Bu yazımda gündeme Pensilvanya-İmralı hattından bakacağım.
Zira gelinen nokta, bu iki odak arasındaki derin diyaloğu, muhabbeti de ortaya çıkardı.
Terör örgütü ile pazarlığın yavaş yavaş ayyuka çıktığı anda devre yapan Pensilvanyalı hocaefendi, Türk halkını ikna etme görevi üstlenmiş ve Apo ile yapılan müzakereleri kastederek "el de öpülür, etek de" demişti.
Beyfendinin hayali kısa sürede gerçek oldu.
Hükümetimiz "biz PKK ile pazarlık yapmayız" efelenmeleri eşliğinde PKK ile pazarlığın dibine vurdu.
Tam da Pensilvanya'nın istediği gibi neredeyse el de öpüldü etek de.
40 bin kişinin katilinden bir halk kahramanı çıkarılmasını, İslam'a hakaret üstüne hakaret etmiş birinin dindar ilan edilmesini başka nasıl izah edebilirsiniz?
Tabi Apo kendisine Pensilvanya'dan uzanan dostluk elini hava bırakmadı.
Elini eteğini öpme icazeti veren şahsa iade-i mesajda bulundu.
BDP milletvekili S. Süreyya Önder, Apo'nun kendilerine şöyle söylediğini aktardı; "Bütün Ortadoğu'daki demokratik bir siyaset ve barış için birlikte çalışabiliriz. Fethullah Gülen'e selamlarımı söyleyin. Onu en iyi anlayan benim."
***
Bu ikilinin çok ilginç ortak yönleri var, yolları Vatikan ve ABD'de kesişiyor.
Öcalan basına sızdırılan İmralı tunaklarında şu dikkat çekici iddia da bulunuyor: "Cemaatin merkezi ABD'dir. Benim buraya alınmamla birlikte Fethullah da ABD'ye alındı."
***
Ve Vatikan... Her ikisi de Vatikan'a olan derin muhabbetini mektuplarla dile getiriyor.
İşte örnekler:
M. Fethullah Gulen / Rabb'in aciz kulu / 9 Subat 1998:
"Papa 6. Paul Cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog İcin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle, bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazi yardımlarimizi sunmak için size geldik."
Terörist başı Öcalan / Kasım 1998:
"Yaşadığım yerlerde Hıristiyanların hamisi oldum. Vatikan'ın koruması olmadan sürekli bir barışa ulaşmak mümkün değildir. İşte bunun için Avrupa'nın kapısını çalmaya geldim. Şimdiden güçlerimizi birleştirerek, bu kapıyı açmayı başarabileceğiz ve mazlum toplumların acılarına son verebileceğiz."
Şimdi her iki mektubun yazılış yılının 1998 olması ne kadar enteresan değil mi? Bu arada hemen belirtelim her iki mektubun kaynağı da Zaman gazetesi.
Nasıl ama... Vatikan ve ABD'de birleşen yollar...
Peki bu kadar mı?
Değil elbette!
Alın size İmralı-Pensilvanya hattının pişti olduğu bir konu daha:
Onursal başkanlığını Gülen'in yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın Abant Platformu toplantısında (Şubat 2013) yeni anayasa konuşuldu. Toplantının sonuç bildirisinde şu ifade yer aldı: "Hiçbir resmi belgede, Türk vatandaşlığının sosyolojik bir tanımı olmamalıdır. Bunun yerine, sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kavramı üzerine odaklanılmalıdır."
Şimdi sormak istiyorum. Bu konuda PKK ve Öcalan bundan farklı bir şey mi söylüyor?
Elbetteki hayır!
***
Bir de Suriye meselesi var.
Bildiğiniz gibi Gülen'e yakın medya Suriye'de ABD ve İsrail ile aynı eksende bir yayın politikası izliyor.
Terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD de Esad'a karşı mücadele veriyor. PYD'nin amacı Suriye'nin kuzeyini koparıp K. Irak benzeri bir yönetim kurmak.
Bu da etti mi size yeni bir ortak nokta.
***
Ve İmralı- Pensilvanya arasındaki ortak noktaya dikkat çekici bir örnek daha:
Terörist başı Öcalan Diyarbakır'da okunan mesajında "Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed'in mesajlarındaki hakikatler, bugün yeni müjdelerle hayata geçiyor, insanoğlu kaybettiklerini geri kazanmaya çalışıyor" diyor.
Bu çok açık bir Dinlearası Diyalog mesajı.
Kaynağı Vatikan olan bu projenin Türkiye'de bayraktarlığını hocaefendi ve ekibi yapıyor.
Bugünlerde ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin de temel argümanlarından olan dinlerarası diyaloğun amacı bizzat Vatikan tarafından "Hıristiyanlığı yaymak" olarak açıklanmıştı.
***
Neyse... Verdiğimiz örnekleri detaylandırabilir, yeni yeni örnekler verebiliriz, bu kadarı yeterli.
Peki bu yazıdan çıkan sonuç ne? Yukarıda verdiğimiz örnekleri bir kez daha gözden geçirin ve yazının final cümlesini siz yazın!
