Savaşın analizi
Bu savaş daha çok ABD'nin üstün gücü yerine Saddam'ın güçsüzlüğü yüzünden böyle fiyaskoyla bitmiştir. Irak'ın gücü ya hakikaten bilinmiyordu da bunun için abartılıyordu ya da yüzlerce uçak, binlerce tank ve zırhlı araç, onbinlerce muhafız, komando, fedai ve saray askerinde hiç askeri disiplin, askeri bilgi ve askeri duygu yok mu demek gerekir. Yani Araplardan sıkı bir rejim dahi bir ordu kuramadı mı? Bunca hazırlık, bunca silah, bunca masraf niye yapıldı? Bu silahları niye kullanmadılar? Niye helikopteri köylüler düşürüyordu da, Irak askerleri hiç ateş bile etmiyordu? ABD uçaklarını kendi ABD askerleri yalnışlıkla vuruyordu da; bir tek uçak savaşı neden görülmedi?
Kısacası, ya Saddam'da, ya Irak ordusunda, ya sahalarda, ya Arap milletinde hiç asker ruhu yok! Bu kadar da kolay teslimiyet olamaz.
Belki de ben yanılıyorum. Belki de bütün bunların üstündeki kumanda heyetinin zirvesi anlaşmalıydı, onun için sonuç böyle oldu. Her neyse tarih kitapları er veya geç bunu meydana çıkaracak ve yazacaktır!
Yağmalama olayları
Yağma yapan insanlar için ABD askerleri, "Eskiden onlardan alınan malları şimdi geri alıyorlar" demeçleriyle açıklama yapmaktadırlar. Buradaki gizli amaçları ise, İslam'daki ahlakı temelinden bozmak mıdır? Başkasının malını almak, talan etmek, hırsızlıkta bulunmak, yağmalamak halkın ahlakını temelden dinamitlemektedir.
Peşmergelerin ve Kürt devletinin arkasında ABD var. Onlar izin vermeden onlar hiçbir şey yapamazlar. O bin kişiyi 1992 yılında Kuzey Irak'tan alarak, on yıl boyunca pasifikteki adalara götürmüşlerdi. Şimdi onları Kuzey Irak'a getirdiler ve bu savaşta kullanmaktadırlar.
ABD Kürtlerle beraber acaba ikinci bir İsrail mi yaratmak istemektedir? Herhalde, İsrail'le Kürtleri Araplara karşı bir takviye gücü olarak kullanmak isteyeceklerdir.
Saddam rejimi ve ABD
Saddam, Irak'ta Baas Partisi'nin başkanı ve rejimin kurucusudur. Irak'ı tam bir diktatör olarak idare etmiştir.
Ama Saddam'a en büyük destek ABD'den ve AB'den gelmiştir.
Saddam'a en çok silah satan onlar olmuştur. En çok teknolojiyi ve geniş kitle imha silahlarını satan, fabrikalarını kuran ve biyolojik silahların yardımında bulunan yine onlar olmuştur. Ayrıca yeşil dolarlar karşılığı teknoloji yardımı veren yine onlardır.
Saddam'ı İran'a karşı kışkırtan ve 8.5 yıllık Irak-İran savaşında yardım eden yine ABD ve AB devletleridir. Saddam'a destek veren yine onlardı. 1991 yılında Saddam'a gizli olarak Kuveyt'te girmek için cesaret veren yine onlardır.
Birinci Körfez savaşında Irak'ı 1 ay kadar havadan döven ve de modern silahlarını üzerlerinde deneyen yine ABD'ydi.
Saddam'ı Kuveyt'ten çıkartan ve fakat ona dokunmayan; Bağdat'a girmeyen yine ABD'ydi. 1992'de bunu baba Bush yapmıştı. 2003'te de oğul Bush aynı senaryoyu gerçekleştirmektedir.
Şu anda da o kadar tahkimat yapılan Bağdat'tan ABD askerlerine hiç mukavamet gösterilmemesi, hiç bir direnç yapılmaması sizlere de hiç garip bir olay gibi gelmiyormu? Acaba aralarında gizli bir anlaşma mı var?
Saddam önderliğinde ABD, Ortadoğu'da planlı olarak mı yerleşme imkanı buldu?
Şu anda Saddam yine ortalarda yok. "Acaba Suriye'de mi?" sorulmaktadır. Öyleyse Suriye'yi de Irak'a yapılanın aynısı yapılmalıdır! Bunun hazırlığı daha şimdiden mi yapılıyor yoksa? Üstelik hazır Irak'ın işini bitirmişken ve hazır askerlerimiz de oradayken, Suriye'nin de işini görelim de o da aradan çıksın diye mi düşünüyorlar? Ama buna Birleşmiş Milletler ne der, güvenlik Konseyi ne karar verir? Diğer dünya devletleri ne tavır alır? AB ne der? umurlarında bile değil. Onların elinde süper bir güç var. Ne adalete, ahlaka, dünya düzenine, insanlık kurallarına bakmaya gerek var mı ki? Demokrasi, insan hakları ve hukuk sistemi sadece güçsüzler için değil mi?
Dikkat ettiniz mi daha Bin Ladin bile bulunamamıştır. Şimdi bunlara karşı olan savaşı da bitirmeden bırakmaktadırlar. Sonra da onları bahane ederek istedikleri ülkeleri suçlayarak saldırmak için hazırlıklarını yapacaklardır.
Böylece bütün istedikleri ve planladıkları ülkeleri teker teker ele geçireceklerdir.
