Yeni Hazine ve Maliye Bakanı ekonomiyi 'gözlerdeki ışıltı' olarak tarif etmişti, sözünü ettiği o ışıltıdan emeklilerin payına ne yazık ki yine karanlık, hem de zifiri karanlık düştü.
Oldukça şaibeli, oldukça tartışmalı olan TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamlarının dahi hayli altında zam yapıldı emekli maaşlarına.
Yaşanan, hissedilen ve tarafsız araştırmacılar tarafından açıklanan enflasyon rakamları ise bilindiği gibi en az bunların iki katı.
Emeklinin kullanacağı elektriğe yüzde yüz yirmi yedi zam, maaşına ise sadece yüzde otuz…
Bu taksimatı yapan zihniyet, emekliyi peşinen karanlığa mahkum etmiş olmuyor mu?
İnsanların hayatta kalabilmek için kullanmak zorunda oldukları en temel ihtiyaç maddelerine yapılan fahiş zamlar göz önüne alındığında bütün bir hayatın zifiri karanlığa mahkum edildiğini söylemek hiç de mübalağa olmasa gerek.
Ambleminde ampul olan bir partinin yirmi yıllık iktidarının sonunda bütün bir memleketi zifiri karanlığa mahkum ederek, kendi ampullerinin dahi patladığını ilan etmiş oldular.
Gıdım gıdım verip adım adım almak tam da işte böyle bir şey.
Başta emekliler olmak üzere tüm kesimlerin ışığından, evet evet ışığından keserek toplayacakları para ile 'kur garantili mevduat faizi' uygulamasında faize para yatıran zenginlerin kur farkı, yani faizi ödenecek.
Utanmayı ve yüz kızartısını çoktan unutmuş olan yandaş kalemler, akla ziyan zamları ve bir savaştan çıkmışçasına ortaya çıkan enflasyon rakamlarını savunmak için, malum savaş sonrası tamamen yıkılan ve sepet sepet paralarla pazara giden Almanları örnek gösteriyorlar.
Daha düne kadar toz-pembe tablolar çizenler, uçuyoruz, uzaya çıkmamıza az kaldı türünde haberler yapanlar kendileri değilmiş gibi, bugün astronomik rakamlara ulaşan enflasyonu ve yapılan fahiş zamları savunmak için gerekçeler üretiyorlar.
Yandaş ve yalaka basında artık iz'an ve idrak aramıyoruz da, vicdan kırıntılarına rastlanır mı diye beklemedeyiz.
İnsan sormadan edemiyor; bu kaçıncı duvara toslamanız?
Utanmanız ve yüzünüzün kızarması için, daha kaç yalanınız ve kaçıncı defa, hayatın gerçekleri tarafından yüzünüze çarpılması lazım?
Yirmi seneden beri milleti kandırma, milleti aldatma ve fakir-fukarayı zifiri karanlığa sürüklemeniz karşılığında aldığınız ulufeler yetsin artık.
Aç gözlülüğün de bir sınırı olması gerekmez mi?
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Emekli ağlar yıkılır dağlar / 29.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024
- Dipsiz kuyunun kazıcıları hayret içinde / 28.03.2024
- Ne olursa ‘yeter artık’ diyeceksiniz? / 27.03.2024
- Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar / 26.03.2024
- Bende her yaradan var / 24.03.2024
- Ramazan’ın ortasında faizin tam ortasına… / 23.03.2024
- 'Yusuf’u kurt yedi' yalanı devam ediyor / 22.03.2024
- Kaç Yusuf kuyulara atılıyor? Kaç Yusuf pazarlarda satılıyor? / 21.03.2024
- Hayatı pürdikkat yaşamanın mevsimidir Ramazan / 20.03.2024
- İftarda sahurda bombalar… Gazze’ye gelmeseydi mi Ramazan? / 19.03.2024