logo
19 NİSAN 2024

İmamoğlu’ndan ‘İSKİ’ uyarısı

İBB'nin köklü kurumu İSKİ; tarihi yarımadada yıllardır yaşanan su baskınlarına son verecek yağmur suyu tünelinin yapımını başlattı. Unkapanı Köprüsü altında başlatılan yağmur suyu tünelini kazacak TBM cihazının çalışmasını, verdiği telsiz komutuyla başlatan İmamoğlu, Türkiye'nin yaşadığı ekonomik krizle ilgili çarpıcı rakamlar paylaştı. "İSKİ, bu anlamda en ciddi mağdur edilen kurumumuzdur" diyen İmamoğlu, "Geçen sene 1 milyar 300 milyon ödediğimiz elektrik faturasının, bu sene 2 milyar 700 milyon olduğu yerde, bırakın zammı, indirim yapıldığı bir ortamda, bu zor günlerde işlerine ve işlemlerine devam ediyor. Çünkü bu hizmetler, geri bırakılamaz hizmetler. Bu konuda ilgili grup başkanvekilleriyle acil bir siyasi görüşme talep ettim. Eğer bu konuya olağanüstü genel kurulda çare bulunmazsa, hukuk önünde hakkımızı arayacağız. Çünkü bunun anlamı; '16 milyon İstanbulluya su verme' demektir. Bunun anlamı; '16 milyon İstanbullunun atık suyunu arıtma' demektir. Yani bugünkü bütçe değerlerimiz 14-15 milyara çıktı İSKİ'de. Geçirilen bütçemiz, 7,5-8 milyar lira. Yani bunu nasıl yöneteceksiniz? Bu olmaz" ifadelerini kullandı
19.01.2022 14:30:00
İmamoğlu’ndan ‘İSKİ’ uyarısı
İmamoğlu’ndan ‘İSKİ’ uyarısı

FATİH / İSTANBUL

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) köklü kurumu İSKİ; Vatan Caddesi, Aksaray Meydanı, Unkapanı Alt Geçidi ve Namık Kemal Caddesi'nde yıllardır yaşanan su baskınlarına son verecek yağmur suyu tünelinin yapımını başlattı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, tarihi yarımadanın kaderini değiştirecek tüneli kazacak TBM cihazının çalışmasını, verdiği telsiz komutuyla başlattı. İSKİ Genel Müdürü Raif Mermutlu'nun eşlik ettiği İmamoğlu, gazetecilere çalışmayla ilgili değerlendirmede bulundu.

Tünelin başlama noktası olan Unkapanı Köprüsü'nü geçen yıl yürütülen hızlı çalışmayla yenilediklerini hatırlatan İmamoğlu, Alibeyköy-Eminönü tramvay hattının da Cibali'ye kadar olan bölümüyle hizmet vermeye başladığını aktardı. Unkapanı Köprüsü çevresi ve yağmur suyu tünelindeki çalışmaların tamamlanmasıyla tramvay hattının Eminönü uzayacağını vurgulayan İmamoğlu, şu bilgileri paylaştı:

ÇALIŞMALARIN DETAYLARINI ANLATTI

"Çok hızlı gidiyor arkadaşlar. Çok zor koşullarda, zor bir zemini yönetiyoruz. Daha önce Eminönü-Alibeyköy hattında, yaklaşık 60-65 metrelere kadar kazık çakmak zorunda kaldık. 2,5 kilometrelik, sözüm ona rayları takılı olan tramvay hattını tekrar söküp, tekrar yapıp, üstüne tramvayı yapmak zorunda kalmıştık. İşte aynı zemin zorluğunu burada çözerek, Eminönü'ne doğru gidiyoruz.

Çok hızlı bir biçimde, inşallah bu baharın sonunda tramvay işlemlerinin de -ki bir yandan daha erken de başlamasını hesap ediyoruz, Eminönü'nden ters yönüyle beraber- başlayarak inşallah tramvayımızı Eminönü'ne kadar taşımış olacağız. O da bu işlerinin bir parçası.

