Bursa, tarih kokan, tarihe şahitlik eden şehirlerimizden. Osmanlı'nın payitahtı olması nedeniyle tarihin yaşanmış birçok güzelliğini bulmak kolay.Setbaşı'na giderken Irgandı'yı görmek ve gezmek istiyoruz. 1400'lü yıllarda yapılmış bu köprü Evliya Çelebi'nin yazılarına konuk olmuş. Üzerinde çeşitli dükkanlar bulunurmuş.Köprü tarihi kişiliğine uygun olarak onarılınca adeta şahadet parmakları gökyüzüne kalkmış gibi "ben buradayım, ben Irgandı Köprüsüyüm" diye ruhları etkileyen haykırışını duyuyoruz.Ahşap dükkanlar sıra sıra Irgandı'da. Yıllar önceki durumu da böyleydi. Bir dükkanda hattat var. Ders veriyor. Bir yerde güzel yazı kursu. Bir yerde ebru dersleri veriliyor. Kültürel anlamda mesleki eğitimle beraber edebi faaliyetler de ortaya konmaya çalışılıyor. Bir dükkanda da ney yapılıyor.Hani Mesnevi'nin ilk beyitlerinde Mevlâna'nın tarif ettiği ney...
"Duy şikayet etmede her an bu ney, Anlatır hep ayrılıklardan bu ney.
Der ki feryadım kamışlıktan gelir, Duysa her kim, gözlerinden kan gelir.
Ayrılıktan parçalanmış bir yürek İsterim ben, derdimi dökmem gerek.
Kim ki aslından ayırmış canını, Öyle bekler, öyle vuslat anını.
Ağladım her yerde hep ah eyledim, Gördüğüm her kul için dostum dedim."Irgandı ile ney sesi bana yeniden özünü hatırlamayı, yeniden ruhlara şifa veren köklü mirasın tozlu raflardan inerek, kendine has nameleriyle neslimizle buluşmasını hatırlattıYabancı müziklerin alabildiğine empoze edildiği, sel gibi neslimizin üzerine geldiği bu günlerde ney'e koşan, ney kurslarına giden gençler, Irgandı Köprüsünde ney ile buluşuyorlar.Köprüyü geçip yukarıya doğru çıktığınızda müzik aletleri satan bir dükkana girdim. Gördüm ki ney satışlarında artış var. Ve ney ustalarının sayısı da buna bağlı artmış. Kendisi ile görüştüğüm bir ustamız ney siparişlerinin yoğunluğundan bahsetti.Televizyonlarda, radyolarda, diğer yayın organlarında ney bütün heybetiyle kendini göstermekte.Ney ayrılıktan bahseder, ney kulluktan, ney samimiyetten, teslimiyetten bahseder. Ney şevke getirir zâkirleri. Dervişlerin, musiki ile gönüllerinin tatlanmasıdır ney?Ney yalnızken ona nefes veren bir kamilin, bir ustanın nefesiyle kamışlıktan kurtulmadır. Kendine gelmedir. Dirilmedir. Mânâ kazanmadır. Nağmeler yağdırmadır. Gönüllere girmedir?Irgandı'da bunlar geldi aklıma.Köprüler onarıldıkça, ney sesleri ile gençler buluştukça, kendi özünü hatırladıkça, kendi musikisine, kendi sesine yöneldikçe; sanat, kalkınma, saygı, medeniyet? gerçek anlamına bürünecektir.
Mustafa Sabri / diğer yazıları
- Ramazanlaşmak / 17.07.2012
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011
- III. Balkan Savaşı mı? / 28.05.2012
- Mihrabiyelerimiz; zikirden bir demet / 01.03.2012
- Ali Hoca’nın ardından / 25.02.2012
- "Türkiye Uyan!" / 31.01.2012
- Suriye Noel hediyesi olmayacak / 21.12.2011
- 9. Cüz'ü okurken, Suriye'yi düşündü? / 09.12.2011
- Şu idrake bakın / 01.11.2011
- Musiki ve hafızlarımız / 22.10.2011
- Ashâb-ı Hicr: Körlüğü seçen kavim / 10.10.2011