İran'da gösteriler durmuyor
İran'da 11'inci günü geride bırakan gösteriler, 2009'daki tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra çıkan olaylardan bu yana en büyük yönetim karşıtı protestolardan biri sayılıyor. Onlarca kente yayılan gösterilerde 10 günün ardından en az 41 kişi öldü.
28.09.2022 00:17:00





İran'da 22 yaşındaki Mehsa Emini'nin "başörtüsü kurallarına uymadığı" gerekçesiyle gözaltına alınmasının ardından hayatını kaybetmesi üzerine başlayan protestolarda 11 gün geride kaldı. Gayriresmi rakamlara göre, şu ana kadar güvenlik güçlerinin de aralarında olduğu en az 41 kişi şiddet eylemlerine dönüşen protestolar sırasında hayatını kaybetti. Ülkede 11'inci gününü geride bırakan gösteriler, 2009'daki tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra çıkan olaylardan bu yana en büyük yönetim karşıtı protestolardan biri sayılıyor. İran yakın geçmişte de zaman zaman başta ekonomik nedenler olmak üzere çeşitli sebeplerle protestolara sahne oldu.
Üç yıl önce de gösteriler çıkmıştı
Bunlardan en şiddetlisi Kasım 2019'da ülkede benzine üç kat zam yapılması sonrası patlak veren eylemlerdi. ABD yaptırımlarının da etkisiyle ekonomik açıdan zor günler geçiren İran halkı, 15 Kasım 2019'da benzin zammının açıklanmasının ardından ülkenin birçok kentinde protestolara başladı. Ülkede 6 gün süren ve Uluslararası Af Örgütüne göre, en az 304 kişinin hayatını kaybettiği gösteriler sırasında birçok kentte kamu binaları tahrip edildi. Bugünkü gösteriler ise ekonomik nedenlerle yapılmıyor. Kadınların ön plana çıktığı ve başını çektiği eylemler hem ulusal hem uluslararası düzeyde destek buluyor.
Gösteriler neden patlak verdi?
Mehsa Emini, 13 Eylül'de memleketi Sakkız kentinden ziyaret için geldiği başkent Tahran'da "ahlak polisi" olarak bilinen İrşad devriyeleri tarafından "başörtüsü kurallarına uymadığı" gerekçesiyle polis nezaretine alınarak, karakola götürüldü.
Karakolda aniden fenalaşarak hastaneye kaldırılan Emini, 3 gün sonra 16 Eylül'de hayatını kaybetti. Olay kamuoyunda infiale neden olurken ülkede birçok siyasetçi ve sanatçı tarafından da büyük tepkiyle karşılandı. Tepkiler üzerine Tahran Polisi tarafından yapılan açıklamada, İrşad devriyesinin Emini'yi bir saatlik "brifing" için karakola götürdüğü ve genç kadının burada aniden bilincini kaybetmesi ve kalp rahatsızlığı yaşaması üzerine hastaneye sevk edildiği belirtildi. Sosyal medyadaki aktivistler ise polisin "aniden" bilincini kaybettiği yönündeki iddiasını reddederek, Emini'nin polis tarafından darbedildiğini ileri sürdü. İddiaların ardından İran devlet televizyonu, genç kadının polis merkezine getirildiği ve karakolda bulunduğu anlardaki görüntüleri yayımladı. Görüntülerde, diğer kadınlarla birlikte karakola getirilen Emini'nin, görevli bir kadınla konuştuktan sonra aniden fenalaşarak yere yığıldığı görüldü.
Öte yandan dün İngiliz Sky News televizyonuna konuşan Irak'ın Süleymaniye kentinde yaşayan Emini'nin kuzeni İrfan Murtezayi, genç kadının karakola götürülürken darbedildiğini ve buna dair raporlar olduğunu söyledi. Olayın ardından Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi de hadisenin tüm boyutlarıyla soruşturulması için İçişleri Bakanı Ahmed Vahidi'ye talimat verdi. Konunun incelenmesi için Tahran Başsavcılığı ile İçişleri Bakanlığı bünyesinde özel bir araştırma ve inceleme komitesi oluşturulurken, Tahran Adli Tıp Müdürlüğü, 19 Eylül'de genç kadının ölüm nedenine ilişkin kesin inceleme sonuçlarının 3 hafta içerisinde kamuoyuna açıklanacağını duyurdu.
İran'da siyaset dünyasının tepkisi
Buna rağmen tepkiler dinmedi ve olaya ilişkin ilk eleştiriler reformist siyasetçilerden geldi. Eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, 16 Eylül'de sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında, yaşanan acı hadiseden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Ülke yönetimine seslenen Hatemi, "Hukuka, mantığa ve şeriata aykırı davranışlar durdurulmalı. İslam'ın ve devletin imajı daha fazla zedelenmemeli ve bu olayların failleri de uygun bir şekilde yargılanmalıdır" ifadelerini kullandı.
Fars eyaleti Milletvekili Celal Reşidi Kuçi de "Hukukumuzda hiçbir yerde başörtüsü uyarısı veya cezalandırmak için bir kişinin darbedilmesine izin verilmemiştir" değerlendirmesinde bulundu. İran devriminin lideri Ayetullah Ruhullah Humeyni'nin torunu Hasan Humeyni de olayın toplumun duygularını incittiğini ve yargının olayın faillerine karşı kayıtsız kalmaması gerektiğini belirtti. Meclis Kadın ve Aile Fraksiyonu Sözcüsü Sara Fellahi de "Bu trajik olay görmezden gelinemez. İhmali olan her kurum ve kişiden hesap sorulmalıdır" dedi. Bu arada ülkede 23 ve 25 Eylül'de "başörtüsü kurallarına uymadığı" gerekçesiyle gözaltına alınan Mahsa Emini'nin ölümü üzerine başlayan protestolar sürerken, başkent Tahran'da "yönetime ve güvenlik güçlerine destek" amacıyla mitingler düzenlendi.
Sosyal medya ağlarına kısıtlama getirildi
İran'da 21 Eylül'de WhatsApp ve Instagram gibi sosyal medya ağlarına kısıtlamalar getirilmesine rağmen protesto dalgası genişledi. Norveç merkezli İran İnsan Hakları İzleme Örgütüne göre ise gösterilerde en az 75 kişi yaşamını yitirdi. Uluslararası Af Örgütü ise dünkü açıklamasında gösterilerde en az 4 çocuğun hayatını kaybettiğini bildirdi. Af Örgütü, yalnızca 21 Eylül gecesinde 19 kişinin güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğünü teyit ettiğini duyurdu. HABER MERKEZİ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.