Bir başka işlem; buradaki atık suların toplanması. Bir başka işlem; buradaki yağmur sularının da Haliç'e birleşmesiyle ilgili. Hemen az ileriden de çalışmaların sürdüğü biçimiyle, İSKİ, bu bağlantıları yapmıyor. Yer altından tarihi hassasiyetleri koruyarak, buradaki tarihi kalıntıları koruyarak, kurul kararlarını alarak en doğru metotla onu yapıyoruz. Bir başka husus; buradan başlattığımız 3 metre 40 santim çapındaki tünel inşaatımız.

Bu tünel neye yarayacak? Aslında yıllardır çözüme kavuşmamış tarihi yarımadanın yağmur sularını, su baskınına sebep olan bir takım noktaların, Aksaray, Yenikapı olsun, birtakım noktaların toparlanmasını ve özellikle Aksaray aksından bu bölüme, yani Likos Deresi diye tariflediğimiz, Vatan Caddesi hattından -her ne kadar görmesek de orada bir dere var diye tarif edelim- o derenin yağmur sularını, temiz suyunu Haliç'e aktaran bir tünel sistemini burada harekete geçirmiş olacağız.

Bu işlemimiz, çok değerli bir işlem. Bir başka işlemi de Likos Deresi'nin güneyine doğru, yani Marmara Denizi'ne doğru da ihale süreçlerini arkadaşlarım yürütüyor."


"BU EKONOMİK KRİZ ORTAMINDA BIRAKIN ZAM ALMAYI, İNDİRİMLE ÇIKIYORUZ"

İSKİ'nin yaşanan ekonomik krizden en çok etkilenen İBB kurumu olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, "1 yılda, yani geçen sene 1 milyar 300 milyon ödediğimiz elektrik faturası, bu sene 2 milyar 700 milyon olduğu yerde, bırakın zammı, indirim yapıldığı bir ortamda, bu zor günlerde işlerine ve işlemlerine devam ediyor. Çünkü bu hizmetler, geri bırakılamaz hizmetler. O bakımdan bulunduğumuz yerde, 4-5 tane, yıllardır ihmal edilmiş bir şantiyenin göbeğindesiniz aslında.

Daha dün mazota zam geldiği, elektriğin artık yüzde 100 küsur zamlandığı bir ortamda, biz, ne yazık ki İSKİ'den bırakın zam almayı, indirimle çıkıyoruz genel kuruldan. Tabii ki olağanüstü genel kurula taşıyacağız. Tabii ki bu konudaki kamuoyu bilgilendirmelerini yapacağız ama benim gönlümden ne geçer?

Bu tür hususları masada çözelim. Bu tür hususları, bir politik mesele yapmadan, örneğin mazota zam geliyorsa, benzine zam geliyorsa dolmuşa, taksiye nasıl zam vermeyeceksin? Mümkün mü bu yani? Yani işin tabiatına aykırı. Mecbursun. Mecbursun. Çünkü taksi de mazotunu koyacak veya gazını koyacak ve yolcu alacak, yolcu taşıyacak" dedi.

İSKİ, EN MAĞDUR EDİLEN KURUMUMUZ

Türkiye'nin yaşadığı ekonomik krizle ilgili çarpıcı rakamlar paylaşan İmamoğlu, "İSKİ, bu anlamda en ciddi mağdur edilen kurumumuzdur. Bu konuda acil bir siyasi görüşme talep ettim. İlgili grup başkanvekilleriyle yapacağım.

Eğer bu konuya olağanüstü genel kurulda çare bulunmazsa, hukuk önünde hakkımızı arayacağız. Çünkü bunun anlamı; '16 milyon İstanbulluya su verme' demektir. Bunun anlamı; '16 milyon İstanbullunun atık suyunu arıtma' demektir.

Yani bugünkü bütçe değerlerimiz 14-15 milyara çıktı İSKİ'de. Geçirilen bütçemiz, 7,5-8 milyar lira. Yani bunu nasıl yöneteceksiniz? Bu olmaz. O bakımdan ekonomi, gerçeklerle konuşuluyor. Tablolar nettir, rakamlar nettir. Manipülasyonu yapmak isteyen dil, onu yapabilir ama o anda yapar. Bir dakika sonra biter onun ömrü ve orada hiçbir geçerliliği kalmaz. O bakımdan rakamlar, fiyatlar, ortamdaki zamlar, bunlar realitedir. Yalan konuşmazlar, gerçekleri yansıtır. Keşke bunları konuşmasaydık ama ülkemizin ekonomisi, bunu bize ne yazık ki konuşturuyor" ifadelerini kullandı.


GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI

Gazeteciler, değerlendirmelerin ardından İmamoğlu'na gündeme ilişkin sorular yöneltti. Gazetecileri soruları ve İmamoğlu'nun sorulara verdiği yanıtlar şöyle oldu:

- Sizin bu yatırım onayı alamayan Beylikdüzü metrosuyla ilgili yaptığınız açıklamanın ardından, Ulaştırma Bakanlığı'ndan da bir yanıt geldi. Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü, yazılı açıklama yaptı. Söz konusu hattın kesin projesinin kendilerine teslim edilmediğini, mimari projenin, depremle ilgili birçok raporun evraklar arasında olmadığı ve evraklarda asal eksiklikler olduğu söyleniyor. Bu açıklamayı ilişkin değerlendirmeniz olacak mı?

"Bu neye benziyor biliyor musunuz? Yaklaşık 320 gündür, Ankara'da, Ulaştırma Bakanlığı'nda süren müzakerelerin, süren görüşmelerin, süren toplantıların üzerine, biz ne zaman ki bir açıklama yaptık, aynı bir başka bakanın Twitter üzerinden 'İnceleme başlattık' demesi gibi, bu arkadaş da Twitter üzerinden, 'Şu evrakları eksik' diye açıklama yapma zorunda kaldı. Bu Twitter neymiş ya? Yani ben diyorum ya, devletimizin kurumları, kamu kurumları, trol benzetmesine yakışan yerler değildir. 'Trol gibi davranmayın' derken bunu ispat edercesine bu tarzda girişimler ve bu tarzda yazışma modelleri geliştiren insanları, devlet aklına, devlet adabına uygun davranmaya davet ediyorum. Bu birincisi. 311 gün sonra niçin bize böyle bir cevap verdiniz biz bu açıklamayı yapar yapmaz?"

"3,5 MİLYON İNSANIN BİREBİR ETKİLENDİĞİ BİR ULAŞIM HAVZASINDA TEK BİR RAYLI SİSTEM DÖŞENMEMİŞ"

"İkincisi; bu yapılan da doğru değil, bu da yalan. Niye yalan? Ben, 'Beylikdüzü'nde yaşıyorum' diyorum. Yani benimle her şeyi konuşmakta dikkat edin ama Beylikdüzü hattını konuşurken daha da dikkatli olun.

Benim 33 yıllık yaşamım orada. Yani o metroyu normal bir vatandaş olarak hayal ederek geçirdiğim yıl sayısı 20 yılı aştı gündeme geldiği ilk günden bugüne. Onun için her aşamasını, her metrekaresini şu an çalışan arkadaşlarım kadar biliyorum. Ve göreve gelir gelmez en sıkı takip ettiğim hatlardan birisidir. Çünkü, 3,5 milyon insanın birebir etkilendiği bir ulaşım havzasında, ulaşım aksında ne yazık ki bugüne kadar tek bir raylı sistem döşenmemiştir.

O bakımdan hızla yapılması gerekir. Birkaç aşama daha söyleyeyim size. Israrla yazı yazdırttım. Ben, ben talep ettim. Neyi? Sefaköy-Beylikdüzü hattı, İBB'de kalmış; Sefaköy-İncirli hattı, Ulaştırma Bakanlığı'nda kalmış. Arkadaş, bu bir bütün olmalı. Bu bir bütün hat. Bakın normalde Büyükşehir Belediyesi sırtından yük atmak ister. Biz öyle demedik.

Bunu bütün değerlendirelim. Kredisini bütün konuşalım. Bunun yazısını yazdık. Bunun yazısına bile cevap verilmedi. Yazdığımız yazı şu: 'Biz, burayı talep ediyoruz. Siz ne zaman yapacaksınız? Yapmayacaksanız, İncirli-Sefaköy hattını, Sefaköy-Beylikdüzü hattına ekleyelim. Ve bu şekilde vatandaşlarımızın hizmetine sunalım.' Teklifimize cevap bile verilmedi. Yani cevap ne olabilir? 'Hayır, biz yapacağız. Size vermiyoruz' değil mi? Bu cevap bile vermedi. İki; cevap ne olabilir?' Evet, verelim, siz yapın.' Bir şey olur yani, 2 tane kamu kurumu."

