İnme Hayatı Kökünden Değiştiriyor
Bir sabah kahvesi, bir yürüyüş ya da sıradan bir sohbet… Hayatın akışı içinde fark edilmeyen bir anda, bedenin bir yarısı hareketsiz kalabilir, kelimeler boğazda düğümlenebilir
07.09.2025 16:27:00
Ahmet Turan Yiğit
Ahmet Turan Yiğit





Bir sabah kahvesi, bir yürüyüş ya da sıradan bir sohbet… Hayatın akışı içinde fark edilmeyen bir anda, bedenin bir yarısı hareketsiz kalabilir, kelimeler boğazda düğümlenebilir. İnme, bu kadar ani ve sarsıcıdır. Beyne giden kan akışının kesilmesiyle oluşan bu durum, saniyeler içinde bireyin yaşamını altüst edebilir.
İnme geçiren bir kişi çoğu zaman yüzünde asimetri, kolunda güçsüzlük ya da konuşmasında bozulma gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu belirtiler, çoğu zaman çevresindekiler tarafından fark edilir. Ancak fark edilse bile, müdahale süresi hayati önem taşır. İlk birkaç saat içinde yapılacak tıbbi müdahale, kalıcı hasarların önüne geçebilirken, gecikmeler felç, hafıza kaybı ve hatta ölümle sonuçlanabilir.
Türkiye'de her yıl binlerce kişi inme nedeniyle hastaneye kaldırılıyor. Bu vakaların büyük bir kısmı, belirtilerin geç fark edilmesi ya da acil müdahalenin gecikmesi nedeniyle kalıcı sakatlıkla sonuçlanıyor. Oysa ki toplumda bu belirtiler hakkında daha fazla farkındalık yaratılması, hayat kurtarabilir.
İnme riskini artıran faktörler arasında yüksek tansiyon, diyabet, sigara kullanımı ve hareketsiz yaşam tarzı yer alıyor. Bu nedenle düzenli sağlık kontrolleri, dengeli beslenme ve fiziksel aktivite, inme riskini azaltmak için kritik öneme sahip. Ayrıca, inme belirtilerini tanımak ve acil yardım çağırmak, sadece bireyin değil, çevresindekilerin de sorumluluğu haline gelmeli.
Unutulmamalı ki, inme bir kader değil. Bilinçli toplum, hızlı müdahale ve önleyici sağlık alışkanlıklarıyla bu sessiz tehlike kontrol altına alınabilir.
İnme geçiren bir kişi çoğu zaman yüzünde asimetri, kolunda güçsüzlük ya da konuşmasında bozulma gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu belirtiler, çoğu zaman çevresindekiler tarafından fark edilir. Ancak fark edilse bile, müdahale süresi hayati önem taşır. İlk birkaç saat içinde yapılacak tıbbi müdahale, kalıcı hasarların önüne geçebilirken, gecikmeler felç, hafıza kaybı ve hatta ölümle sonuçlanabilir.
Türkiye'de her yıl binlerce kişi inme nedeniyle hastaneye kaldırılıyor. Bu vakaların büyük bir kısmı, belirtilerin geç fark edilmesi ya da acil müdahalenin gecikmesi nedeniyle kalıcı sakatlıkla sonuçlanıyor. Oysa ki toplumda bu belirtiler hakkında daha fazla farkındalık yaratılması, hayat kurtarabilir.
İnme riskini artıran faktörler arasında yüksek tansiyon, diyabet, sigara kullanımı ve hareketsiz yaşam tarzı yer alıyor. Bu nedenle düzenli sağlık kontrolleri, dengeli beslenme ve fiziksel aktivite, inme riskini azaltmak için kritik öneme sahip. Ayrıca, inme belirtilerini tanımak ve acil yardım çağırmak, sadece bireyin değil, çevresindekilerin de sorumluluğu haline gelmeli.
Unutulmamalı ki, inme bir kader değil. Bilinçli toplum, hızlı müdahale ve önleyici sağlık alışkanlıklarıyla bu sessiz tehlike kontrol altına alınabilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.