Dün, tek yol İslam, diyenler, minareler süngü kubbeler miğfer diye meydanlarda nara atanlar; bugün bütün yollar Roma'ya çıkar, ABD'ye çıkar, AB'ye çıkar, Vatikan'a çıkar diye vaveyla kopartıyorlar. Dün, başta B. Rabbani, G. Hikmetyar olmak üzere Afgan kıyafetli birçok zevatı Anadolu köylerinde dolaştırıp himmet dilenciliği ve güya tebliğ faaliyeti yapanlar, bugün Afganistan'a ve Irak'a musallat olan işgalcilerin kanlı çizmelerini "stratejik ortak" edasıyla cilalayıp duruyorlar.Dün, "İslam'da milliyetçilik yoktur" çığırtkanlığıyla Türk milleti kelimesini dahi dillerine almayanlar, bugün "30'u aşkın etnik unsur"un ve hatta "gayr-ı müslim azınlıklar"ın davasını güdüyorlar!Dün mü samimiydiler, bugün mü samimiler!?Hiçbir zaman... Sadece rüzgara göre yelken açıyor, konjonktür ve üstlendikleri vazifeye göre gömlek değiştiriyor, takke ve külah değiştiriyorlar! Kimler mi?! Bu sual zait? Failler belli, ortakçıları, taşeronları belli! Görünen köy kılavuz istemez!Vaziyet ortada; yeryüzünde ve özellikle İslam coğrafyasında, insanın, Müslüman'ın kıymetini sıfırladılar. İslam'ı ve insanlığı, kirli tezgahlarında öğütüyorlar. Müslümanların kanı, canı ve onuru üzerinden ikbal ve istikbal devşiriyorlar. Müslümanların vatanlarını ve kaynaklarını ecnebilere peşkeş çekerek ikbal ediniyorlar. Böyle bir gidişat hayra alamet olamaz! Gelelim değişmez temel gerçeklere? İnsan, "eşref-i mahlukat"tır, yaratılmışların en şereflisi... Can mukaddestir. Mal mukaddestir. Namus mukaddestir.Haksız yere hiçbir bir insanın, hiçbir Müslüman'ın canına kıyılamaz, malına ve namusuna dokunulamaz? Bu kutsiyet, Yüce Allah'ın yarattığı insana bizzat bahşettiği, dolayısıyla insanoğlunun yaratılışla kazandığı temel değerlerdir.Bu mukaddesat uğruna ölenler hakkında, Allah Rasulü şehitlik rütbesini müjdeliyor: "Kim malını müdafaa sırasında öldürülürse şehittir. Kim kanını müdâfaa sırasında öldürülürse şehittir. Kim dinini müdâfaa sırasında öldürülürse şehittir. Kim ailesini müdâfaa sırasında öldürülürse o da şehittir." (Tirmizî, Sünen, Diyât 22 / 1418, 1421; Ebu Dâvud, Sünen, Sünnet 32/4772; Nesâî, Sünen, Tahrim 22/7, 115, 116; İbnu Mâce, Sünen, Hudud 21, /2580). Dahası Müslüman'ın toprağını ve malını müdafa etmesi hem hakkı, hem de vazifesidir (Müslim, Sahih, İman, 225; Nesai, Sünen, Tahrîm'üd-Dem, 21, VII, 113).Öte yandan İslam'da, insanın kendi canına dahi kıymasına asla imkan tanınmamıştır; Müslüman, değil bir başkasının canına, kendi canına dahi kast edemez.Alemlere rahmet Hz. Muhammed'in (sav) buyurduğu üzere, Müslüman'ın canı, kanı, malı, namusu ve şerefi, Kâbetullah gibi kıymetli, hatta Beytullah'tan bile daha mukaddestir. Nitekim Abdullah bin Amr (ra) şöyle anlatıyor: Ben, Resûlullah'ın (sav) Kâbe'yi tavaf ettiğini ve (tavaf esnasında) şöyle dediğini gördüm: "(Ey Allah'ın evi), sen ne kadar hoşsun, senin kokun ne kadar hoş! Sen (Allah katında) ne kadar büyüksün, senin kutsallığın ne kadar büyük! Muhammed'in canı (kudret) elinde olan (Allah)'a yemin ederim ki, mü'minin malı, kanı ve hakkında ancak hüsn-ü zan beslenmesi yönüyle kutsallığı, Allah katında senin kutsallığından daha büyüktür." (Bkz. İbn Mace, Sünen, Fiten, 28/3932).Bugün maalesef "stratejik ortakçılığı"na Müslüman görünenlerin soyunduğu BOP kapsamında, her dem binlerce Müslüman can veriyor; adeta binlerce Beytullah yıkılıyor.Kıyametin eşiğine doğru daha hızlı sürüklendiğimiz günümüzde, bu gerçekleri idrak etmek bir insanlık ve iman borcu haline gelmiştir. Çünkü, ülkemizi ve bölgemizi ahtapotun kolları gibi saran ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında, Irak'ta, Afganistan'da, Pakistan'da, Türkistan'da, Urumçi'de veya bir başka İslam coğrafyasında Müslüman'ın canı "üç-beş dolar"la ölçülüyor, nâhak yere milyonlar can veriyor, malı telef ediliyor, namusu kirletiliyor.Bu kirli işgal ve vahşet planının stratejik ortakçıları ise maalesef Müslüman görünüyorlar, dün olduğu gibi bugün de güya İslam namına mangalda kül bırakmıyorlar! Türk milletinin gözünü boyamaya devam ediyorlar. Halbuki, ne iman, ne iz'an ne de insaf, böyle bir vahşeti kabul edemez, rıza gösteremez, hazmedemez, ortakçı hiç olamaz. Öncelikle bu kirli tezgahı fark etmek ve bozmak, her Türk evladının iman, vatan ve medeniyet borcu olsa gerektir!
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019