"İSTENEN BELGELER ATILAN TWEETTE YAZILANLARDA YOK"

"Gelelim ikinci mevzuya. Yani evrakların eksikleri. Benim arkadaşlarım, defalarca Ankara'ya gidiyor. Ankara'daki o iyi niyetli bürokratlarımızın, o güzel düşünceli bürokratlarımızın zor duruma, sıkıntıya düşmesini istemiyorum. Hani var ya, Devlet Su İşleri'nde Kanal İstanbul'la ilgili bilimi yansıttığı için istifa etmek zorunda kalan…

Böyle dürüst bürokratların zor durumda kalmasını istemiyorum. Ama bakın; AYGM yetkilileri ile bizim yetkililerim gayet nizami, ahlaklı bir biçimde teknik olarak masada buluşup, konuşuyorlar zaten. 7 Eylül 2021'de, toplantıda bizden talep edilen ek belgeler var, tasarımlar var, bilgiler var. Bütün revizyonlarıyla bunları, 3 Kasım 2021 tarihli yazımızın ekinde gönderdik. Yapılan toplantıda rapor tutuluyor. Tutanak var. Orada istenilenler de 3 Kasım'da gönderiliyor. Bu istenenlerde, şu atılan tweette yazılanlar yok bu arada."

"İSTANBUL'UN SORUNLARINI BİLİYORUM"

"Bir başka konu. 3 Kasım'da konuşulan mevzulardan ikisini söyleyeyim size. Bir; 'Kanal İstanbul'la bu projenin sorunu var mı' sorusu. Ne kadar mühim? İki; daha hiç başlanmamış, bence başlanamayacak olan üç katlı tünel projesi var biliyorsunuz boğazın altından geçen.

Üstünden yol gidiyor, altından yol geliyor, ortasından metro geçiyor diye bir proje. Ben, o projeyi de uzaktan değil, yakından takip ediyorum. Çünkü İstanbul'dayım ben. Sorunlarını biliyorum, TBM'le ilgili imalatın bile iki yıl süreceğini biliyorum. Buna rağmen takip ediyorum. Onun için biz HIZRAY projesini hazırladık, ondan daha rasyonel ve daha gerçekçi proje olduğu için. 'Bu 3 katlı tünel, bu hatla uyumlu mudur?' Sorulardan birisi bu. Bir de 'Kanal İstanbul'la bu proje çakışıyor mu?' Çünkü giden muhterem Sayın Bakan'ın döneminde yapılan projelerde, orası köprüyle geçilmek istenmiş metroda. Malum oradan bir de D100 karayolunu nasıl alacaksa, 60-70-80 yükseklikten bir de onun köprüsü geçecek."



"ALLAH'IN İZNİYLE ORADA KANAL MANAL OLMAYACAK"

"Tabii bunun kamulaştırmaları, teknik zorlukları falan filan… Dedik ki; 'Ya bu iş hem İstanbul'u yormasın, -ki Allah'ın izniyle orada kanal manal olmayacak- hem de 'Hadi kanalla da bir sorun olmasın ama aynı zamanda yerin altından devam etsin' diyerek, biz işi yine yer altından çözdük zaten. Onun da cevabını verdik.

Yani dedik ki, 'Evet, bunun kanalla ilgili bir sorunu yok. Üç katlı sisteminizden de -ister üç katlı yapın ister yapmayın- raylı sistemlerle de çok kolaylıkla entegre olacak bir hat tasarladığımızı onlara verdik ve ispat ettik. Şimdi gelelim bugünkü isteklerine. Bize bu sorulmamasına rağmen, bizim şu anda kesin projelerimiz var.

Bunları da hemen teslim edebiliriz; 10-15 gün içinde teslim edebiliriz. Çünkü, zaten hızlı ilerliyoruz orada. Bir an önce ihaleye çıkmak istiyoruz. Bu nasıl bir şey biliyor musunuz? Yani 'Yanağını öpmek istiyorum' sözüm ona, soruyor, 'Yanağın nerede?' Yani aslında ne öpmeye niyeti var, ne bu işi çözmeye niyeti var. Akıl tutulması. Twitter'la cevap veriyor."

