Bakalım ki fırtına ne diyor bu işe?
'İmar affı, imar barışı' diyerek, inşaatta asgari şartları dahi yerine getirmeden yapılmış olan yüz binlerce bina sahibinden hatırı sayılır miktarda paralar topladınız.
'Asgari şartları dahi yerine getirmeden yaptığınız binalarınız-evleriniz için şu kadar para getirin, binaları dikerken yaptığınız ihmalkarlıkları, yanlışları ve kusurları affedelim' dediniz de bakalım bu işinize fırtına ne diyor?
Sizin affettiğiniz hataları, kusurları ve eksikleri fırtınanın affetmediğini şimdiye kadar çok örneklerini gördüğümüz gibi geçtiğimiz Pazar günü bir kez daha yaşayarak gördük, nice korku dolu saatler geçirdik ve nice canlar kaybettik.
Fırtınanın yol açtığı maddi kayıpların ise haddi-hesabı yok.
İstanbul başta olmak üzere birçok vilayetimizde şiddetli fırtına görünüşte çok da ihtişamlı nice binaların çatılarını, duvar kaplamalarını adeta sararmış çınar yaprakları gibi saçtı-savurdu.
Bir beldede, bir bölgede fırtınaların çıkması, kasırgaların ve hortumların oluşması elbette doğal afet olarak kabul edilir ama, binaların çatılarının uçması, cadde ve sokaklara yayılması, onlarca, yüzlerce aracı adeta pestil gibi ezmesi ve can kayıplarına sebep olması kesinlikle doğal afet olarak kabul edilemez.
Elimizle yaptıklarımızın ya da yapmamız gerektiği halde yapmadıklarımızın kötü neticeleridir yaşadıklarımız.
'İmar affı' diyerek sizin affettiğiniz ve karşılığında çuval işi para topladığınız hata ve kusurları, yanlış ve eksikleri fırtına affetmedi, es geçmedi o kadar.
Her işin, her mesleğin ve her sektörün kendine has kaide ve kuralları vardır, ve siz o kurallara uymadığınız zaman hiç beklemediğiniz anda ve beklemediğiniz şiddette kayıplara, zarar ve ziyanlara hazır olmalısınız.
Yirmi yıldan beri tarımda kurallara uyulmadı, sanayide kaideler dikkate alınmadı, sanayi ve ticarette usulünce hareket edilmedi, savurganlıktan bir türlü vaz geçilmedi ve işte şimdi hayatın her alanında tarif edemediğimiz, adını bile koyamadığımız fırtınalara ve kasırgalara maruz kaldık.
Çeyrek asırdan beri ülkeyi yönetenlerin ciddi yanlışları, ciddi ihmalleri, yarınları düşünmeyen umursamaz tavırları, yol verdikleri bin bir çeşit yolsuzlukları şimdilerde yoksulluk olarak, zam yağmuru olarak tepemizden aşağı yağmaya başladı.
'İmar affını' fırtına nasıl affetmedi ve kendi kurallarını uyguladı ise, yıllardan beridir sürdürülen yanlışları, hata ve kusurları, ihmalleri ve yolsuzlukları da hayatın gerçekleri affetmedi ve işte bir felaket olarak önümüze koydu.
Görüldüğü üzere 'imar affınızı' fırtınalar asla affetmiyor.
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024