Adam vardır olayların perde arkasını bakmadan görür.
Adam vardır burnunun dibini baktığı halde göremez.
Gözden göze elbette fark olduğu gibi bakmadan bakmaya da fark vardır.
Biri bakmadan görür biri baktığı halde göremez.
Biri, ele gelen, kulağa çalınan, göze takılan haberleri bir güzel harmanlar, haberi hazırlayan merkezlerden haberi sunanlara kadar hepsini inceler ve bu haberle neyin amaçlandığını, muhatabın hangi tarafa yatırılmak istendiğini tesbit eder.
Biri de, bir şekilde gönül bağı kurduğu habercilerin her dediğini senet kabul eder ve duyduğu o haberi etrafına pazarlar durur.
Biri, işaret parmağının gösterdiği noktaya odaklanırken diğeri parmağa takılır kalır.
Parmağa takılıp kalanlar, bütün zamanlarını parmağı incelemekle geçirirler, parmağın özellikleri anlatılır, güzellikleri konuşulur ama bir türlü parmağın işaret ettiği esasa sıra gelmez.
İki milyarlık İslam âleminin hayat kitabı Kur'an ile ilişkileri ne yazık ki tam da örneğimizde olduğu gibidir.
O Kerim Kitabın gösterdiği hedeflere odaklanmak yerine o hedefleri işaret eden ayetlerin nasıl okunacağı, hangi makamla okunacağı, hangi harfin nasıl çıkarılacağı hususunda uzun zamanlar harcanır da o hedeflere ulaşmak için yapılması gerekenlere bir türlü sıra gelmez ve atı alan Üsküdar'ı geçer her devirde.
Siz toplum olarak faizli bir sisteme akşamdan razı olmuşsanız, yediden yetmişe gırtlağınıza kadar faize ve faizli işlemlere batmışsanız, iliklerinize kadar sömürülüp faiz lobilerinin heybelerini doldurmaya amade olmuşsanız siz faizi yasaklayan ayetleri nasıl okursanız, hangi makamdan okursanız okuyun, ne fark eder?
"Allah ve Resûlüne karşı harb ilan etmek" anlamına gelen faizi, faizciliği, faizli sistemi özümsemiş, kanıksamış ve afiyetle hazmetmiş bir toplumun, bu yasakla ilgili ayetleri en güzel sesli hafızlardan dinlemesi ve dinlerken ağlaması parmağa takılıp kalmak değil midir?
Kur'an'da yer alan bütün emirleri ve bütün yasakları ve dahi erdemi ve ahlakı öğütleyen bütün ilkeleri bu örnek üzerinden değerlendirmek mümkün.
Burada durup Muhammed İkbal'in şu ikazını hatırlamak ve hatırlatmak çok yerinde olacaktır:
"Sizin Kur'an'dan anladığınız, kolay can versinler diye hastalarınızın üzerine Yasin okumaktan ibarettir, hâlbuki Kur'an size hayat vermek için inzal olmuş bir kitaptır."
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024