ABD Hava Kuvvetleri, Afganistan'ın Nangahar şehrinde IŞİD militanlarına karşı "nükleer olmayan en büyük bomba" olarak bilinen GBU-43 bombası ile hava saldırısı düzenledi.
ABD ordusunda MOAB (Massive Ordnance Air blast Bomb) kısaltması ile de bilinen bombaya "tüm bombaların anası" da deniliyor. ABD, MOAB'ı ilk kez çatışma alanında kullanmış oldu.
Nedir bu MOAB?
10 ton ağırlığında olan MOAB, ABD'nin daha önce Vietnam, Birinci Körfez Savaşı'nda Irak ve Afganistan'ın Tora Bora mağaralarına kullandığı 7 tonluk BLU82 (Daisy Cutter) bombasının yüzde 40 daha güçlü modelidir.
Nükleer olmayan en güçlü bombadır.
Bu bombayı ancak C-130 kargo uçağı taşıyabiliyor.
İlk kez 11 Mart 2003'te ABD'nin Florida eyaletindeki Eglin Hava Üssü'nde test edilirken bir nükleer patlama oldu sanılmıştır. Çünkü gerek patladığında çıkan ses ve oluşan sarsıntı ve gerekse de patlama sonrası oluşan mantar bulutu nükleer patlamayı andırmaktadır.
Yere çarpmadan önce binlerce metreküp yanıcı gaz fırlatan MOAB, patladığında gazların da yanması sonucu 2 kilometrekare çapındaki bir alanda yaşayan her şeyi kül ediyor, bina ve tesisler yerle bir oluyor. Bu alanın dışındaki binalar da sallanıp zarar görebiliyor. Şok dalgalar çökmelere sebep oluyor.
Üç bin metre yükseğe kadar bir duman bulutu yükseliyor. Duman 65 kilometre uzaktan görünüyor.
Patladığı noktada 550 metrelik bir krater açılıyor.
MOAB patladığı zaman o kadar yüksek bir basınç açığa çıkarıyor ki, 2 kilometrekare alanın dışında bile olsanız iç organlarınız zarar verip sizi öldürebiliyor.
2003 yılında dönemin ABD Genelkurmay Başkanı Richard Myers, cephaneliklerinde olan "her şeyi" Irak'ta kullanacaklarını söylemişti.
ABD'nin Irak ve Afganistan'da yıllardır yaptığını Rusya da Suriye'de yapmaktadır.
Belki bir terör örgütü hedef alındığı için bu silahların kullanılmasının makul karşılanması gerektiği düşünülebilir ama hedef alınan terör örgütleri de bu denenen silahları üreten ülkelerin üretimidir.
Ne yazık ki; İslam coğrafyası çoğunlukla ABD ve diğer Batılı ülkeleri ve Rusya gibi kendi çıkarlarından başka hiçbir şeyi önemsemeyen güçlerin atış poligonu haline gelmiş durumda.
Bugün haklı ve hukuki gibi görünen dış müdahaleler, gelecekte haksız ve hukuksuz müdahalelerin zeminini oluşturacağı asla unutulmamalıdır. Çünkü hedefteki ülkeye müdahale etmek için gerekçe üretmek Batılı ülkeler için en kolay iştir ve uzman oldukları bir alandır.
Bu kumpastan nasıl çıkılabilir?
Can alacı soru budur. Her şeyden önce bütün alanlarda Batılı ülkelere muhtaç olan bir devlet ya da tüm İslam coğrafyası, bu kumpastan kurtulması imkânsız olmasa da çok zordur.
Ekonomide, siyasette, askeriyede tam bağımsızlık olmazsa olmazdır. Her şeyden de önemlisi olan birlik ve beraberlik İslam coğrafyasının tamamında ve her ülkenin kendi içinde sağlanmalıdır. Çağdaş Lawrence ve Humpherların İslam coğrafyasında fitne ekmelerinin önüne geçilmelidir.
Burada çok az bir kısmını saydığımız bu olması gerekenlerin gerçekleşmesi çok zor değil mi?
Evet, çok zor?
Her zorluğun bir kolay yolu da vardır elbet.
İslam coğrafyasının bu çıkmazdan çıkması için olmazsa olmaz adımların atılabilmesi ve gerekli hamlelerin cesaretle gerçekleşmesi için önce kendi ülkesinde birlik ve beraberliği sağlayacak, sonra da tüm İslam coğrafyasında kardeşliği tesis edecek, gerçek bir lidere ihtiyaç vardır.
Unutmayalım ki, bu açığı gören odaklar her zaman olduğu gibi önümüze sahte liderler ve 'ABD halifeleri' koyarak mevcut şartları sürdürmeye çalışacaklardır.
Bu yüzden çevresinde kenetlendiğimiz, arkasından gideceğimiz kişi; Allah'tan başkasından korkmayan, milletinin çıkarlarını her zaman önde tutan ve bu uğurda cansiperane mücadeleyi göze almış "Atatürk gibi" bir lider olmalıdır.
Böyle bir lider çevresinde kenetlendiğimiz zaman ekonomide, siyasette, askeriyede tam bağımsızlığın sağlanması, birlik ve beraberliğin gönüllerde yeşermesi çok daha kolay olacaktır.