"BANA DÖNMEK ZORUNDA"

"Ben saatlerce teknik bilgiye sizi boğarım. Yani Beylikdüzü-Sefaköy'ün hattının maliyetinden, nasıl ihaleye çıkacağından, oranın hangi dış finansmanla daha makul bir çözüme ulaştırılacağından, ihale sistemine kadar; o kadar masadayım. Yahu şunu soruyorum: Size dedim ki, '2 kez aradım bu hattın önemini anlatmak için.'  Ve bu başlıkla not bıraktım özel kalemine Sayın Bakan'ın. Dönemedi.

Ben, o şahsiyeti isminden dolayı değil, bakanlık makamından dolayı arıyorum. O da bana dönmek zorunda. Niye? Cevap vermek zorunda ya da bir ilgiliyi aramak zorunda. Aratmıyorsa, aşağıdaki görüşen insanların yaptığı işe saygı duymak zorunda. Ve bunun çoktan hazine onayı çıkmalıydı. Avan projeyle niye onay verdiniz Konya'daki projeye? Bizim projemizin fersah fersah gerisinde. 'Niye verdiniz' derken, helali hoş olsun, verin.

Konya'nın da metrosu olsun, Antep'in de metrosu olsun, İstanbul'un da, İzmir'in de Ankara'nın da. Yani bütün halk, bütün millet, bunun partilisi yok, bunun kasten yapıldığını, bunun bir iş engellemesi olduğunu biliyor."

"ENGELLEYENLERİ AFİŞE EDECEĞİM"

"Bu işi gören, aklı selim bir biçimde analiz eden bir akıl var. Umuyorum o akıl, İstanbul'daki sorunları çözmeye muktedir olur. O aklın İstanbul'da da olduğunu biliyorum, hissediyorum. Siyasi görev yaptıklarını da anlıyorum, ama anlamak istemiyorum. O muktedir akılla, 'Arkadaş, sen nasıl bu hatayı yaparsın' deyip, Beylikdüzü hattına Hazine onayını ek listede hızlıca çıkarırlar.

Ben, bütün arkadaşlarıma söyleyeceğim, bütün metrobüs duraklarına, bütün üst geçitlere yazsınlar bunu. Neyi yazsınlar? 'Ey halkımız; sizin metroyla buluşmanızı engelliyorlar. Sizin 300 tane yeni metrobüs otobüsüyle buluşmanızı engelliyorlar. Zaten geciktirdiler. Çoktan olurdu onlar. Engelliyorlar.' Ben bunu bugüne kadar yapmadım, şimdi afişe edeceğim. Bunları her yere yazacağım. Ve insanlarımızın duymasını sağlayacağım."

"BENİM DERDİM, MİLLETİMİZ ZARAR GÖRMESİN"

"Ben diyorum ki, inşallah o muktedir akıl, -o da vardır AK Parti'nin içerisinde, ama İstanbul'da ama Ankara'da- bu işe kendi ihtirasını ve şahsi koltuk menfaatlerinin önünde tutarak yapılan hataları inşallah engellerler, mani olurlar. Çünkü bu, siyasi bir kazanım da değil. Ben bunları biliyorum. Ben bu senaryoları yaşadım.

Daha yeni Beylikdüzü'nde polis merkezinin açılışında anlattım nasıl engellendiğimizi. Daha önce bir caminin, yine Beylikdüzü'nde son gittiğimizde bir Kur'an kursunun açılışında anlattım. Yani bunları yaptığınız zaman ne Beylikdüzü'nde kazanıyorsunuz ne İstanbul'da kazanıyorsunuz. Ben, Beylikdüzü'nde yüzde 50'yle seçildim. Bu seçimde yüzde altmış üç aldık. İstanbul'u kazandık.

Dolayısıyla siyasi bir kazanım yok. Aslında ben onlara iyilik yapıyorum siyaseten şu andaki uyarımla. Ama benim derdim o da değil. Benim derdim, milletimiz zarar görmesin. 16 milyon İstanbulluya birlikte hizmet edelim."

"DEVLETİMİZİN, MİLLETİMİZİN PROJESİ"

"Allah aşkına şurada beş tane proje saydım Ben size CHP'nin projesi dedim mi? Der miyim? Bu akıl tutulması. Devletimizin, milletimizin projesi. Yarın 6 ay sonra, fani dünya, kimin olacağı belli olmaz, bir başkası şurada kurdele kesebilir. 

