Onbir ayın sultanı adım adım, ağır ağır ilerliyor.
Onbir ayın sultanına 'merhaba' makamında, hoş geldin makamında yazdığımız güzellemeler yerini yavaş yavaş 'elveda' makamında hüzünlü yazılara bırakmak üzere.
Diyeceğim o ki; sayılı gün çabuk bitiyor, daha dün gibi yakın bir zamanda 'Ramazana kaç gün var' diye sorup-soruştuyorduk, işte günler geçti, geceler tükendi şimdi de 'Bayrama kaç gün var' demeye başladık.
Onbir ayın sultanı yol hazırlıklarına başladı bile.
Geçen günlerde neler yaptık, bu eşsiz fırsat iklimini nasıl değerlendirdik, bu infak ikliminde ne kadar infak ettik, bu Kur'an ayında hayat kitabımızla ne kadar haşir-neşir olduk, okunmamış, açılmamış mesajlarından kaçını daha okuyup anlamaya çalıştık?
Bütün bu ve benzeri soruları özbeöz kendi nefsimize soralım ve cevaplamaya çalışalım.
İşin daha da önemlisi onbir ayın sultanından kalan günleri nasıl değerlendireceğimizdir.
Kur'an ayını vesile edinerek, eşsiz bir fırsat bilerek okuduğumuz her sayfada neredeyse bir ya da birkaç "infak" ayeti ile karşılaşıyoruz.
"İnfak" ayetlerini sadece telaffuz etmek, harflerin hakkını vererek okumak elbette ki yeterli değildir ve bizden asıl istenen de bu değildir, asıl istenen bu ayetlerin emirlerini bizzat icra etmek, hayata geçirmektir.
Ku'an okumada olduğu gibi, infak etme hususunda da onbir sultanından bir adım önde gitmeye ne dersiniz?
"Size verilen herhangi bir şey, sadece dünya hayatının bir geçimliğidir. Allah katında olan; inanıp Rablerine güvenen, büyük günahlardan ve hayâsızlıklardan çekinen, öfkelendiklerinde bile bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namaz kılanlar için daha iyi ve daha süreklidir. Onların işleri aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da sarfederler." (Şura: 36-38).
"Ey inananlar! Hahamlar ve rahiplerin çoğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler. Allah yolundan alıkoyarlar. Altın ve gümüşü biriktirip Allah yolunda sarf etmeyenlere can yakıcı bir azabı müjdele.
Bunlar cehennem ateşinde kızdırıldığı gün, alınları, böğürleri ve sırtları onlarla dağlanacak, 'Bu, kendiniz için biriktirdiğinizdir; biriktirdiğinizi tadın' denecek." (Tevbe: 35-36).
"Mallarının bir kısmını, kendilerini temizleyip arıtacak sadaka olarak al, onlara dua et; senin duan onlar için bir güvendir. Allah işitir ve bilir.
Allah'ın, kullarının tevbesini kabul ettiğini, sadakalar aldığını, Allah'ın tevbeleri kabul ve merhamet eden olduğunu bilmiyorlar mı?" (Tevbe: 103-104).
Ey Allah'ın kulları! Allah'ın kolu olup O'nun mazlum, yetim, yoksul ve yardım bekleyen kullarına uzanmak için acele ediniz, infak mevsimi geçiyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024
- Soykırımı sonlandıramadı Ramazan / 18.03.2024
- Nice ayıplara şahit oldu Ramazan / 17.03.2024
- Tüm insanlığa açık bir beyandır Ramazan / 16.03.2024
- Dert çok hemdert yok ise işte Ramazan / 15.03.2024
- Her anımıza dolsa Ramazan / 14.03.2024
- Hak’tan bize fermandır Ramazan / 13.03.2024
- Bütün düğümleri çözer Ramazan / 12.03.2024
- Müjdelerle kapımızı çalsa Ramazan / 11.03.2024
- İz bırakanlar ve is bırakanlar / 10.03.2024