ABD ordusunda MOAB (Massive Ordnance Air blast Bomb) kısaltması ile de bilinen bombaya "tüm bombaların anası" da deniliyor. ABD, MOAB'ı ilk kez çatışma alanında kullanmış oldu.
Nedir bu MOAB?
10 ton ağırlığında olan MOAB, ABD'nin daha önce Vietnam, Birinci Körfez Savaşı'nda Irak ve Afganistan'ın Tora Bora mağaralarına kullandığı 7 tonluk BLU82 (Daisy Cutter) bombasının yüzde 40 daha güçlü modelidir.
Nükleer olmayan en güçlü bombadır.
Bu bombayı ancak C-130 kargo uçağı taşıyabiliyor.
İlk kez 11 Mart 2003'te ABD'nin Florida eyaletindeki Eglin Hava Üssü'nde test edilirken bir nükleer patlama oldu sanılmıştır. Çünkü gerek patladığında çıkan ses ve oluşan sarsıntı ve gerekse de patlama sonrası oluşan mantar bulutu nükleer patlamayı andırmaktadır.
Yere çarpmadan önce binlerce metreküp yanıcı gaz fırlatan MOAB, patladığında gazların da yanması sonucu 2 kilometrekare çapındaki bir alanda yaşayan her şeyi kül ediyor, bina ve tesisler yerle bir oluyor. Bu alanın dışındaki binalar da sallanıp zarar görebiliyor. Şok dalgalar çökmelere sebep oluyor.
Üç bin metre yükseğe kadar bir duman bulutu yükseliyor. Duman 65 kilometre uzaktan görünüyor.
Patladığı noktada 550 metrelik bir krater açılıyor.
MOAB patladığı zaman o kadar yüksek bir basınç açığa çıkarıyor ki, 2 kilometrekare alanın dışında bile olsanız iç organlarınız zarar verip sizi öldürebiliyor.
2003 yılında dönemin ABD Genelkurmay Başkanı Richard Myers, cephaneliklerinde olan "her şeyi" Irak'ta kullanacaklarını söylemişti.
ABD'nin Irak ve Afganistan'da yıllardır yaptığını Rusya da Suriye'de yapmaktadır.
Belki bir terör örgütü hedef alındığı için bu silahların kullanılmasının makul karşılanması gerektiği düşünülebilir ama hedef alınan terör örgütleri de bu denenen silahları üreten ülkelerin üretimidir.
Ne yazık ki; İslam coğrafyası çoğunlukla ABD ve diğer Batılı ülkeleri ve Rusya gibi kendi çıkarlarından başka hiçbir şeyi önemsemeyen güçlerin atış poligonu haline gelmiş durumda.
Bugün haklı ve hukuki gibi görünen dış müdahaleler, gelecekte haksız ve hukuksuz müdahalelerin zeminini oluşturacağı asla unutulmamalıdır. Çünkü hedefteki ülkeye müdahale etmek için gerekçe üretmek Batılı ülkeler için en kolay iştir ve uzman oldukları bir alandır.
Bu kumpastan nasıl çıkılabilir?
Can alacı soru budur. Her şeyden önce bütün alanlarda Batılı ülkelere muhtaç olan bir devlet ya da tüm İslam coğrafyası, bu kumpastan kurtulması imkânsız olmasa da çok zordur.
Ekonomide, siyasette, askeriyede tam bağımsızlık olmazsa olmazdır. Her şeyden de önemlisi olan birlik ve beraberlik İslam coğrafyasının tamamında ve her ülkenin kendi içinde sağlanmalıdır. Çağdaş Lawrence ve Humpherların İslam coğrafyasında fitne ekmelerinin önüne geçilmelidir.
Burada çok az bir kısmını saydığımız bu olması gerekenlerin gerçekleşmesi çok zor değil mi?
Evet, çok zor?
Her zorluğun bir kolay yolu da vardır elbet.
İslam coğrafyasının bu çıkmazdan çıkması için olmazsa olmaz adımların atılabilmesi ve gerekli hamlelerin cesaretle gerçekleşmesi için önce kendi ülkesinde birlik ve beraberliği sağlayacak, sonra da tüm İslam coğrafyasında kardeşliği tesis edecek, gerçek bir lidere ihtiyaç vardır.
Unutmayalım ki, bu açığı gören odaklar her zaman olduğu gibi önümüze sahte liderler ve 'ABD halifeleri' koyarak mevcut şartları sürdürmeye çalışacaklardır.
Bu yüzden çevresinde kenetlendiğimiz, arkasından gideceğimiz kişi; Allah'tan başkasından korkmayan, milletinin çıkarlarını her zaman önde tutan ve bu uğurda cansiperane mücadeleyi göze almış "Atatürk gibi" bir lider olmalıdır.
Böyle bir lider çevresinde kenetlendiğimiz zaman ekonomide, siyasette, askeriyede tam bağımsızlığın sağlanması, birlik ve beraberliğin gönüllerde yeşermesi çok daha kolay olacaktır.
Orhan Dede / diğer yazıları
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023