Milletin projesi. Devletin projesi. O bakımdan bu kirli siyasi akıldan arının, atın şunları çöpe. Bir insan aklıyla, vatandaş aklıyla, devlet insanı sorumluluğuyla sürece bakıp, bu sürece onay verin, destek verin. Biz de sizi alkışlayalım. Bir kez alkışlama fırsatını vermediler bize; 2,5 sene bitti.

Bir kez sizi alkışlama fırsatı vermediniz. Bir defa beni davet ettiler. O da davetli miydik, değil miydik? Atatürk Kültür Merkezi; orada da alkışladım. 'Bravo' dedim 'Ne güzel iş yapmışlar.' Bakan'ı aradım, tebrik ettim, teşekkür ettim. Bir kez davet edildim. Biz de sizi alkışlayalım kardeşim. Zor mu yani memleket adına bunu yapabilmek? Bu kadar mı gözünüz kör oldu? Bu kadar mı vicdanınız karardı? O bakımdan bahane. Efendim o eksiklik, bu eksikmiş. Kulağın nerede? Öpeyim ama yanağın nerede? Böyle bir şey olmaz. Millet bunu anlıyor. Halkımız bunu anlıyor. Akılcı tavra davet ediyorum, milletimiz adına. Nokta."

"İHALE YAPTIK' DİYOR. NE PROJESİ VAR? YOK"

- Aynı açıklamada Esenyurt metrosuyla ilgili de bir ifade vardı. '4 yıl önce ihalesi yapılmış, yatırım programını alınmış Mahmutbey-Esenyurt metrosuyla ilgili de hiçbir şey yapmadı…'

"Siyasi akıl tutulması diyorum ya, işte bu kim biliyor musun? Buradan giden o bürokratın aklı işte. Şimdi bakan ya. Allah aşkına, projesi yok. Biz, projesini bir senede tamamlayabildik. Bir sene sürdü. Projesi yok. 'İhale yaptık' diyor. Ne projesi var? Yok. Müteahhide, "Proje var, şunu başlat' diyeceğimiz proje yok. Arkadaşlarım, bir sene çılgınlar gibi çalıştılar. Parasını bulduk. Sıfır. İlerleme sıfır. İhale; ne ihalesi. Müteahhit hangi ihaleyi aldığını bilmiyor. Müteahhitleri tanıyorlar. Sorsunlar. Ben onlarla masada oturdum, konuştum bunları. Biz başlattık sıfırdan. Bunu bile alkışlayacak ferahlık yok kalbinde, aklı başka yerde. Yani kıskançlıkta. İstanbul'u, neyi, kimden aldık? Saygı duy kardeşim ya. 27 sene önce Sayın Cumhurbaşkanı bu kentte belediye başkanıydı. Şimdi bir başkası var. Ondan sonra Sayın Gürtuna geldi, geçti. Sayın Topbaş geldi, geçti. Allah rahmet eylesin göçtü, gitti. Dünya fani. Öncesi var, Sayın Sözen var, Dalan var, daha eskileri var. Kimler gelip geçmedi ki? Neyin ihtirası bu? Neyin kıskançlığı bu? Oradan da laf atıyor bize yani. O ne biliyor musun? Laf atmak. Yani altına kılçık atmak."

"4 YILIN 1,5 YILI KENDİ DÖNEMİ"

"Bir kere utanır insan. Yani matematikman utanır. '4 yıl' demişse -ben okumadım-, 4 yılın 1,5 yılı kendi dönemi. Niye o kendi döneminde 1 metrekarelik iş yapamamış? Niye başlama düzeyi yüzde 0? Yazarken bile kendini ele veriyor demek ki. '4 yıl önce yapılmış ihalede bir adım atılmadı' dediği yerde, biz, göreve gelir gelmez baktık ki projesi bile yok hazır başlanacak. Onları tamamladık. Bir bölümünün parasını bulduk, başladık. TEMA Parkı geçip, hemen ilerisindeki hastanenin oraya kadar giden bölümü tamamlayacak parasını bulduk ve başladık. Bu nasıl bir akıl tutulması? Kendini buradan bile eleveriyor. Sormazlar mı adama, '1,5 senedir peki sen ne yaptın? Oturdun burada. Yapılmamış bir işe imza atıp, parasını ödettirdin."
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı

Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz

"Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." 
19.04.2024 16:30:00
Haber Merkezi
Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz
Bakan Koca: Randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bakan Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Bakanlığın ilgili birimleri ve hastanelerin yöneticileriyle yaptıkları toplantılarda Merkezi Hekim Randevu Sistemi'ndeki sorunları temel faktörleriyle ele aldıklarını belirtti.


