"Milli Mücadele yıllarında azınlıkların kurduğu cemiyetlerin yanında, milli çıkarlarımızla bağdaşmayan milli birlik ve beraberliğimizi bozucu işgalci devletlerin destek ve yardımlarıyla Türkler tarafından kurulan dernekler de vardı.
Bu derneklerden biriside Teâli-i İslam Cemiyeti'dir.
İlk adı Cemiyeti Müderrisîn (Medrese Öğretmenleri Derneği) olan Teâli-i İslam Cemiyetinin yönetim kurulunda Mustafa Sabri (Başkan), İskilipli Atıf (İkinci Başkan), Said-i Kürdi (İttihat-ı Muhammediye Cemiyeti önderlerinden) bulunuyordu.
Teâli-i İslam Cemiyeti özellikle Milli Mücadele'nin ilk yıllarında Anadolu hareketi aleyhindeki faaliyetlerini sürdürdü. Yayınladığı bildirilerle halkın kafasını karıştırdı. Aşağıda sunacağımız bildiri de bunlardan birisidir.
Bu bildiri incelendiğinde Teâli-i İslam Cemiyetinin milli varlığa ne kadar çok düşman olduğunu daha iyi anlaşılacaktır:
"Ey Anadolu'nun Masum ve Mazlum Ahalisi!...
Muhabere olur, harbi kendisi çıkarmayan her sınıf halk zayiata uğrar, cidden azalır?
Bu defada Anadolu'da Mustafa Kemal ve Kuvay-ı Milliye maskaraları Yunan askerlerinin önünden namerdane bir surette kaçarken, zavallı saf ve gafil ahali ve askerden cem ettikleri kuvvetleri düşmanla harbe tutuşturarak ve "Siz mevkiinizde sebat edin, biz şu taraftan onların arkasını çevireceğiz" tarzında yalanlar ve hilelerle savuşup kaçarak zavallı neferlerimizi ve ahalimizi boşu boşuna kırdırmak usulünü takip ediyorlar?
Yazık, bin kere yazık ki, gerek harp içinde ve gerek mutakereden sonra memleket bunların fitne ve fesadı uğuruna milyonlarca evladını telef ediyor da; Talat, Enver, Cemal, Mustafa Kemal ve saire gibi beş on şakînin vücudunu ortadan kaldırmak için icap eden küçük fedakarlığı göze aldıramayarak memleketi ve kendilerini ebedi tehlikeden kurtarmak ve selamete çıkarmak tarikini idrak edemedi ve hala da edemiyor!
Halbuki millet? kendisini hala aldatmağa çalışan heriflere niçin diyemiyor ki:
Ey hainler, Ey Allah'tan korkmayan ve Peygamber'den haya etmeyen mahluklar? İngilizleri kızdırdınız, üzerimize Yunanlılara musallat ettiler.
Harpte mağlup olduktan sonra uslu oturmak ve mağlubiyetin netayicine katlanarak telafisini sabrü sükun ve aklü tedbir dairesinde izale etmekten başka çare varmıdır?
Yunanlılarla harbe tutuşuyor...Düşünmüyorsunuz ki Yunanlılara fazla zaiyat verdirmek bile bundan sonra bizim için hayırlı ve menfaatli bir şey olmaz?
Hem sizler ey yalancı ve deni şakiler!.. kendinize ne hakla, ne yüzle, ne utanmazlıkla Kuvayı Milliye namını veriyorsunuz?...
Utanmaz hainler, artık yetişir, yakamızı bırakın: Cenabı Hakkın gazap ve laneti sizin üzerinize olsun!
Şimdi sulh imzalandı Kuvay-ı Milliye belasının tevlit ettiği mecburiyetle galip devletlere karşı yeniden taahhüt altına girdik.
Devletler şimdi bize: Eğer Anadolu'da Kuvay-ı Milliye isyanını devam ettirir ve bastıramazsınız İstanbul'u da elimizden çıkarmak ve memlekete son hizmet şeklinde son ihanetlerini de yapmak için çalışıyorlar?
Ey kahraman askerler!
Harp senelerinde sizi cephe cephe sürükleyen ve aç susuz süründüren ve din kardeşlerinizin hemşehrilerinizin beyhude yere ölmelerine sebebiyet veren birkaç kişi arasında Mustafa Kemal, Ali Fuat, Bekir Sami gibi zalimler de vardı?
