Dün yüzeyselde olsa insan için, devlet için, gelecek için eğitimin özellikle milli eğitimin önem ve gerekliliğinden biraz bahsettik. Olması gerekenle, olduğumuz yer arasındaki mesafe maalesef çok uzak. 9 yıllık iktidar her alanda olduğu gibi insan eğitiminde de milleti çıkmazlara götürmüştür. Dedik ya referansını milliyetinden, maneviyatından almak yerine Batıdan, Vatikan'dan, ABD'den ısmarlamış bir iktidar var karşımızda. Maalesef halkımız çok şeyini yitirdi bu icraatlarla. Aşağıda birkaç başlıkla sıralayacağım örnekler bunun kanıtıdır.Bakın AKP 2002 yılında önce seçim beyannamesinde şöyle diyordu; "Eğitimin her kademesinde imkan ve fırsat eşitliği sağlanacak, herkese kabiliyeti ölçüsünde alabileceği maksimum eğitim hizmeti sunulacaktır. Eğitim hakkının kullanılmasının önündeki engeller kaldırılacak, eğitim hayat boyu sürecek bir süreç olarak kabul ve teşvik edilerek, kademeler arasında yatay ve dikey geçiş imkânları sağlanacaktır"Peki 2011 için ne diyor; "Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanarak kadınların sosyal hayatın içinde hak ettikleri yere gelmeleri yönündeki kararlılığımız devam edecektir. İlköğretim ve ortaöğretimde tüm kız ve erkek çocukların okula devamını sağlayacağız."Peki bu dokuz yılda ülkeyi petomyalılar mı yönetti? Neden dediklerini yapmadılar. Yapmayacakları şeyi millete neden anlattılar, vaat ettiler. Ve bu millet hala bunun hesabını niçin sormuyor?Eğitim hakkının kullanılmasının önündeki engel kastettikleri, meydanlarda halkı manevi olarak sömürdükleri neydi o zamanlar? Başörtüsü. Şimdi Başbakan ne diyor; "Yani burada bizim bireysel özgürlük anlayışlarımız eğer genel özgürlük anlayışının önüne çıkarsa, herhalde yanlış yaparız diye düşünüyorum. Geneli kucaklamak durumundayız. Ormanı düşünelim, oradaki birkaç ağacı değil. Birkaç ağaç üzerinden hareket edersek yanlış yaparız. Nitekim Türkiye'de yapılan kamuoyu araştırmalarının bu konudaki neticeleri çok açık net ortadadır." Aynı Başbakan yine şöyle diyor başörtüsü konusunda verilen sözleri hatırlatanlara;"Başörtüsü konusunda hiçbir yerde, kimseye söz vermedim. Vaat etmediklerimizi, vaat edilmiş gibi gösteren, provake edenler var."Başörtüsüne sahip çıktığı için AKP'ye oy verenlere bir darbede Mehmet Ali Şahin'den; "Başörtüsünü sorun sayanların sayısı yüzde bir buçuktur. Halk hangi konuların öncelikle çözülmesini istiyorsa biz hükümet olarak bu sorunlara odaklandık. Bizim gündemimizde halkın sadece yüzde 1,5?inin gündeminde olan bir konu öncelikli olarak yoktur. Olması siyaseten de yanlıştır."Şimdi birde uygulanan eğitim programlarından örnek verelim;* Din Kültürü kitaplarına Hz. Musa'nın, Hz. İsa'nın ve Sevgili Peygamberimizin resimleri kondu (2004). Bu ders kitaplarındaki kadın resimlerinde hep başlar açık. Namaz resimlerinde de erkeğin başı takkesiz ( 5.sınıf). Zebur, Tevrat ve İncillerin insanlar tarafından bozulduğu göz ardı edilerek, Allah'ın gönderdiği şekliyle duruyormuş gibi gösteriliyor ve şöyle deniyor : "Bu kitaplar günümüze kadar ulaşmıştır." (6. sınıf Din Kültürü kitabı, s: 98)* Din Kültürü kitabında mezhepler basitleştirilmekte ve "Mezhebin, dinin kendisiyle bir ilgisi yoktur, Müslüman olmak için bir mezhebe bağlanma koşulu aranmaz" deniliyor. (2005'ten beri okutulan 8. sınıf Din Kültürü kitabı, s:89, 90) Bu ifade yumuşak da olsa(!) ilköğretim öğrencisinin kafasını karıştırmaya yetiyor. "Doğruluk bütün dinlerin öğütlediği güzel bir davranıştır." (Aynı kitap, s:103) "Dinlerin öğütlerine uygun davranmaya özen gösterelim." (Aynı kitap, s:105) "Dinler canlıların yaşama hakkına saygılı olunmasını ister." (Aynı kitap, s:112) "Bütün dinler insanlara çalışarak kendi emekleriyle geçinmelerini sağlamalarını öğütler." (S:113)* Sekizinci sınıf Din Kültürü kitabının namaz tarifinde, bayanlar için "başı yarı açık" resim kullanıldı. Aynı kitabın 91. sayfasında cemaatler için: "Bunlar tarikatlar gibi insanların din ve vicdan özgürlüğünü, ulusal birlik ve beraberliğini ortadan kaldıran gruplardır" ifadesi kullanıldı.Bazı köylerde ilköğretim 1. sınıf öğrencilerine dağıtılan okuma-yazma öğreniyorum kitaplarında 13 ve 15. sayfalarında haç işareti bulunan, 3 çocuğun kilisede aldığı eğitimi ve kilise dualarını gösteren fotoğraflar kullanıldı. (MEB-TTKB'nin 12.07.2004 tarih / 115 sayılı onayını taşıyan AB destekli bu kitaplar, ücretsiz dağıtıldı.) Bugünkü Yahudilik ve Hıristiyanlığın da İslâmiyet gibi ilâhî bir din olduğu söyleniyor. (Aynı kitap, s:92-95) Noel'in dinî bir bayram olduğu söyleniyor. (Aynı kitap, s:108)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İç cephe ve terörsüz Türkiye aldatmacası / 06.05.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Erdoğan ‘kuklacıyı’ ne zaman görecek? / 02.05.2025
- 1 Mayıs’ta (bugün) neler olacak / 01.05.2025
- Emek, alın teri eşittir kul hakkıdır / 30.04.2025
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025
- Gazze unutuldu, BOP içinde kim, kiminle dost? / 05.05.2025
- İhtiras ve minnet ile devlet yönetilir mi? / 04.05.2025
- Bantçılar, izah ve mizah / 03.05.2025
- Erdoğan ‘kuklacıyı’ ne zaman görecek? / 02.05.2025
- 1 Mayıs’ta (bugün) neler olacak / 01.05.2025
- Emek, alın teri eşittir kul hakkıdır / 30.04.2025
- Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? / 28.04.2025
- İstanbullular neden sokağa çıkıyor? / 27.04.2025
- Ekonominin kitabını yazdılar / 26.04.2025