Randevu bulmakta yaşanan sıkıntıları çözmek için yaptıkları çalışmalardan önemli sonuçlara ulaştıklarını aktaran Koca, "Önümüzdeki günlerde kademeli şekilde tedbirleri hayata geçirecek ve randevu sorununu kalıcı şekilde çözeceğiz." değerlendirmesini yaptı.

Randevu sorununa karşı hem vatandaşları hem de hekimleri memnun edecek bir çözüm oluşturduklarını belirten Koca, şunları kaydetti:

"Öncelikle iptal edilmeyen randevulardan kaynaklanan, kullanılamayan kapasitemizi diğer vatandaşlarımızın kullanımına açacağız. Bu kapsamda, gelemeyeceği randevuyu iptal etmeyen vatandaşlarımız söz konusu durumun ilkinde 15 gün içerisinde aynı branşa randevu alamayacak. Aynı şekilde randevusuna ikinci kez gelmediğinde 15 gün içerisinde tüm branşlardan randevu alamayacak. Son dakika iptalleri nedeniyle atıl kapasite oluşmaması için randevu iptal süresini, en geç bir önceki gün saat 23.59'la sınırlandırıyoruz. İptal edilen randevular yerine, muayene saatinden 1 saat öncesine kadar yeni randevu verebileceğiz. Böylelikle daha fazla hastamızın randevu almasını ve kapasitenin verimli kullanılmasını sağlamış olacağız."

Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması

Beypazarı Maden Suyu firması, ürün değerlerinin Avrupa Birliği mineralli su kriterlerine ve Türkiye Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik limitlerine uygun olduğunu belirterek, durumun Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre'de mevzuatın farklılığından kaynaklandığını açıkladı.
19.04.2024 14:17:00 / Güncelleme: 19.04.2024 14:39:00
İhlas Haber Ajansı
Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması
Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması
İsviçre Federal Gıda Güvenliği ve Veterinerlik Bürosu, Beypazarı Maden Suyu firmasının bazı ürünlerinden alınan numune sonrası "ürünlerde bor miktarının yüksek olduğu" gerekçesiyle teslim edilen ürünler hakkında satış durdurma kararının alınmasını istemişti.

Geçtiğimiz günlerde firma tarafından yapılan açıklamada ise sosyal medyada ürün hakkında atılan iddialar yalanlanmıştı.

Firma, tartışmalara konu olan iddialar hakkında talep edilen İsviçre kaynaklı analiz sonucunun taraflarına ulaştığını açıkladı.



Firma tarafından analiz kaynaklarına ilişkin yapılan yazılı açıklamada, "Maden suyumuzun değerleri Avrupa Birliği mineralli su kriterlerine ve Türkiye Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik limitlerine uygundur. Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre'de yaşanan bu durum Avrupa Birliği ve İsviçre mevzuatının farklılığından kaynaklanmaktadır. Doğal maden suyumuz, Sağlık Bakanlığı ve Ankara İl Sağlık Müdürlüğü denetiminde olup üretim sıklığı ile orantılı olarak düzenli bir şekilde denetlenip, analiz edilmektedir. Yer altında doğal olarak oluşan maden suyumuz tam 68 yıldır aynı kaynaktan, el değmeden şişelenmekte ve bütün ülkelere aynı içerikte ürün gönderilmektedir" ifadelerine yer verildi.

İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Erzincan'ın İliç ilçesinde maden sahasında meydana gelen heyelanda toprak altında kalan 9 işçiden birinin daha naaşına ulaşıldığını bildirdi

19.04.2024 12:15:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:19:14
AA
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Bayraktar, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, maden sahasındaki arama çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.

Kazanın gerçekleştiği 13 Şubat'tan bu yana arama çalışmalarının aralıksız devam ettiğini anımsatan Bayraktar, "Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelanda ilk günden bu yana aralıksız olarak devam eden arama çalışmaları neticesinde bu sabah bir işçi kardeşimize daha ulaştık. Kardeşimize Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Tüm canlarımıza ulaşana kadar yoğun çalışmalarımıza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bayraktar, 5 Nisan'da da İliç'te maden ocağında toprak altında kalan bir işçinin naaşına ulaşıldığını bildirmişti.