Bu savaş daha çok ABD'nin üstün gücü yerine Saddam'ın güçsüzlüğü yüzünden böyle fiyaskoyla bitmiştir. Irak'ın gücü ya hakikaten bilinmiyordu da bunun için abartılıyordu ya da yüzlerce uçak, binlerce tank ve zırhlı araç, onbinlerce muhafız, komando, fedai ve saray askerinde hiç askeri disiplin, askeri bilgi ve askeri duygu yok mu demek gerekir. Yani Araplardan sıkı bir rejim dahi bir ordu kuramadı mı? Bunca hazırlık, bunca silah, bunca masraf niye yapıldı? Bu silahları niye kullanmadılar? Niye helikopteri köylüler düşürüyordu da, Irak askerleri hiç ateş bile etmiyordu? ABD uçaklarını kendi ABD askerleri yalnışlıkla vuruyordu da; bir tek uçak savaşı neden görülmedi?
Kısacası, ya Saddam'da, ya Irak ordusunda, ya sahalarda, ya Arap milletinde hiç asker ruhu yok! Bu kadar da kolay teslimiyet olamaz.
Belki de ben yanılıyorum. Belki de bütün bunların üstündeki kumanda heyetinin zirvesi anlaşmalıydı, onun için sonuç böyle oldu. Her neyse tarih kitapları er veya geç bunu meydana çıkaracak ve yazacaktır!
Yağmalama olayları
Yağma yapan insanlar için ABD askerleri, "Eskiden onlardan alınan malları şimdi geri alıyorlar" demeçleriyle açıklama yapmaktadırlar. Buradaki gizli amaçları ise, İslam'daki ahlakı temelinden bozmak mıdır? Başkasının malını almak, talan etmek, hırsızlıkta bulunmak, yağmalamak halkın ahlakını temelden dinamitlemektedir.
Peşmergelerin ve Kürt devletinin arkasında ABD var. Onlar izin vermeden onlar hiçbir şey yapamazlar. O bin kişiyi 1992 yılında Kuzey Irak'tan alarak, on yıl boyunca pasifikteki adalara götürmüşlerdi. Şimdi onları Kuzey Irak'a getirdiler ve bu savaşta kullanmaktadırlar.
ABD Kürtlerle beraber acaba ikinci bir İsrail mi yaratmak istemektedir? Herhalde, İsrail'le Kürtleri Araplara karşı bir takviye gücü olarak kullanmak isteyeceklerdir.
Saddam rejimi ve ABD
Saddam, Irak'ta Baas Partisi'nin başkanı ve rejimin kurucusudur. Irak'ı tam bir diktatör olarak idare etmiştir.
Ama Saddam'a en büyük destek ABD'den ve AB'den gelmiştir.
Saddam'a en çok silah satan onlar olmuştur. En çok teknolojiyi ve geniş kitle imha silahlarını satan, fabrikalarını kuran ve biyolojik silahların yardımında bulunan yine onlar olmuştur. Ayrıca yeşil dolarlar karşılığı teknoloji yardımı veren yine onlardır.
Saddam'ı İran'a karşı kışkırtan ve 8.5 yıllık Irak-İran savaşında yardım eden yine ABD ve AB devletleridir. Saddam'a destek veren yine onlardı. 1991 yılında Saddam'a gizli olarak Kuveyt'te girmek için cesaret veren yine onlardır.
Birinci Körfez savaşında Irak'ı 1 ay kadar havadan döven ve de modern silahlarını üzerlerinde deneyen yine ABD'ydi.
Saddam'ı Kuveyt'ten çıkartan ve fakat ona dokunmayan; Bağdat'a girmeyen yine ABD'ydi. 1992'de bunu baba Bush yapmıştı. 2003'te de oğul Bush aynı senaryoyu gerçekleştirmektedir.
Şu anda da o kadar tahkimat yapılan Bağdat'tan ABD askerlerine hiç mukavamet gösterilmemesi, hiç bir direnç yapılmaması sizlere de hiç garip bir olay gibi gelmiyormu? Acaba aralarında gizli bir anlaşma mı var?
Saddam önderliğinde ABD, Ortadoğu'da planlı olarak mı yerleşme imkanı buldu?
Şu anda Saddam yine ortalarda yok. "Acaba Suriye'de mi?" sorulmaktadır. Öyleyse Suriye'yi de Irak'a yapılanın aynısı yapılmalıdır! Bunun hazırlığı daha şimdiden mi yapılıyor yoksa? Üstelik hazır Irak'ın işini bitirmişken ve hazır askerlerimiz de oradayken, Suriye'nin de işini görelim de o da aradan çıksın diye mi düşünüyorlar? Ama buna Birleşmiş Milletler ne der, güvenlik Konseyi ne karar verir? Diğer dünya devletleri ne tavır alır? AB ne der? umurlarında bile değil. Onların elinde süper bir güç var. Ne adalete, ahlaka, dünya düzenine, insanlık kurallarına bakmaya gerek var mı ki? Demokrasi, insan hakları ve hukuk sistemi sadece güçsüzler için değil mi?
Dikkat ettiniz mi daha Bin Ladin bile bulunamamıştır. Şimdi bunlara karşı olan savaşı da bitirmeden bırakmaktadırlar. Sonra da onları bahane ederek istedikleri ülkeleri suçlayarak saldırmak için hazırlıklarını yapacaklardır.
Böylece bütün istedikleri ve planladıkları ülkeleri teker teker ele geçireceklerdir.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006