Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da 34 İslam ülkesinin "Teröre Karşı İslam İttifakı" kurdukları açıklandı.
İttifakı, Suudi Kralı'nın oğlu, 2 numaralı veliahdı ve dünyanın en genç Savunma Bakanı olan Prens Muhammed bin Selman duyurdu.
İttifakı oluşturan 34 ülke, Suudi Arabistan, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Pakistan, Bahreyn, Bangladeş, Benin, Türkiye, Çad, Togo, Tunus, Cibuti, Senegal, Sudan, Sierra Leone, Somali, Gabon, Gine, Filistin, Komor Adaları, Katar, Fildişi Sahili, Kuveyt, Lübnan, Libya, Maldivler, Mali, Malezya, Mısır, Fas, Moritanya, Nijer, Nijerya ve Yemen'den oluşuyor.
Suudi Prens Muhammed Bin Selman'ın ittifak duyurusunu ABD'de televizyon kanallarının izlenme oranlarının en yüksek olduğu dakikalara denk getirmesi, açık biçimde ABD Başkanı Obama'nın çağrılarını cevapsız bırakmadı şeklinde yorumlandı.
İngiliz Independent gazetesinden Robert Fisk ittifak için şu haklı soruları sordu:
"Terör hastalığıyla mücadele' derken tam olarak kim kastediliyor? Vahhabi Suudi devletinin temellerini oluşturan doktrini savunan IŞİD mi, Katar'ın desteklediği Nusra Cephesi mi? Sünni Yemen Cumhurbaşkanı'nın terörist ilan ettiği Şii Husiler mi? Ayrıca bu koalisyonun İran'la nasıl bir diyalogu olacak? Bu koalisyonun finansmanını kim, nasıl yapacak? Ve en önemlisi neden Sünni koalisyonu kuruluyor da bir İslam koalisyonu yaratılamıyor?"
Ortadoğu'daki 'küçük Amerika' Suud'un sözde liderliğinde kurulan bu ittifaka Sünni denebilir, Vahhabi denebilir, Selefi denebilir ama asla denemeyecek bir şey varsa o da İslam'dır.
Bünyesinde dünyanın en büyük Müslüman nüfusuna sahip Endonezya'nın olmadığı, Afganistan, Pakistan, Suriye, İran ve Irak'ın yer almadığı, Şii nüfus yoğunluklu İslam ülkelerini dışlayan bir ittifakın 'İslam ittifakı' olması mümkün değildir.
Dolayısıyla bu ittifakın adı, İslam değil, gerçekte 'şer ittifakıdır.'
Vahhabi paydasında Suud ile buluşan IŞİD'i de üye yaparlarsa 'tam ittifak' sağlanmış olacaktır.
Bu bağlamda IŞİD'le mücadele bir bahanedir, asıl hedefte ise Şii Müslümanlar bulunmaktadır.
Kendi ülkesinin güvenliğini bile ABD'ye havale eden, ordusu asker demeye bin şahit, savaşma kabiliyeti olmayan çok sayıda göbekli Suudlu askerler mi saha da terörle mücadele edemeyeceğini göre bu şer ittifakın asıl askeri unsuru Türk askeri mi olacaktır?
Birkaç gün önce Adana'daki İncirlik Üssü'nü ziyaret eden ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, Türkiye'nin IŞİD'e yönelik kara operasyonlarına katılmasını istediklerini söylemişti.
İttifakı, Suudi Kralı'nın oğlu, 2 numaralı veliahdı ve dünyanın en genç Savunma Bakanı olan Prens Muhammed bin Selman duyurdu.
İttifakı oluşturan 34 ülke, Suudi Arabistan, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Pakistan, Bahreyn, Bangladeş, Benin, Türkiye, Çad, Togo, Tunus, Cibuti, Senegal, Sudan, Sierra Leone, Somali, Gabon, Gine, Filistin, Komor Adaları, Katar, Fildişi Sahili, Kuveyt, Lübnan, Libya, Maldivler, Mali, Malezya, Mısır, Fas, Moritanya, Nijer, Nijerya ve Yemen'den oluşuyor.
Suudi Prens Muhammed Bin Selman'ın ittifak duyurusunu ABD'de televizyon kanallarının izlenme oranlarının en yüksek olduğu dakikalara denk getirmesi, açık biçimde ABD Başkanı Obama'nın çağrılarını cevapsız bırakmadı şeklinde yorumlandı.
İngiliz Independent gazetesinden Robert Fisk ittifak için şu haklı soruları sordu:
"Terör hastalığıyla mücadele' derken tam olarak kim kastediliyor? Vahhabi Suudi devletinin temellerini oluşturan doktrini savunan IŞİD mi, Katar'ın desteklediği Nusra Cephesi mi? Sünni Yemen Cumhurbaşkanı'nın terörist ilan ettiği Şii Husiler mi? Ayrıca bu koalisyonun İran'la nasıl bir diyalogu olacak? Bu koalisyonun finansmanını kim, nasıl yapacak? Ve en önemlisi neden Sünni koalisyonu kuruluyor da bir İslam koalisyonu yaratılamıyor?"
Ortadoğu'daki 'küçük Amerika' Suud'un sözde liderliğinde kurulan bu ittifaka Sünni denebilir, Vahhabi denebilir, Selefi denebilir ama asla denemeyecek bir şey varsa o da İslam'dır.
Bünyesinde dünyanın en büyük Müslüman nüfusuna sahip Endonezya'nın olmadığı, Afganistan, Pakistan, Suriye, İran ve Irak'ın yer almadığı, Şii nüfus yoğunluklu İslam ülkelerini dışlayan bir ittifakın 'İslam ittifakı' olması mümkün değildir.
Dolayısıyla bu ittifakın adı, İslam değil, gerçekte 'şer ittifakıdır.'
Vahhabi paydasında Suud ile buluşan IŞİD'i de üye yaparlarsa 'tam ittifak' sağlanmış olacaktır.
Bu bağlamda IŞİD'le mücadele bir bahanedir, asıl hedefte ise Şii Müslümanlar bulunmaktadır.
Kendi ülkesinin güvenliğini bile ABD'ye havale eden, ordusu asker demeye bin şahit, savaşma kabiliyeti olmayan çok sayıda göbekli Suudlu askerler mi saha da terörle mücadele edemeyeceğini göre bu şer ittifakın asıl askeri unsuru Türk askeri mi olacaktır?
Birkaç gün önce Adana'daki İncirlik Üssü'nü ziyaret eden ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, Türkiye'nin IŞİD'e yönelik kara operasyonlarına katılmasını istediklerini söylemişti.
Orhan Dede / diğer yazıları
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Oylar AKP’ye zoraki gitmiş! / 12.08.2023
- Ya o rüzgâr hiç esmezse… / 11.08.2023