Cenaze Adnan Keklik'e ait

Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, AA muhabirine, Sabırlı Deresi bölgesinde ulaşılan cenazenin Adnan Keklik'e ait olduğunu belirterek, aileye başsağlığı diledi.

Aydoğdu, bölgedeki çalışmaların aralıksız sürdüğünü ifade etti.

Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kaymasında 9 kişi kaybolmuş ve 5 Nisan'da işçilerden Uğur Yıldız'ın cenazesine ulaşılmıştı. 

Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye

İstanbul merkezli 6 ilde düzenlenen ve Dilan Polat ile eşi Engin Polat'ın da tutuklandığı soruşturma kapsamında, 16 şüphelinin "vergi usul kanuna muhalefet" suçundan tahliyesine karar verildi

19.04.2024 12:08:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:14:38
AA
Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Dilan ve eşi Engin Polat'ın soruşturması şüphelilerine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca, Engin Polat ve Dilan Polat'ın aralarında olduğu 16 şüpheli hakkında "Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, Vergi Usul Kanunu ile Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi kanunlarına muhalefet" ile "suç örgütü kurma ve üye olma" suçlarından yürütülen soruşturma sürüyor.

Soruşturma kapsamında, aylık tutukluluk incelemesi yapan sulh ceza hakimliği, 16 şüphelinin "vergi usul kanununa muhalefet" suçundan tahliyesine karar verdi.

Hakimlik, şüphelilerin "suç örgütü kurma ve üye olma", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" ve "Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet" suçlarından ise tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.

Ne olmuştu?

İstanbul merkezli 6 ilde 1 Kasım'da ve devamında düzenlenen operasyonlarda, Dilan Polat ve eşi Engin Polat'ın da aralarında bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.

Soruşturma kapsamında daha önce şirketlerinde yapılan aramalarda dijital materyal ve defterlere el konulan Polat çiftinin de yer aldığı şüphelilerle ilgili MASAK ön inceleme raporu hazırlanmış, raporda tasfiye halindeki 3 firmadan aile bireylerine ait şirketlere sözde ticaret karşılığında sahte fatura kesilmesi yöntemiyle 200 milyon lira para girişi olduğu belirlenmişti.

Paranın yine aile bireylerine ait şirketler arasında transfer edildiği, son aşamada ise Engin Polat'ın sahibi olduğu Milda Gayrimenkul isimli firmada toplanarak gayrimenkul ve çok sayıda araç alındığının tespitinin ardından İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilerin kimliklerini belirlemiş, İstanbul merkezli Ankara, Yalova, Ordu, Kırklareli ve Manisa'da 43 adrese eş zamanlı operasyon düzenlemişti.

Soruşturma kapsamında çalışmalarını sürdüren ekipler, Dilan ve Engin Polat'a ait bir medikal şirketin Ankara'da başka bir firmaya isim hakkını verdiğini, bu firmanın hesabındaki 1 milyon 800 bin liranın da ortakların kişisel hesaplarına aktarılmaya çalışıldığını tespit etmişti.

Dilan Polat, Engin Polat ve Sıla Doğu'nun da aralarında bulunduğu şüphelilerden 16'sı tutuklanmıştı.

Hakimlik, 27 şirkete kayyum atanmasına hükmetmişti.

Soruşturma kapsamında, Dilan Polat'ın 2019'da "şampiyonlar ligi" adıyla sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğrafta yer alan bazı kişiler kimlikleri tespit edilip soruşturmaya dahil edilmiş, savcılık, sosyal medya fenomeni olan bu kişiler hakkında yurt dışına çıkış yasağı getirilmesini talep etmişti.

Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliği, sosyal medya fenomenleri Eylül Öztürk Özkan, Feyzanur Başar, İleyda Topal, İlke Ela Göz, Kadir Yiğit, Mervenur Korkut, Muhammet Oğuz Başar, Murat Yiğit, Nurgül Yiğit, Tolunay Topal, Tuğba Demirhan, Yavuz Selim Korkut, Habip Özsefil, Huri Özsefil ve Özge Duman'a yurt dışına çıkış yasağı getirmişti. 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.