Irak'ta üç buçuk milyon Türkmen yaşıyor. Bir o kadar da Kürt yaşıyor. Yıllar öncesinden Barzani ve Talabani'nin adamları Saddam zulmü altında bile silahlanmış, ordu kurmuş, savaşmış. Bizim Türkmenler nasıl olsa bizi Türkiye korur diye ordularını kurmamış. IŞİD silahlanmış, ordu kurmuş, bizim Türkmenler Türkiye'ye güvenip silahlanmamış, ordu kurmamış. Hep Türkiye'den yardım beklemişler. Bu kardeşlerimiz, Atatürk'ten sonraki dönemde günümüze kadar gelen süreçte, devletimizin başına geçenlerin neredeyse tamamının Türklük diye bir derdinin olmadığını, hatta kademe kademe Türk milletini tasfiyeye memur olduklarını, devletimizin millî bir Türk devleti olmaktan çıkıp Amerikan mandası haline getirildiğini göremedilerse, anlayamadılarsa ne diyelim. Şimdi Kerkük'te, Telafer'de, Tuzhurmatu'da, Musul'da; her yerde eli silahsız, ordusuz pusatsız Türkmenler IŞİD'den kaçıyor. Nereye kaçıyor? Erbil'e ve diğer bazı Barzani şehirlerine. Yüzde yüz Türkmen şehri olan Erbil, şimdi Barzani'nin başkenti olmuş. Barzani de diyormuş ki: "Elinizde iyi kötü ne kadar silah varsa bize verin, ordumuzla polisimizle sizi biz koruyalım." Bu, tam bir şeytan kapanıdır. Türkmen şehirlerine ve köylerine doğrudan doğruya Barzani Peşmergesi sürmenin tepki toplayacağını bildikleri için Amerika ve İsrail'in kiralık cinayet örgütü IŞİD'i sürdüler Türkmenlerin üstüne. Onlar da IŞİD'in şerrinden Barzani'nin şefaatine sığınmak zorunda bırakıldılar. Barzani de Türkmen'e "silahını ver, seni ben koruyacağım" diyor. Yani "Bundan sonra sen benim esirimsin, kölemsin. Kerkük dahil bütün toprakların benim oldu. Bundan sonra Türkmenlik diye bir dava yoktur. Benim elime düştükten sonra seni gizli gizli, sinsi sinsi yok edeceğim, kimsenin ruhu bile duymayacak. Kimsenin haberi olmadan Peşmergelerimi evlerine göndereceğim, evinde para, altın, mücevher, tapu ne varsa alacağım. Kızlarını karılarını ayrı bir yere götüreceğim, oralarda Peşmergeme cariyelik yapacaklar. Erkeklerini de başka bir yere götürüp oralarda kör kuyularda yok edeceğim. Evlerini, dükkânlarını, topraklarını da Peşmergelerim işgal edecek" demek istiyor. Bugün IŞİD'i öncü kuvvet olarak Türkmenlerin üstüne salıp Barzani'nin kucağına atmanın ve Türkmenlerin Barzani'ye sığınması hadisesinin özeti, manası budur. Bundan başka bir mana çıkmaz. Aynı oyun, Suriye Türkmenleri için de oynandı ve oynanıyor. Bu, Suriye ve Irak Türkmeneli yurtlarının Türklerden arındırılması projesidir. Projenin sahibi Amerika, İsrail ve Avrupa'dan oluşan Haçlı-Siyon emperyalizmi, destekçisi de bu emperyalist odakların Sünni İslam'ın lideri yaptıkları yerli İslamcı kılıklı siyaset esnafı ve Suudi Arabistan gibi bazı korsan Arap devletçikleridir.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015