Batılılar, tarih boyunca ırkçılık yapmış, ırkçılık yüzünden savaşlar çıkarmış ve milyonlarca insanın ölmesine neden olmuşlardır. Çıkarlarına uygun düşmediği dönemlerde ırkçılıklarını saklamış ve insan haklarından söz etmişlerdir.
Fakat ırkçılık ideolojisini bir türlü içlerinden atamamış ve o nüveyi sürekli canlı tutmuşlardır. Zaten başkasını yapamazlardı, çünkü Batı medeniyeti ırkçılık merkezlidir. O bakımdan Batılıların egemen olduğu her yerde ırkçılık, ayırımcılık ve sınıfçılık kaçınılmazdır.
Batılılar, bu duygularını şartlara uygun bir şekilde dizginlemiş, fırsat bulunca da hemen hortlatmışlardır. Batı dünyasında, son yıllarda ırkçılığın hortlatıldığı açıkça gözlemlenmektedir.
Öyle ki, ırkçılık politikası izleyen politikacıların oyları artıyor ve kimisi de iktidara geliyor. Bu konuda en somut örnek Trump'ın ABD Başkanı seçilmesidir ki, bunun Batı dünyasında domino etkisi yapacağı kesindir.
Trump'ın ABD Başkanı seçilmesinden sonra, Fransa'da aynı politikaları seslendiren başkan adayı Le Pen'e ilgi artmıştır. Bazıları ona, bugünden başkan gözüyle bakmaktadır. Diğer Avrupa ülkelerinde de ırkçı söylemler her geçen gün prim yapıyor ve şiddetleniyor.
Her dönemde savaş nedenlerinden biri, belki de birincisi ırkçılık olmuştur. Bundan dolayı Batı dünyasında ırkçılığın yeniden hortlatılmasını savaş alâmeti olarak görmek gerekiyor. Nitekim Batılıların çoğu, aynı görüşü paylaşmaktadır. Yapılan bir araştırmaya göre, ABD ve Avrupa halklarının yüzde 60'ı yeni bir dünya savaşının yakında başlayacağına inanmaktadır.
Sadece halklar değil, tecrübeli devlet adamları da aynı endişeyi taşımaktadır. Bunlardan biri eski Sovyetler Birliği Başkanı Gorbaçov'dur. Gorbaçov şöyle diyor: "Çok sayıda asker, tank ve zırhlı araç Avrupa'ya getiriliyor. NATO ve Rusya orduları ve silâhları eskiden uzaktan birbirine bakarken, şimdilerde hemen ateş edecekmişçesine birbirine yakın konuşlanıyor. Politikacılar ve askeri liderlerin ağızlarından düşmanca sözler dökülüyor ve savunma doktrinleri de tehlikeli olmaya başladı. Yorumcular, TV şahsiyetleri de düşmanlık korosuna katılıyor. Dünya sanki savaşa hazırlanıyor gibi."
Gorbaçov'un bu tespitini kuvvetlendiren gelişmelerden biri de, ABD Başkanı Trump'ın, gelir gelmez ordunun yeniden yapılandırmasını içeren başkanlık emrini imzalamasıdır. Rusya ve Çin de, ABD'yi çok yakından izliyor. Rusya Devlet Başkanı Putin, "Rus ordusunun savaş potansiyelinin ciddi biçimde güçlendirilmesi gerekir" diyor. Demek ki, Putin de savaş ihtimalini gözden ırak tutmuyor.
Irkçılığın hortlatılması ve savaş denildiğinde, ana hedefe mutlaka Müslümanlar konuluyor. O nedenle Müslümanlar olarak söz konusu gelişmelere bigâne kalmamız ve hazırlıklı olmamız şarttır.
Bu hususta ilk ve en önemli adım, İslâm ülkelerinin ortak dış politika oluşturmasıdır. Daha geniş anlamda söylersek, ırkçı emperyalizme karşı durabilmek için İslâm birliğinin sağlanması olmazsa olmazdır.
Fakat ırkçılık ideolojisini bir türlü içlerinden atamamış ve o nüveyi sürekli canlı tutmuşlardır. Zaten başkasını yapamazlardı, çünkü Batı medeniyeti ırkçılık merkezlidir. O bakımdan Batılıların egemen olduğu her yerde ırkçılık, ayırımcılık ve sınıfçılık kaçınılmazdır.
Batılılar, bu duygularını şartlara uygun bir şekilde dizginlemiş, fırsat bulunca da hemen hortlatmışlardır. Batı dünyasında, son yıllarda ırkçılığın hortlatıldığı açıkça gözlemlenmektedir.
Öyle ki, ırkçılık politikası izleyen politikacıların oyları artıyor ve kimisi de iktidara geliyor. Bu konuda en somut örnek Trump'ın ABD Başkanı seçilmesidir ki, bunun Batı dünyasında domino etkisi yapacağı kesindir.
Trump'ın ABD Başkanı seçilmesinden sonra, Fransa'da aynı politikaları seslendiren başkan adayı Le Pen'e ilgi artmıştır. Bazıları ona, bugünden başkan gözüyle bakmaktadır. Diğer Avrupa ülkelerinde de ırkçı söylemler her geçen gün prim yapıyor ve şiddetleniyor.
Her dönemde savaş nedenlerinden biri, belki de birincisi ırkçılık olmuştur. Bundan dolayı Batı dünyasında ırkçılığın yeniden hortlatılmasını savaş alâmeti olarak görmek gerekiyor. Nitekim Batılıların çoğu, aynı görüşü paylaşmaktadır. Yapılan bir araştırmaya göre, ABD ve Avrupa halklarının yüzde 60'ı yeni bir dünya savaşının yakında başlayacağına inanmaktadır.
Sadece halklar değil, tecrübeli devlet adamları da aynı endişeyi taşımaktadır. Bunlardan biri eski Sovyetler Birliği Başkanı Gorbaçov'dur. Gorbaçov şöyle diyor: "Çok sayıda asker, tank ve zırhlı araç Avrupa'ya getiriliyor. NATO ve Rusya orduları ve silâhları eskiden uzaktan birbirine bakarken, şimdilerde hemen ateş edecekmişçesine birbirine yakın konuşlanıyor. Politikacılar ve askeri liderlerin ağızlarından düşmanca sözler dökülüyor ve savunma doktrinleri de tehlikeli olmaya başladı. Yorumcular, TV şahsiyetleri de düşmanlık korosuna katılıyor. Dünya sanki savaşa hazırlanıyor gibi."
Gorbaçov'un bu tespitini kuvvetlendiren gelişmelerden biri de, ABD Başkanı Trump'ın, gelir gelmez ordunun yeniden yapılandırmasını içeren başkanlık emrini imzalamasıdır. Rusya ve Çin de, ABD'yi çok yakından izliyor. Rusya Devlet Başkanı Putin, "Rus ordusunun savaş potansiyelinin ciddi biçimde güçlendirilmesi gerekir" diyor. Demek ki, Putin de savaş ihtimalini gözden ırak tutmuyor.
Irkçılığın hortlatılması ve savaş denildiğinde, ana hedefe mutlaka Müslümanlar konuluyor. O nedenle Müslümanlar olarak söz konusu gelişmelere bigâne kalmamız ve hazırlıklı olmamız şarttır.
Bu hususta ilk ve en önemli adım, İslâm ülkelerinin ortak dış politika oluşturmasıdır. Daha geniş anlamda söylersek, ırkçı emperyalizme karşı durabilmek için İslâm birliğinin sağlanması olmazsa olmazdır.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018