Saygılar...
Zira gelinen nokta, bu iki odak arasındaki derin diyaloğu, muhabbeti de ortaya çıkardı.
Terör örgütü ile pazarlığın yavaş yavaş ayyuka çıktığı anda devre yapan Pensilvanyalı hocaefendi, Türk halkını ikna etme görevi üstlenmiş ve Apo ile yapılan müzakereleri kastederek "el de öpülür, etek de" demişti.
Beyfendinin hayali kısa sürede gerçek oldu.
Hükümetimiz "biz PKK ile pazarlık yapmayız" efelenmeleri eşliğinde PKK ile pazarlığın dibine vurdu.
Tam da Pensilvanya'nın istediği gibi neredeyse el de öpüldü etek de.
40 bin kişinin katilinden bir halk kahramanı çıkarılmasını, İslam'a hakaret üstüne hakaret etmiş birinin dindar ilan edilmesini başka nasıl izah edebilirsiniz?
Tabi Apo kendisine Pensilvanya'dan uzanan dostluk elini hava bırakmadı.
Elini eteğini öpme icazeti veren şahsa iade-i mesajda bulundu.
BDP milletvekili S. Süreyya Önder, Apo'nun kendilerine şöyle söylediğini aktardı; "Bütün Ortadoğu'daki demokratik bir siyaset ve barış için birlikte çalışabiliriz. Fethullah Gülen'e selamlarımı söyleyin. Onu en iyi anlayan benim."
***
Bu ikilinin çok ilginç ortak yönleri var, yolları Vatikan ve ABD'de kesişiyor.
Öcalan basına sızdırılan İmralı tunaklarında şu dikkat çekici iddia da bulunuyor: "Cemaatin merkezi ABD'dir. Benim buraya alınmamla birlikte Fethullah da ABD'ye alındı."
***
Ve Vatikan... Her ikisi de Vatikan'a olan derin muhabbetini mektuplarla dile getiriyor.
İşte örnekler:
M. Fethullah Gulen / Rabb'in aciz kulu / 9 Subat 1998:
"Papa 6. Paul Cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog İcin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle, bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazi yardımlarimizi sunmak için size geldik."
Terörist başı Öcalan / Kasım 1998:
"Yaşadığım yerlerde Hıristiyanların hamisi oldum. Vatikan'ın koruması olmadan sürekli bir barışa ulaşmak mümkün değildir. İşte bunun için Avrupa'nın kapısını çalmaya geldim. Şimdiden güçlerimizi birleştirerek, bu kapıyı açmayı başarabileceğiz ve mazlum toplumların acılarına son verebileceğiz."
Şimdi her iki mektubun yazılış yılının 1998 olması ne kadar enteresan değil mi? Bu arada hemen belirtelim her iki mektubun kaynağı da Zaman gazetesi.
Nasıl ama... Vatikan ve ABD'de birleşen yollar...
Peki bu kadar mı?
Değil elbette!
Alın size İmralı-Pensilvanya hattının pişti olduğu bir konu daha:
Onursal başkanlığını Gülen'in yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın Abant Platformu toplantısında (Şubat 2013) yeni anayasa konuşuldu. Toplantının sonuç bildirisinde şu ifade yer aldı: "Hiçbir resmi belgede, Türk vatandaşlığının sosyolojik bir tanımı olmamalıdır. Bunun yerine, sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kavramı üzerine odaklanılmalıdır."
Şimdi sormak istiyorum. Bu konuda PKK ve Öcalan bundan farklı bir şey mi söylüyor?
Elbetteki hayır!
***
Bir de Suriye meselesi var.
Bildiğiniz gibi Gülen'e yakın medya Suriye'de ABD ve İsrail ile aynı eksende bir yayın politikası izliyor.
Terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD de Esad'a karşı mücadele veriyor. PYD'nin amacı Suriye'nin kuzeyini koparıp K. Irak benzeri bir yönetim kurmak.
Bu da etti mi size yeni bir ortak nokta.
***
Ve İmralı- Pensilvanya arasındaki ortak noktaya dikkat çekici bir örnek daha:
Terörist başı Öcalan Diyarbakır'da okunan mesajında "Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Muhammed'in mesajlarındaki hakikatler, bugün yeni müjdelerle hayata geçiyor, insanoğlu kaybettiklerini geri kazanmaya çalışıyor" diyor.
Bu çok açık bir Dinlearası Diyalog mesajı.
Kaynağı Vatikan olan bu projenin Türkiye'de bayraktarlığını hocaefendi ve ekibi yapıyor.
Bugünlerde ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin de temel argümanlarından olan dinlerarası diyaloğun amacı bizzat Vatikan tarafından "Hıristiyanlığı yaymak" olarak açıklanmıştı.
***
Neyse... Verdiğimiz örnekleri detaylandırabilir, yeni yeni örnekler verebiliriz, bu kadarı yeterli.
Peki bu yazıdan çıkan sonuç ne? Yukarıda verdiğimiz örnekleri bir kez daha gözden geçirin ve yazının final cümlesini siz yazın!
Saygılar...
Bayram Coşkun / diğer yazıları
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021