Siz bu zalimlerin cinayetlerine daha ne kadar göz yumacaksınız?
Elinize aldığınız Fetvay-ı şerif - ki Allah'ın emridir-, okuduğunuz Hatt-ı Münif - ki Halifemizin Padişahımızın bir fermanıdır-, siz Allah'ın emrine, Halifenin fermanına ittibaen bu canileri bu katil canavarları daha ziyade yaşatmamakla memur ve mükellefsiniz.
Şu alçaklar ve hempaları bu cinayetleri hep sizin sayenizde yapıyor; bunların vücutlarını külliyen dünyadan kaldırmak beşeriyet için, Müslümanlık için bir farz olmuştur.
Memleketin başına bu kadar felaket getirmiş olan bu hainler daha yaşatılacak mı?...İşte size ihtar eyliyoruz, Allah'ını Peygamberini ve Padişahını seven bu tarafa gelsin!" (Genelkurmay Başkanlığı, Askeri Tarih ve Stratejik Etüd (ATASE) Arşivi, Klasör: 525, Dosya: 129, Fihrist: 1-14; Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Ulusal Bağımsızlık Savaşında Milli Varlığa Düşman Cemiyetler (Teali ?i İslam'ın Bir Bildirisi), Tarih ve Toplum Dergisi, Haziran 1992, Sayı 102,ss. 19-22).
"Kurtuluş savaşında keşke Yunan galip gelseydi" diyen eski tüfek İngiliz ajanı ve son devrin Amerikan raportörü kızıl fesi tarihçi müsveddeleri, gece-gündüz küfrettikleri Gazi M. Kemal Atatürk'ün kurtardığı bu aziz vatanda ve kurduğu devlette hâlâ ona küfrederek keyif sürmekten utanmayabilirler.
Lakin Atatürk'ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı'nınmahareti, yıllar süren Milli Mücadelenin ölüm-kalım savaşlarının komutanı ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin banisi Gazi M. Kemal'i, yukarıdaki fetvanâmede görüldüğü üzere eşkıya, hain ve katl-i vacib vatan düşmanı ilan eden Said Nursî'leri baştacı etme, onların risalelerini pazarlamave muharrefatınıyayma olabilir mi?
Olur diyenler varsa; kriptö FETÖ'cüler, bu milletin başına 15 Temmuz gibi daha çok kanlı ve hain gaileler açarlar.
Bu derneklerden biriside Teâli-i İslam Cemiyeti'dir.
İlk adı Cemiyeti Müderrisîn (Medrese Öğretmenleri Derneği) olan Teâli-i İslam Cemiyetinin yönetim kurulunda Mustafa Sabri (Başkan), İskilipli Atıf (İkinci Başkan), Said-i Kürdi (İttihat-ı Muhammediye Cemiyeti önderlerinden) bulunuyordu.
Teâli-i İslam Cemiyeti özellikle Milli Mücadele'nin ilk yıllarında Anadolu hareketi aleyhindeki faaliyetlerini sürdürdü. Yayınladığı bildirilerle halkın kafasını karıştırdı. Aşağıda sunacağımız bildiri de bunlardan birisidir.
Bu bildiri incelendiğinde Teâli-i İslam Cemiyetinin milli varlığa ne kadar çok düşman olduğunu daha iyi anlaşılacaktır:
"Ey Anadolu'nun Masum ve Mazlum Ahalisi!...
Muhabere olur, harbi kendisi çıkarmayan her sınıf halk zayiata uğrar, cidden azalır?
Bu defada Anadolu'da Mustafa Kemal ve Kuvay-ı Milliye maskaraları Yunan askerlerinin önünden namerdane bir surette kaçarken, zavallı saf ve gafil ahali ve askerden cem ettikleri kuvvetleri düşmanla harbe tutuşturarak ve "Siz mevkiinizde sebat edin, biz şu taraftan onların arkasını çevireceğiz" tarzında yalanlar ve hilelerle savuşup kaçarak zavallı neferlerimizi ve ahalimizi boşu boşuna kırdırmak usulünü takip ediyorlar?
Yazık, bin kere yazık ki, gerek harp içinde ve gerek mutakereden sonra memleket bunların fitne ve fesadı uğuruna milyonlarca evladını telef ediyor da; Talat, Enver, Cemal, Mustafa Kemal ve saire gibi beş on şakînin vücudunu ortadan kaldırmak için icap eden küçük fedakarlığı göze aldıramayarak memleketi ve kendilerini ebedi tehlikeden kurtarmak ve selamete çıkarmak tarikini idrak edemedi ve hala da edemiyor!
