İçinden geçtiğimiz zaman dilimi, her gün değişmekte olan gündem, toplumsal hayatımızı ve bireysel hayatımızı birebir etkileyen baş döndürücü gelişmeler, bir gerçeği daha iyice belirginleştirdi; yaşadıklarına tanıklık etmekten hızla uzaklaşan kitleler oluştu.
Toplumsal baskılar, mahalle baskıları insanları o hale getirdi ki, bizzat yaşadıkları, bizzat şahit oldukları, en yakınlarından dinledikleri yanlışları, haksızlıkları ve ıstırapları dile getirmekten kaçınıyorlar.
Günden güne yaşadıklarına tanıklık etmekten kaçınan insanlar çoğaldıkça, kitlelere dönüştükçe, yalancılara, talancılara, vurgun ve soygunculara da istedikleri genişlikte alanlar açılmış oluyor, açılan meydanda rahat rahat at koşturuyorlar.
Yanlış yapanlar, haksızlık yapanlar, tüyü bitmemiş yetimlerin haklarını bin bir hile ile gasp edip servet biriktirenler, bu sessiz ve eleştirisiz ortamdan yararlanarak işledikleri cürümlere yenilerini ekliyorlar.
Yanlışı, yalanı, talanı ve her çeşit haksızlığı alışkanlık haline getirmiş olanlar, başlangıçta belki, utanarak ve sıkılarak bu cürümleri işledikleri halde, bir eleştiri, bir şikayet, bir surat asma, bir kaş çatma ile karşılaşmayınca zamanla yaptıklarını normal görmeye başlıyorlar.
Yürümekte olan yanlışlıkların, haksızlıklar ve hukuksuzlukların, vurgun ve soygunların günden güne yayılıp artması da, günden güne azalıp yok olması da toplumun vereceği tepkilere bağlı.
Son zamanlarda, özellikle yönetim katından ve her hal ve şartta yönetimi savunmak zorunda hisseden çevrelerden öyle sözler duyuyoruz, öyle davranışlara şahit oluyoruz ki, "kürkü ters çevirip giymek" tabiri onların yanında hafif kalıyor.
Çağın tanığı olmaları bir tarafa, gerçekleri tersyüz etmede adeta yarışıyorlar, milyonların gözüne bakarak pireye deve, deveye pire demekte hiçbir sakınca görmüyorlar.
Hatırlatmak isteriz ki, bugün her zamankinden daha fazla sözleriniz ve davranışlarınız kayıt altına alınıyor, dolayısıyla milyonların hafızasına kazınıyor.
Dosdoğru tanıklıklarınız da, saklayıp saptırdıklarınız da günün birinde önünüze konacaktır.
Yazımızın sonunda, önce nefsimize sonra da sesimizin ulaştığı her insana Nisa suresinin 135. ayetini bir kez daha hatırlatmak isteriz:
"Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutunuz; kendiniz, anne babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa, Allah için şahitlik eden kimseler olunuz. Haklarında şahitlik ettikleriniz zengin olsunlar, fakir olsunlar, Allah onlara sizden daha yakındır. İğreti arzularınıza uyup adaletten sapmayınız. Eğer şahitlik ederken dilinizi eğip bükerseniz ya da doğruyu söylemezseniz, muhakkak ki Allah yaptıklarınızı bilir."(Nisa: 135)
- Ey dünya! Elini çabuk tut / 21.08.2025
- Kârlı ihanetler! / 20.08.2025
- Soykırımcı İsrail Azerbaycan’ın neyi oluyor? / 17.08.2025
- Dünya yansa bir bağ otu yanmayanlar / 16.08.2025
- İnsanlık ölüyor ölmüş insanlık / 14.08.2025
- İnsan olan insana bunu yapar mı? / 13.08.2025
- Veyl olsun zulme meyledenlere / 12.08.2025
- ‘Alamet’ yolcularına CHP de karıştı / 03.08.2025
- Havuz delik deşik dolmasını bekliyoruz / 01.08.2025