştir. Çeşitli kanıtlarla onlara, Rab'liğini göstermiş ve buyurmuştur ki:
'İlâhınız bir tek Allah'tır. O'ndan başka ilâh yoktur. O, Rahman'dır, Rahîm'dir. Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri arkasında gelmesinde, insanlara fayda veren şeylerle yüklü olarak denizde yüzüp giden gemilerde, Allah'ın gökten indirip de ölü hâldeki toprağı canlandırdığı suda, yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında, rüzgârları ve yer ile gök arasında emre hazır bekleyen bulutları yönlendirmesinde düşünen bir toplum için birçok deliller vardır.'
Ey Hişam! Allah (c.c) bunun bilinmesinin ve insanların kendilerini yöneten bir İlâhî gücün olduğunu anlamasının kanıtı olarak gözler önüne sermektedir.
Nitekim Allah (c.c) bu hususla alakalı olarak şöyle buyurmuştur: 'O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ay'ı sizin hizmetinize verdi. Yıldızlar da Allah'ın emri ile hareket ederler. Şüphesiz ki, bunlarda aklını kullananlar için pek çok deliller vardır.'
(…)
Ey Hişam! Sonra Allah, akıl sahiplerine öğüt vermiş ve onları ahretteki nimetleri arzulamaları için teşvik etmiş ve şöyle buyurmuştur:
'Size verilen şeyler, dünya hayatının geçim vasıtası ve süsüdür. Allah katında olanlar ise daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâlâ buna aklınız ermeyecek mi?' (Kasas 60)
Ey Hişam! Sonra O, akıllarını kullanmayanları azabından korkutmuş ve şöyle buyurmuştur: 'Sonra diğerlerini yok ettik. (Ey insanlar) elbette siz de sabah ve akşam ona uğruyorsunuz. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?' (Saf, 136-138)
Ey Hişam! Akıl illimle beraberdir. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur: 'İşte Biz bu temsilleri insanlar için getiriyoruz. Fakat onları ancak bilenler düşünüp, akılları ile anlayabilirler.' (Ankebût, 43)
Ey Hişam! Sonra Allah, akıllarını kullanmayanları şöyle yermiştir: 'Şüphesiz Allah katında canlıların en kötüsü, akıllarını kullanmayan (düşünmeyen) sağırlar ve dilsizlerdir.' (Enfal, 22)
Ey Hişam! Allah temiz akıl sahiplerini en güzel niteliklerle anmış, onları en göz alıcı süslerle bezemiş ve şöyle buyurmuştur: 'Allah, hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilirse, ona pek çok hayır verilmiş demektir. Ancak akıl sahipleri düşünüp ibret alırlar.' (Bakara, 269)
Ey Hişam! Lokman oğluna şunları söyledi: 'Hak karşısında mütevazı ol ki, insanların en akıllısı olasın. Oğulcuğum! Dünya derin bir denizdir. Orada nice âlemler batıp gitmiştir.
O hâlde, bu denizde Allah korkusu, senin gemin olsun. Bu geminin içeriği, iman olsun. Geminin yelkeni tevekkül olsun. Kaptanı, akıl olsun. Kılavuzu ilim olsun. Demir atması da sabır olsun.' ( Prof. Dr. Haydar Baş Musa Kazım eseri) H: AknAydn