Halbuki millet? kendisini hala aldatmağa çalışan heriflere niçin diyemiyor ki:
Ey hainler, Ey Allah'tan korkmayan ve Peygamber'den haya etmeyen mahluklar? İngilizleri kızdırdınız, üzerimize Yunanlılara musallat ettiler.
Harpte mağlup olduktan sonra uslu oturmak ve mağlubiyetin netayicine katlanarak telafisini sabrü sükun ve aklü tedbir dairesinde izale etmekten başka çare varmıdır?
Yunanlılarla harbe tutuşuyor...Düşünmüyorsunuz ki Yunanlılara fazla zaiyat verdirmek bile bundan sonra bizim için hayırlı ve menfaatli bir şey olmaz?
Hem sizler ey yalancı ve deni şakiler!.. kendinize ne hakla, ne yüzle, ne utanmazlıkla Kuvayı Milliye namını veriyorsunuz?...
Utanmaz hainler, artık yetişir, yakamızı bırakın: Cenabı Hakkın gazap ve laneti sizin üzerinize olsun!
Şimdi sulh imzalandı Kuvay-ı Milliye belasının tevlit ettiği mecburiyetle galip devletlere karşı yeniden taahhüt altına girdik.
Devletler şimdi bize: Eğer Anadolu'da Kuvay-ı Milliye isyanını devam ettirir ve bastıramazsınız İstanbul'u da elimizden çıkarmak ve memlekete son hizmet şeklinde son ihanetlerini de yapmak için çalışıyorlar?
Ey kahraman askerler!
Harp senelerinde sizi cephe cephe sürükleyen ve aç susuz süründüren ve din kardeşlerinizin hemşehrilerinizin beyhude yere ölmelerine sebebiyet veren birkaç kişi arasında Mustafa Kemal, Ali Fuat, Bekir Sami gibi zalimler de vardı?
Siz bu zalimlerin cinayetlerine daha ne kadar göz yumacaksınız?
Elinize aldığınız Fetvay-ı şerif - ki Allah'ın emridir-, okuduğunuz Hatt-ı Münif - ki Halifemizin Padişahımızın bir fermanıdır-, siz Allah'ın emrine, Halifenin fermanına ittibaen bu canileri bu katil canavarları daha ziyade yaşatmamakla memur ve mükellefsiniz.
Şu alçaklar ve hempaları bu cinayetleri hep sizin sayenizde yapıyor; bunların vücutlarını külliyen dünyadan kaldırmak beşeriyet için, Müslümanlık için bir farz olmuştur.
Memleketin başına bu kadar felaket getirmiş olan bu hainler daha yaşatılacak mı?...İşte size ihtar eyliyoruz, Allah'ını Peygamberini ve Padişahını seven bu tarafa gelsin!" (Genelkurmay Başkanlığı, Askeri Tarih ve Stratejik Etüd (ATASE) Arşivi, Klasör: 525, Dosya: 129, Fihrist: 1-14; Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Ulusal Bağımsızlık Savaşında Milli Varlığa Düşman Cemiyetler (Teali ?i İslam'ın Bir Bildirisi), Tarih ve Toplum Dergisi, Haziran 1992, Sayı 102,ss. 19-22).
"Kurtuluş savaşında keşke Yunan galip gelseydi" diyen eski tüfek İngiliz ajanı ve son devrin Amerikan raportörü kızıl fesi tarihçi müsveddeleri, gece-gündüz küfrettikleri Gazi M. Kemal Atatürk'ün kurtardığı bu aziz vatanda ve kurduğu devlette hâlâ ona küfrederek keyif sürmekten utanmayabilirler.
Lakin Atatürk'ün kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı'nınmahareti, yıllar süren Milli Mücadelenin ölüm-kalım savaşlarının komutanı ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin banisi Gazi M. Kemal'i, yukarıdaki fetvanâmede görüldüğü üzere eşkıya, hain ve katl-i vacib vatan düşmanı ilan eden Said Nursî'leri baştacı etme, onların risalelerini pazarlamave muharrefatınıyayma olabilir mi?
Olur diyenler varsa; kriptö FETÖ'cüler, bu milletin başına 15 Temmuz gibi daha çok kanlı ve hain gaileler açarlar.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019