‘Irak ehlinin âşık olduğu kimse’
Zamanın halifesi Hişam b. Abdülmelik bile onun ilmi konusunda övgü dolu sözler sarf etmekten kendini alamamıştır. İmam Bâkır'ı (a.s.), "O, Irak ehlinin âşık olduğu kimsedir" şeklinde tanıtmıştır
07.04.2023 11:00:00 / Güncelleme: 07.04.2023 13:22:23





Ehl-i Sünnet âlimlerinden Muhammed b. Münkedir, İmam Bâkır'ın (a.s.) ilmini şöyle övüyor:
"Ben Hüseyin b. Ali'nin (a.s.) ilim ve fazilet bakımından kendisine daha yakın olan halifesini evlatlarının arasında görmemiştim. Nitekim, bir gün onun oğlu Muhammed Bâkır'ın (a.s.) huzuruna vardım."
İbn Şehrâşub, İmam Bâkır ve oğlu İmam Câfer'den (a.s.) nakledilen hadislerin çokluğu ile ilgili olarak şunları yazmaktadır:
"... bu nedenle tefsir, kelam, fetva, ahkâm, helal ve haram hususunda o hazretten sâdır olan hadisler, İmam Hasan (a.s.) ve İmam Hüseyin'in (a.s.) diğer evlatlarının hiçbirinden sâdır olmamıştır."
Muhammed b. Müslim şöyle diyor:
"Aklıma gelen her şeyi, Ebu Câfer'den (İmam Bâkır) sordum. Öyle ki, otuz bin hadis hakkında ona soru sordum."
Zamanın halifesi Hişam b. Abdülmelik bile onun ilmi konusunda övgü dolu sözler sarf etmekten kendini alamamıştır. İmam Bâkır'ı (a.s.), "O, Irak ehlinin âşık olduğu kimsedir" şeklinde tanıtmıştır.
Ebu Zühre'nin üstadı herkesin İmam'a müracaat etmesi hakkında şöyle yazıyor:
"İmam Bâkır (a.s.), imamette ve halkın hidayetinde İmam Seccad'ın (a.s.) vârisi idi ve bu yüzden bütün İslam ülkesinin âlimleri her taraftan ona doğru koşuyorlardı ve Medine'ye gelen herkes İmam'ın huzuruna varıp sonsuz ilminden yararlanıyordu."
Yine şöyle yazıyor: "Çoğu fıkıh ve hadis büyükleri, İmam'ın ilminden faydalanmak amacıyla onun huzuruna geliyorlardı."
Uyûnu'l-Ahbar'dan da şöyle nakledilmiştir: "Fıkıh âlimleri helal ve haramı ondan öğreniyorlardı."
Halk arasında yüce bir ilmî şöhrete sahip olan babası İmam Seccad (a.s.) gibi, ona da, herkes tarafından ihtiram gösteriliyordu.
İmam'ın fıkıh, akait ve diğer İslami ilimler hususundaki rivayetlerinin çok oluşu Ehl-i Beyt rivayetçilerinin dışında, çoğu Ehl-i Sünnet muhaddislerinin de o hazretten hadis nakletmelerine neden oldu. Bunların en meşhurlarından biri de Ebu Hanife'dir. Ebu Hanife, Ehl-i Beyt yoluyla ve bizzat İmam Bâkır'dan (a.s.) fazla bir miktarda hadis nakletmiştir.
Denilebilir ki, İmam Ali'den (a.s.) sonra, Ehl-i Beyt Ekolü İmam Bâkır ve İmam Câfer kanalı ile yayılmış ve yok olmaktan kurtulmuştur. Bu nedenle, "Tefsir, kelam, fetva, ahkâm, helal ve haram hususunda o hazretten sâdır olan hadisler İmam Hasan (as.) ve Hüseyin'in (a.s.) diğer evlatlarının hiçbirinden sâdır olmamıştır" denilmiştir.
"Ben Hüseyin b. Ali'nin (a.s.) ilim ve fazilet bakımından kendisine daha yakın olan halifesini evlatlarının arasında görmemiştim. Nitekim, bir gün onun oğlu Muhammed Bâkır'ın (a.s.) huzuruna vardım."
İbn Şehrâşub, İmam Bâkır ve oğlu İmam Câfer'den (a.s.) nakledilen hadislerin çokluğu ile ilgili olarak şunları yazmaktadır:
"... bu nedenle tefsir, kelam, fetva, ahkâm, helal ve haram hususunda o hazretten sâdır olan hadisler, İmam Hasan (a.s.) ve İmam Hüseyin'in (a.s.) diğer evlatlarının hiçbirinden sâdır olmamıştır."
Muhammed b. Müslim şöyle diyor:
"Aklıma gelen her şeyi, Ebu Câfer'den (İmam Bâkır) sordum. Öyle ki, otuz bin hadis hakkında ona soru sordum."
Zamanın halifesi Hişam b. Abdülmelik bile onun ilmi konusunda övgü dolu sözler sarf etmekten kendini alamamıştır. İmam Bâkır'ı (a.s.), "O, Irak ehlinin âşık olduğu kimsedir" şeklinde tanıtmıştır.
Ebu Zühre'nin üstadı herkesin İmam'a müracaat etmesi hakkında şöyle yazıyor:
"İmam Bâkır (a.s.), imamette ve halkın hidayetinde İmam Seccad'ın (a.s.) vârisi idi ve bu yüzden bütün İslam ülkesinin âlimleri her taraftan ona doğru koşuyorlardı ve Medine'ye gelen herkes İmam'ın huzuruna varıp sonsuz ilminden yararlanıyordu."
Yine şöyle yazıyor: "Çoğu fıkıh ve hadis büyükleri, İmam'ın ilminden faydalanmak amacıyla onun huzuruna geliyorlardı."
Uyûnu'l-Ahbar'dan da şöyle nakledilmiştir: "Fıkıh âlimleri helal ve haramı ondan öğreniyorlardı."
Halk arasında yüce bir ilmî şöhrete sahip olan babası İmam Seccad (a.s.) gibi, ona da, herkes tarafından ihtiram gösteriliyordu.
İmam'ın fıkıh, akait ve diğer İslami ilimler hususundaki rivayetlerinin çok oluşu Ehl-i Beyt rivayetçilerinin dışında, çoğu Ehl-i Sünnet muhaddislerinin de o hazretten hadis nakletmelerine neden oldu. Bunların en meşhurlarından biri de Ebu Hanife'dir. Ebu Hanife, Ehl-i Beyt yoluyla ve bizzat İmam Bâkır'dan (a.s.) fazla bir miktarda hadis nakletmiştir.
Denilebilir ki, İmam Ali'den (a.s.) sonra, Ehl-i Beyt Ekolü İmam Bâkır ve İmam Câfer kanalı ile yayılmış ve yok olmaktan kurtulmuştur. Bu nedenle, "Tefsir, kelam, fetva, ahkâm, helal ve haram hususunda o hazretten sâdır olan hadisler İmam Hasan (as.) ve Hüseyin'in (a.s.) diğer evlatlarının hiçbirinden sâdır olmamıştır" denilmiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
















































































