Bu köşede genelde dış politika ve dış dünya konusunda yazılar kaleme aldık bugüne kadar. Bugünkü konumuz ise ekonomi daha doğrusu uzunca bir süredir Türk ekonomisine hükmeden IMF.
Zaten Türkiye'de herşeye yurtdışından karışılmaya başlanmış olması artık her meseleyi dış politika açısından da değerlendirmeyi zorunlu kılıyor.
Türkiye'de devletin vatandaşına nasıl muamele edeceğine Avrupa Birliği, ekonominin nasıl yöneticileğine IMF, Türkiye'nin dış politikasına ABD karar vermeye başladı.
İşte Türkiye'nin en azından ekonomik açıdan bağımsızlığından ne kadar büyük tavizler vermiş olduğunun bir göstergesi.
Hafta içinde IMF birinci başkan yardımcısı Anne Kueger Türkiye'ye gelerek temaslarda bulundu. Önce İstanbul'da TÜSİAD'la görüşen Anna Krueger ABD'nin Irak savaşı için adeta lobi yaptı. Krueger TÜSİAD üyelerine Irak savaşı nedeniyle bir yardım paketi daha doğru ifadeyle bir kredi paketi hazırlanabileceği mesajı verdi
Krueger Ankara'da hükümet yetkilileriyle yaptığı temaslarda ise 'kredi dilimlerinin serbest bırakılmasını istiyorsanız isteklerimizi yerine getirin' dedi.
Hükümetin ya da Krueger ile görüşen hükümet temsilcilerinin açıklamaları ise IMF ile aramızda sorun yok oldu. Bu şu anlama geliyor. IMF'nin her isteği harfiyyen yerine getirilecek.
Peki ne istemiş Anne Krueger?
Krueger'ın özelleştirmelerin hızlandırılmasını, kamuda çalışanlardan bir kısmının daha işzizler ordusuna dahil edilmesini ve yeni vergiler konulmasını isteyeceği daha gelmeden biliniyordu
Krueger kimseyi şaşırtmadı. 25 bin kamu çalışanın işinden edilmesini istedi öncelikle.
Özelleştirme konusunda ise hükümet kaynak bulabilmek için hızlı davranmış ve IMKB ve Milli Piyango idaresine kadar özelleştirilecek kuruluşların listesini yapmıştı.
Krueger'ın bu konudaki sözleri ise oldukça dikkat çekici.
Hükümetin özelleştirme planını değerlendiren IMF'nin ikinci ismi 'bari çarçur etmeyin de borçlarınıza harcayın' dedi hükümetin özelleştirmeden beklediği 4 milyar dolar için
Yani dar gelirli memurun, işçinin, emeklinin maaşına zam yapmak IMF'nin gözünde parayı çarçur etmek demek. IMF'ye göre parayı değerlendirmenin yolu ise borç faizleri ödemek.
Bu olay hükümetler IMF ile çalıştığı müddetçe, halkın hep acı çekeceğinin, fakirleşeceğinin, işsiz kalacağının, ekonominin hep kötüye gideceğinin göstergesi.
Başka söze gerek var mı?
Zaten Türkiye'de herşeye yurtdışından karışılmaya başlanmış olması artık her meseleyi dış politika açısından da değerlendirmeyi zorunlu kılıyor.
Türkiye'de devletin vatandaşına nasıl muamele edeceğine Avrupa Birliği, ekonominin nasıl yöneticileğine IMF, Türkiye'nin dış politikasına ABD karar vermeye başladı.
İşte Türkiye'nin en azından ekonomik açıdan bağımsızlığından ne kadar büyük tavizler vermiş olduğunun bir göstergesi.
Hafta içinde IMF birinci başkan yardımcısı Anne Kueger Türkiye'ye gelerek temaslarda bulundu. Önce İstanbul'da TÜSİAD'la görüşen Anna Krueger ABD'nin Irak savaşı için adeta lobi yaptı. Krueger TÜSİAD üyelerine Irak savaşı nedeniyle bir yardım paketi daha doğru ifadeyle bir kredi paketi hazırlanabileceği mesajı verdi
Krueger Ankara'da hükümet yetkilileriyle yaptığı temaslarda ise 'kredi dilimlerinin serbest bırakılmasını istiyorsanız isteklerimizi yerine getirin' dedi.
Hükümetin ya da Krueger ile görüşen hükümet temsilcilerinin açıklamaları ise IMF ile aramızda sorun yok oldu. Bu şu anlama geliyor. IMF'nin her isteği harfiyyen yerine getirilecek.
Peki ne istemiş Anne Krueger?
Krueger'ın özelleştirmelerin hızlandırılmasını, kamuda çalışanlardan bir kısmının daha işzizler ordusuna dahil edilmesini ve yeni vergiler konulmasını isteyeceği daha gelmeden biliniyordu
Krueger kimseyi şaşırtmadı. 25 bin kamu çalışanın işinden edilmesini istedi öncelikle.
Özelleştirme konusunda ise hükümet kaynak bulabilmek için hızlı davranmış ve IMKB ve Milli Piyango idaresine kadar özelleştirilecek kuruluşların listesini yapmıştı.
Krueger'ın bu konudaki sözleri ise oldukça dikkat çekici.
Hükümetin özelleştirme planını değerlendiren IMF'nin ikinci ismi 'bari çarçur etmeyin de borçlarınıza harcayın' dedi hükümetin özelleştirmeden beklediği 4 milyar dolar için
Yani dar gelirli memurun, işçinin, emeklinin maaşına zam yapmak IMF'nin gözünde parayı çarçur etmek demek. IMF'ye göre parayı değerlendirmenin yolu ise borç faizleri ödemek.
Bu olay hükümetler IMF ile çalıştığı müddetçe, halkın hep acı çekeceğinin, fakirleşeceğinin, işsiz kalacağının, ekonominin hep kötüye gideceğinin göstergesi.
Başka söze gerek var mı?
Murat Gülen / diğer yazıları
- Wolfowitz kime mesaj verdi? / 11.05.2003
- Cevaplanmayı bekleyen sorular / 03.05.2003
- Savaş yeni başlıyor / 01.05.2003
- Pazarlık aldatmacası / 22.02.2003
- NATO'da krizin nedeni ABD / 15.02.2003
- Dünya ikna olmadı / 07.02.2003
- IMF: Paranızı borca harcayın / 19.01.2003
- NATO'yu kimin için çağırdılar? / 18.01.2003
- Çifte standart / 17.01.2003
- Annan Planı etrafında koparılan fırtına / 16.01.2003
- Cevaplanmayı bekleyen sorular / 03.05.2003
- Savaş yeni başlıyor / 01.05.2003
- Pazarlık aldatmacası / 22.02.2003
- NATO'da krizin nedeni ABD / 15.02.2003
- Dünya ikna olmadı / 07.02.2003
- IMF: Paranızı borca harcayın / 19.01.2003
- NATO'yu kimin için çağırdılar? / 18.01.2003
- Çifte standart / 17.01.2003
- Annan Planı etrafında koparılan fırtına / 16.01.2003